Hukukçu Dr. Demir: Kanunlara göre işveren, işçiyi ucu açık şekilde ücretsiz izne çıkaramaz

İşçi ve işveren hakları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Hukukçu Dr. Ender Demir, işverenin ucu açık ücretsiz izin veremeyeceğini, kısa çalışma ödeneği alan iş yerlerinin ise işçi çıkaramayacağına dikkat çekti.

Coronavirus salgını hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatını da etkiledi. Değişen çalışma şartları pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Yaşanan süreçte birçok işveren çalışan işçilerini bir süreliğine izne ayırmak zorunda kaldı.

İşçi ve işveren haklarına dair açıklamalarda bulunan İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ender Demir, İşverenin karşılıklı anlaşma olmadan işçiyi zorla ücretsiz izne çıkaramayacağını belirtti.

Demir, “Bu durumu, işveren tarafından işçinin iş akdinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedilmesi olarak kabul ediyoruz. Ücretsiz iznin sona ereceği tarih mutlaka belirtilmelidir. Ucu açık bir şekilde ücretsiz izin verilemez. İşçi böyle bir durumda ihbar, kıdem tazminatı talep edebilir ve işe iade davası açabilir. Yıllık ücretli izin kullanımına ilişkin karar ve takdir yetkisi işverene aittir. Dürüstlük ilkesi gereği, iş yoğunluğun önemli ölçüde azaldığı veya durduğu bu günlerde, işverenin talep etmesi halinde işçilerin yıllık ücretli izinlerini kullanmaları gerekir.” dedi.

İşçiye ücretsiz izin kullandırılması veya kısa çalışma ödeneği verilmesinin, işçinin haklarını örtülü olarak erozyona uğratacağını belirten Demir, bu durumda işçinin, iş akdini haklı nedenlerle feshedebileceğini, kıdem tazminatı hakkı kazanacağını ve koşulları yerine getiriyorsa işsizlik sigortasından da faydalanabileceğini ifade etti.

 “İşçiler, kısa çalışma ödeneğinden en az bin 700 lira en fazla 4 bin 400 lira alabilecek”

26 Mart’ta çıkarılan Torba Yasa ile kısa çalışma ödeneğinin şartlarının kısmen kolaylaştırıldığını işaret eden Demir, şunları söyledi:

“İlk olarak işçinin en az 60 gündür aynı iş yerinde çalışıyor olması gerekiyor. İkinci olarak ise son 3 yıl içinde işçi adına en az 450 günlük işsizlik sigortası pirimin yatırılmış olması lazım. İşçi bu iki şartı sağlamıyorsa kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayacak. Kısa çalışma ödeneği, işçinin aylık brüt ücretinin en fazla yüzde 60’ı kadar oluyor. Üst limiti ise asgari ücretin bir buçuk katı. Yani işçiler en az bin 700 lira, en fazla 4 bin 400 lira alabilecek.”

İşsizlik ödeneğinden nasıl yararlanılır?

Kendi istek ve kusura dışında işsiz kalan kişilerin işsizlik ödeneğinden faydalanma hususlarına değinen Demir, “Örneğin iş akdini haklı nedenle fesheden, iş akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün iş akdine tabi olan, iş akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olan, iş akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvuran işçinin işsizlik ödeneğinden faydalanabilir.” dedi.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan işverenlerin, işçinin mağdur olmaması için aradaki farkı ödemesinde bir sorun yaratmayacağının altını çizen Demir, bu konuda kanunen herhangi bir engelin olmadığını söyledi.

“İşçi çıkaran işverene yapılan ödeme geri alınır”

Kısa çalışma ödeneğinin süresinin en fazla 3 ay olduğunu hatırlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Torba Yasa ile Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yetki verildi. Kendisi bu süreyi Aralık 2020’ye kadar uzatabilir. İşveren, kısa çalışma ödeneğini geçmişe dönük olarak da talep edebilir. Çünkü düzenleme 29 Şubat 2020 itibariyle yürürlüğe girdi. Bahsi geçen kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak isteyenlere, işçi çıkarmama şartı getirildi. Bu ödeneği almış firmaların işçi çıkardığının tespit edilmesi durumunda yapılan ödemeler firmadan geri talep edilir.”

“Ahlaka aykırı davranan işçi, işten çıkarılabilir”

İşverenin tek bir istisnai durumda işçiyi işten çıkarma hakkına sahip olduğunu hatırlatan Demir, “İşçinin iyi niyet kurallarına aykırı davranması durumunda işine son verilebilir. İşverene hakaret etmek, doğruluk ve bağlılığa uygun olmayan davranışta bulunmak, bu davranışlara örnek olarak gösterilebilir. Bu durumlarda bile işverenin, işçinin ahlaka aykırı davrandığını ispatlaması gerekir. Bunun dışında işveren hiçbir nedenle işçi çıkaramaz.” diye konuştu.

“Tüm tedbirler alınmak zorunda”

2012 yılında yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işverenin bütün önlemleri almak zorunda olduğunun altını çizen Demir, “Coronavirus salgını nedeniyle iş yerlerinin düzenli aralıklarla dezenfekte edilmesi, sosyal mesafenin de korunmuş olması gerekiyor. Eğer bu tedbirler alınmamışsa işçiler arasında yakınlık varsa ve ciddi bir tehlike söz konusuysa işçi bu durumda çalışmaktan kaçınabilir ve ücretini almaya da hak kazanır.” dedi.

İşyerinde veya işi yürütme esnasında işçiye bedenen veya ruhen zarar veren her türlü olayın iş kazası olduğunu dile getiren Demir, bu durumda uzaktan çalışan işçinin, Coronavirus’e yakalanması iş kazası olarak kabul edilebileceğini ifade etti.

İLKHA


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!
"Bilinçli bir irade sahibinin (Vacib-ül Vücud) varlığı zorunludur"