Hukukçu Necmettin Aydın, İlke Haber Ajansına (İLKHA) verdiği röportajda, bir şekilde ve sebeple evini, köyünü, vatanını terk edip başka ülkeye göç eden insan sayısının 300 milyon civarında olduğunun altını çizdi.
Aydın, “Süreç belli, zengin ve güçlü ülkelere bir insan akını var. Göç bin-bir acıyı içinde barındırmakla beraber insanlığın ve uygarlığın gelişmesinde en büyük sosyolojik faktördür. Göç etmeyen Kızılderili kalır veya göç edilmeyen yer Kızılderili köyü kalır. İnsanlığın en önemli barış toplumu ve dönemi Medine dönemidir. Peygamberimizin ve Mekkeli Müslümanların Hicreti olmasa olmazdı. Bu konuda Ensar ve Muhacir kardeşliği insanlığın zirvesidir. Bugün Türkiye olarak bu konuda en denk durumda olan biziz. Beş milyon vatandaşımız büyük çoğunluğu Avrupa olmak üzere dünyanın muhtelif ülkelerinde göçmen. Beş milyonda çoğunluğu Suriye’den olmak üzere farklı ülkelerden ülkemize gelmiş göçmen var. Aslında son iki yüz yıldır Anadolu göç almaktadır. Orta Avrupa, Balkanlar ve Kafkaslardan gelen göçler bugün Anadolu nüfusunun nerede ise yarısıdır. Kurtuluş savaşını onlarla omuz omuza verdik. Evini, köyünü, şehrini terk etmiş bu insanlar vatan kıymetini en iyi bilen insanlardı ve Anadolu’nun uyanışında etkili olmuşlardır.” dedi.
“Gönül coğrafyamızda Halep Antep’tir, Musul Kilis, İdlip Hatay’dır”
Türkiye’ye göç edenlerin aslında bu vatanın evlatları olduğunu söyleyen Aydın, açıklamasının devamında şunları aktardı.
“Gönül coğrafyamızda Halep Antep’tir, Musul Kilis, İdlip Hatay’dır. Müslümanlığın orta Asya’da doğduğu ve yeniden yorumlandığı ve bizi biz yapan bin yıllık şanlı tarihe yön veren mananın mayalandığı, ilk Türk-İslam medeniyetinin doğduğu yer Semerkant, Buhara, Mevlana’nın doğduğu yer Belh, Afganistan’dadır. Belh Konya, Afganistan Türkiye’dir. Çanakkale Şehitliği gönül coğrafyamızın her yerinden gelip şehit olmuş kahramanlarla doludur ve bugün dara düşüp gelenler, başta bu şehitlerin ve yine Kurtuluş Savaşımızda Anadolu’yu vatan sayıp bileziğini yüzüğünü gönderenlerin torunlarıdır, göçmen değil hak sahibidirler. Muhalefet edeceğiz diye bu kardeşlik ruhuna zarar veren söylemler ya ihanet ya gaflettir. Özellikle bu konudaki ırkçı söylemeler tam bir ihanettir. Vatanı kendi konforu sayanların vatanı olamaz.”
Aydın, “Çılgınca alkışladığı sahadaki takımındaki oyuncuların neredeyse tamamı yabancı olan seyircinin, göçmen karşıtı sloganları şuursuzluktur ve bu işin sorumluları buna dur demelidir. Gelenler aslında güç katar. İkinci dünya savaşı sonrası Avrupa’yı inşa edenler ve yine bugün Avrupa’yı taşıyanlar göçmenlerdir, en ağır işleri onlar yapmaktadırlar ve aslında kölelik modernize olmuş bir biçimde bu formatta devam etmektedir. Avrupa geçmişte bütün kaynaklarını sömürerek ve onları köle olarak çalıştırarak oluşturduğu zenginliğini yine onlar üzerinden yürütmektedir. Bize gelenlere biz göçmen değil misafir demeliyiz. Medineli Ensar gibi olmalıyız, kendilerini kendi yurtlarında gibi hissettirmeliyiz. Çalışma hayatındaki istismar en alçak istismardır. Onlar, biz güçlü olduğumuz için bize gelmişlerdir ve gücümüze güç katacaklardır. Yeniden büyük Türkiye’yi birlikte kuracağız. Kalanlar eşit vatandaşımız, dönenler gönül elçilerimiz olacak, Gönül coğrafyamızla bütünleşmemize aracılık edeceklerdir. Elbette her şey bir kayıt ve disiplin içinde, üç beş kendini bilmezin bel ki de provokatörlerin yanlışları üzerinden bu kitleyi incitmeden olmalıdır. Bu asil milletin alicenaplığına gölge düşürmemeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki duruş ve söylemlerini doğru ve isabetli buluyoruz.” ifadelerine yer verdi.