VAN - Birçok televizyon kanalında yayınlanan ve toplumsal ahlaka aykırı dizi ile programlarla ilgili olarak İLKHA’ya konuşan Av. Şefik Kocaağa, bu tür dizi ve programların hukuki hiçbir dayanaklarının olmadığını söyledi.
Şuan ki hukuki sistemde genel ahlaka aykırı yayınlara karşı yaptırımlar olduğunu ancak bunların nedense uygulanmadığını belirten, Av. Kocaağa, “Ailenin ve çocukların korunmasına ilişkin mevzuat var. Ama bu yeterince işletilmiyor. Bunun en büyük sebebi de toplumdur. Konuya yabancı kalan STK’lardır Çünkü bu konuda bir kamuoyu oluşturulamıyor” dedi.
"Program ve dizilerin hukuksal hiçbir boyutu da yoktur”
Devletin laiklik ilkesinden dolayı bunun üzerine gitmediğini ve bu ahlak dışı programları pompalayan grupların medya alanında güçlü olduklarını, bunun için RTÜK’ün gerekli mevzuatı uygulayamadığını aktaran Av. Kocaağa, “Türkiye’de özellikle STK’ların uzun vadeli bir çalışma yapması gerekir. RTÜK ise denetimleri tek elden yapmadığı ve kurumlara dağıttığı için gerekli ağırlığı ortaya koyamıyor. Hukuk boyutuyla olaya baktığımızda ise bu program ve dizilerin hukuksal hiçbir boyutu da yoktur” ifadelerini kullandı.
“RTÜK üzerine düşeni yapmıyor”
Bu konuda sağlıklı bir denetlemenin yapılabilmesi için bütün yetkinin RTÜK’e devredilmesi gerektiğini söyleyen Av. Kocaağa, RTÜK’ ün mevcut haliyle de birçok şey yapabildiğini ancak ne yazık ki üzerine düşen görevi yerine getirmediğini ifade etti.
Alkol reklamında sinsi uygulama
Kimi program ve dizilerde alkol reklamının çok açık bir şekilde yapıldığını aktaran Av. Kocaağa, ayrıca içki reklamlarından sinsi bir planın uygulandığını belirterek, “Sigarada buzlama yapıldığı halde içkide buzlama dahi yapılmıyor. Hâlbuki mevcut mevzuatta öyle bir ortamın gösterilmemesi gerekiyor. Burada ayrıca sinsi bir plan da uygulanıyor. İçki reklamlarında kasıt sanki marka reklamıymış gibi algılanıyor. Ancak içki reklamının birebir marka reklamı yapılmasına gerek yok. İçkinin zararları sigaradan daha fazla olduğu için içkili sahnenin tamamen gösterilmemesi gerekiyor” diye konuştu.
"Ahlaksız dizi ve programlar güçlerini medyadan alıyor”
“Def'i mefasid, celbi menafiden evladır. Yani zararı gidermek menfaate ulaşmaktan daha öncedir” diyen Av Kocaağa, “Burada biz toplum olarak daha ahlaklı bir toplum inşa etmek istesek bile ahlaksızlık bombardımanına tabiyiz. Buna karşı bir kamuoyu oluşması lazım. Böyle olmazsa hükümetinde RTÜK’ünde eli zayıf kalır. Düzenlemeler kesinlikle yeterli değil. Çok büyük bir eksiklik var. Var olan düzenlemelerde kamuoyu olmadığı için uygulanamıyor. Çünkü bu ahlaksızlığı pompalayan medya çok güçlüdür” tespitinde bulundu.
Öte yandan özellikle İslami alanda yayına başlayıp daha sonra İslam düşmanlarına satılan TV kanallarına da tepki gösteren Av. Şefik Kocaağa, toplumun bunların farkında olması gerektiğini ve Müslümanların bu oyunlara gelmemesini istedi. (Murat Dalgın - İLKHA)