Konya'da otobüs duraklarındaki reklam panolarına, "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar ve sizden kim onları dost edinirse, O'da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez." ayetinin asılmasını, aralarında HDP'li milletvekillerin de olduğu bazı kesimler hazmedemedi.
Milli Gençlik Vakfı (MGV) ve Anadolu Gençlik Derneği (AGD) tarafından otobüs duraklarındaki reklam panolarına asılan Maide Suresinin 51'inci ayet-i kerimesinin reklam panolarından kaldırılmasını, ayet üzerinden İslam'ın hedef alınması ve ardından yaşanan gelişmeleri Avukat Hüseyin Kurşun, İLKHA'ya değerlendirdi.
Maide Suresi 51'inci ayet-i kerimesi üzerinden İslam'ı ve Kur'an-ı Kerimi hedef alanlara tepki gösteren Kurşun, "Allah'ın ayetini billboarda asmanın hukuka ne aykırılığı var?" diye sordu.
"Müslüman Kur'an-ı Kerim'in bütün emir ve yasaklarının muhatabıdır"
Müslüman olan bir kişinin Kur'an-ı Kerim'in bütün emir ve yasaklarının muhatabı olduğunu belirten Kurşun, "Allah (Celle Celaluhu) bu kitabı indirirken bizim onayımıza sunarak indirmemiştir. Bugünkü ifadesiyle Allah (Celle Celaluhu) bu kitabı indirirken insanlığın referandumuna sunmamıştır. Biz iman ediyoruz ki indirilen ayetler Allah (Celle Celaluhu) tarafından indirilmiştir. Kur'an-ı Kerim de hak bir kitaptır. Kur'an-ı Kerim'de nefsimizin hoşuna gelen ve gelmeyen ayet olur. Dolayısıyla Müslüman olan bir kişi Kur'an-ı Kerim'in bütün emir ve yasaklarının muhatabıdır. Bu anlamda ayet-i kerimenin olumlu veya olumsuz mesaj içermesi gayet normaldir. Zaten ayet bir mesaj içerir. Nitekim söz konusu Maide Suresinin 51'inci ayet-i kerimesinde de 'Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost (veli) edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, O'da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez.' buyuruyor. Yani burada 'düşman edinin' demiyor. Tabi ki ayetin bir mesajı var." dedi.
"Ayet her hangi bir kişinin kendi görüşü veya fikri değildir"
"Böyle bir ayet-i kerimenin Konya'da otobüs duraklarındaki billboardlara asılmasının insanlığa veya bu topluma ne tür bir zararı olabilir?" diye soran Kurşun, "Diğer taraftan bu ayet her hangi bir kişinin kendi görüşü veya fikri değil. Bu sonuçta ayet-i kerimedir. Bütün Müslümanların kabul ettiği ve iman ettiği bir ayettir. Yani buradan hareketle insanları birbirine ve bir grubu diğer bir gruba düşman etmek dinsel ayrılıklar ortaya çıkartmak gibi bir takım girişimlerle bulunulması hukuken yanlıştır." ifadelerini kullandı.
"Allah'ın ayetini billboarda asmanın hukuka ne tür bir aykırılığı var?
"İnsanlığın hilkat ve fıtratına aykırı olan, Allah'ın lanetlediği sapkın, eşcinselliği savunanların ve feminist grupların açtıkları ahlak dışı dövizleri ve afişleri hatırlatan Kurşun, "Diğer taraftan ülkemizde maalesef son dönemlerde feministlerin veya LGBT gibi bir takım oluşumların sokak ortalarında kadını, kadının iffetini, aile kurumunu rencide edecek, ağza bile alınmayacak ifadeleri içeren dövizler taşıdıklarını da görüyoruz. Ama bunlar hakkında herhangi bir işlem yapıldığını hiç görmedik. Dolayısıyla burada bir kişinin inancının ifadesi olan ayet-i kerimeyi insanların göreceği şekilde billboarda asmasının hukuka ne tür bir aykırılığı var? Eğer bu, hukuka aykırı ise bütün Kur'an-ı Kerimleri toplattıralım. Dolayısıyla da biraz ideolojik bir yaklaşım görüyorum. Laikliğin ideolojikleşmiş, böyle tepeden inmeci bir uygulaması olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer gerçekten tarafsızlarsa bugün LGBT ve feminist gibi hatta faşizm gibi bir takım ideolojilerin de buna yönelik gösterilerinin ve basın açıklamalarının da aynı şekilde suç duyurusuna konulması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Kimsenin Kur'an-ı Kerim'in ayetleri üzerinden İslam'ı hedef alma gibi bir hakkının olmadığını, Kur'an-ı Kerim'in insanların değil, Allah'ın bir kelamı olduğunu hatırlatan Kurşun, şunları söyledi:
"Biz Allah'ın (Celle Celaluhu) bu ayetini kabul etmiyoruz, bu bizim hoşumuza gitmiyor. Bize sevgiden, barıştan, çiçeği-böceği korumaktan bahsedin.' demeye getiriliyor. Evet, İslam bunların da korunmasını emrediyor ama diğer taraftan bu tür ayetler de var. Günümüzde modern telakkiye uymuyor diye biz o ayeti kamusal alanda teşhir edilmesini veya ifade edilmesini neden yasaklayalım? Kimsenin böyle bir yetkisi yoktur. Yani laiklik felsefesinde düşünüldüğünde de bu böyledir. Demokratik hukuk sistemine göre yorumladığında da bu böyledir. İnsanların düşüncelerini ifade etme hakkı var ve kaldı ki bu bir düşünce değil, ayettir."
"Hukuka aykırı her hangi bir durum yoktur"
Konya Valiliği'nin savcılığa bulunduğu suç duyurusu ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kurşun, "Buradan bir şey çıkacağını düşünmüyorum. Burada bir ayet var. Bir şairin sözü değil! Zira şair yanılabilir, ideolojisi ve bir dünya görüşü olabilir. Beğenir, beğenmeyiz sonuçta ortada tüm Müslümanların ortak kabulü olan bir kitabın ayeti var. Hukuki açıdan ancak çok zorlama yorumlar ortaya çıkarılabilir. Yani o afişleri asan kişi veya kişiler ya da kurum çağrılacak, bu afişlerin ne amaçla asıldığı sorulacak. Bu defa da 'niyet okumacılık' ortaya çıkacak, insanların niyeti üzerinden soruşturma yürütülecek. Hukuka aykırı her hangi bir durum yoktur." diye konuştu.
Kurşun, "Maide Suresinin 51'inci ayet-i kerimesi daha önce hiç bu kadar çok telaffuz edilmiyordu ve özellikle dinler arası diyalog faaliyetleri ile birlikte daha çok telaffuz edilmeye başlandı. Birçok camide bu ayet-i kerimenin cuma hutbelerinde okunduğuna şahidim. Eğer bu anlayışa göre değerlendirirsek, o zaman camilerdeki imam hatiplerin cezaevine konulması gerekiyor. Çünkü sonuçta cami de kamusal bir mekandır. Bu ayetin bilboarda asılması veya camide bir imam hatibin bu ayeti okuması arasında her hangi bir fark yok. O zaman aynı suç burada da tecelli etmiştir." dedi.
Reklam panolarında Allah'ın ayetinin yer almasının hazmedilmemesinin din hazımsızlığı olduğunu dile getiren Kurşun, bu durumun üzücü olduğunu belirtti.
Kurşun son olarak, İslam dininin ve Kur'an-ı Kerim'in Yahudi ve Hristiyanlarla ilgili tavrının iyi anlaşılması gerektiğini ifade etti.
İLKHA