5 binden fazla avukat bulunan illerde asgari 2 bin avukatla bir baronun kurulabileceği sistemi olumlu olarak gördüğünü belirten Hukukçu, Araştırmacı ve Yazar Mehmet Yaman, Avukatlık Kanununca düzenlenen baro seçim sisteminin günümüz koşullarına cevap vermekten uzak olduğunu belirtti.
Hükümet tarafından TBMM’ye sunulan barolarla ilgili yasa teklifini İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) değerlendiren Hukukçu Yaman, baronun kuruluş amacı ve avukatlık maddesi hakkında bilgi verdi.
Baronun bir meslek kuruluşu ve kamu tüzel kişiliği niteliğinde olduğunu aktaran Yaman, “Benim avukatlık yapabilmem için avukatlık kanununa göre bir baroya kayıt olmak zorundayım. Baroya kayıt olmadan avukatlık yapamıyorum. Avukatlık ruhsatını baro veriyor. Ben inanç ve ahlaki değerlerim itibarı ile baro yönetimi tarafından dışlanıyor ya da rencide ediliyorsam böyle bir baronun bünyesinde üye olarak kalmam inancıma terstir. Ben böyle bir baroya mahkûm olmamalıyım. Demokrasiye inanıyorsak, bende bir meslek mensubu olarak kendi fikriyatıma uygun Anayasa maddelerine göre kendi görev ve mesleki faaliyetlerimi özgün bir biçimde yapabilecek isem o zaman baronunda benim önümü bir takım sebeplerle kesmemesi ve bir takım siyasal dayatmalar içerisinde bulunmaması gerekiyor. Eğer bu baro siyasal dayatmalarda bulunur da benim önümü keserse bende başka türlü faaliyete geçme ihtiyacı hissederim.” dedi.
“Batı ülkelerinde birden fazla baro kurmak mümkün”
Mevcut baro sisteminden rahatsız olan avukatların alternatif bir baro sistemine geçmelerinin bir ihtiyaç ve zaruret olduğunu belirten Yaman, “Batı ülkelerinde mesela Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika’da birden fazla baronun kurulabildiğin biliyoruz ve bu sistem orada sorunsuz bir şekilde işlenmektedir. Eğer birden fazla baro siyasal karmaşalara sebep olabilecekse zaten mevcut barolar bugünkü haliyle siyasal karmaşaların odağı olmuş haldeler. Örneğin Diyanet İşleri Başkanı bir hutbe verdi. Hemen Ankara Barosu arkasından İstanbul ve İzmir Baroları Diyanet İşleri Başkanlığının yasal misyonu içerisinde ifa ettiği görevine karşı bizim inanç ve ahlaki değerlerimizle alakalı bütün Müslümanları rahatsız edici birtakım beyanlarda bulundular. Üstelik bu beyanlar barolar adına yapıldı. Bunlar rahatsız edici şeyler. Bunları kabullenmeyen insanların veya siyasal iktidarların bu konuyla alakalı bir çözüm getirme ihtiyacı kendiliğinden doğurmuş oluyor.” ifadelerini kullandı.
“Mevcut barolar bir görüşün barolarıdır”
Son olarak Yaman, şunları aktardı:
“Yeni sistemde baroların siyasallaşacağı iddia edilmektedir. Zaten mevcut barolar bir görüşün barolarıdır. Bu barolar eğer başlangıçta yaptıkları bu davranış ve söylemleriyle bu yola girmemiş olsalardı bu iddialarda belki haklı olabilirlerdi. Bu iddialar ne kadar gerçekçi olacak o da henüz bilinmiyor. Ama şu bir gerçek aynı görüşte en az 2 bin avukat bir araya gelip bir baro kurabilseler varsın kursunlar. Bunlar kanunların müsaade ettikleri ölçüde suiistimal etmeksizin yapabilecekleri işlemleri yasal boyutlarda yapacaklar. Komisyondan geçen taslağı inceledim. Bunlar gayet yasal, mantıklı ve hukuki ve en ufak bir siyasal endişe taşımayan kurallardan oluşan maddelerdir.”
İLKHA