Politikanın patikalı yollarında ilk adımlarını atan Hüdapar'ın varoluş gerekçeleri dahi ciddi ve önemli sayılmaz mı?
''Ben de varım'' diyebilmekten daha büyük bir erdem var mıdır? Varlığa hitap etmekten daha faziletli ne olabilir ki!
Hüdapar kimi temsil ediyor?
Geleneksellik ile cahiliye örf adetleri arasında sıkışmış, kitap ve ilim ile hayati bağları koparılmış bir jenerasyonun asırlara varan yeniden diriliş hamlesinin bir parçasıdır ...
Nüfuslu bir cemiyetin elinde gettolaşmış bir medeniyet nizamının, tekrardan avama indirilme gayretlerinin bir tahakkümüdür ...
Saraysız sultasız, en diplerden yükselen bir çığlığın kulakları çınlatmasıdır ...
Gundisinden bajarisine, geniş bir kitleyi bütünleştirebilmiş bir cihanşümul ülküdür ...
Hüdapar neden siyaset yapmak zorunda?
Toplumun yanıt bekleyen sorunlarına bir kurumsal merci' olabilmek için ...
Çözümlenemeyen kangrenleşmiş sıkıntılara deva olabilmek için ...
Yönetim erkinin çelişkilerini teşhis edip su yüzüne çıkarabilmek için ...
Pragmatizmin tüm çirkef boyutlarını deşifre etmek için ...
Kandırılan yığınların oynanılan onurlarını tekrardan onarmak için ...
Hakkaniyetlice temsil edilmeyen, sukut-u hayale uğratılmış devasa kitlelerin cesaret duygularını taze ve diri tutmak için ...
Kısacası reyleri hunharca gasp edilmiş insanları kardeşce kucaklamak için var olmak zorunda Hüdapar!
Hüdapar kimleri kazanmalı?
Toplumumuzun başöğretmenleri annelerimizi, namus timsali bacılarımızı, gözümüzün nuru kız kardeşlerimizi, evimizin ortağı hanımlarımızı tabi ki ...
Düşünme kudretimiz olan öğrencilerimizi de es geçmemek gerekir ...
Nefes alıp vermeleri bile milletimiz için birer hayr olan alimlerimizi de unutmamalıyız ...
Büyükşehirlerin keşmekeşinde gönülleriyle eğlenecek bir çocuk parkları dahi olmayan, harp koşulları sayesinde doya doya çocukluklarını yaşayamayan -makarna almak için evlerden çıkıp kirli savaşa ruhlarını teslim eden- minik fidanlarımızın temiz gönüllerini de bir kenara atmamak gerekir ...
Zor koşullarda kıt kanaat geçim mücadelesi veren, emekleri acımasız sermaye kompradorları tarafından iğfal edilen, mustaz'af emekçi sınıfı da hedef kitle arasında olmalı ...
Sekülerizmin elinde oyuncak olmuş, moralsiz, ahlaksız ve vicdansız bir halet-i ruhiye yaşayan yoz gençlik göz önünde tutulmalı ...
Manevi açlık içerisinde zavallılaşan, psikolojik travma geçiren insanlarımız akıllardan çıkarılmamalı ...
Tağutun zulmü altında inleyen tüm gariplere el uzatılmalı, kimsesizlerin kimsesi olabilmek için her türlü fedakarlık yapılmalı ...
Hüdapar ne vaad etmeli?
En başta sürekli unutulan adalet hayatın her alanında şaha kalkmalı ...
Tavanın değil tabanın talepleri öncelikli olarak giderilmeli ...
Çürümüş yüreklere merhamet, susturulmuş dillere hürriyet, paslanmış kalplere muhabbet anımsatılmalı ...
Kürtlere, Türklere ve tüm ezilenlere çıkarsız, menfaatsiz ve karşılıksız rabbani dostluk hatırlatılmalı ...
Hüdapar hangi hüvviyeti kimlik bellemeli?
Mazlum ve mağdur Kürdistan'ı rahme düşmüş vatan olgusu olarak kabullenmeli. Kürdistan'ı Adaletistan'ın bir beldesi, Ümmetin bir parçası, Müslümanlığın bir şeref abidesi olarak kamuoyuna nakş etmeli ...
Milliyetini İslam, milletini Kürd, vatanını Kürdistan olarak algılamalı ve Müslüman Kürtlerin yönetim makamına korkusuzca talip olmalı ...
Memleketimizi Ezidisi, Fillesi, Kızılbaşıyla bir Bahçe-i Gülistan'a çevirmeye gayret etmeli ...
Hüdapar hangi kronik hastalıklardan uzak durmalı?
Ümmetçiliğe soyut ve demogojik yaklaşıp, birkaç statik ecdatperverin gönlünü almak için kendi organik gerçekleriyle çelişmemeli; Ankara şen u selamet olsun diye Diyarbakır hüsran yaşamamalı ...
Kürtlerin temel hak ve hürriyet taleplerine, bölge dışı unsurların mat ve ruhsuz diliyle değil, kendi özgün kimliğiyle ezber bozucu reçeteler sunmalı ...
Bölgedeki cemaatlerle bir zıtlaşma yaşanmamalı ve tüm Müslümanlara mutedil bir lisan ile tavazu gösterilmeli ...
Aynı topraklar üzerinde kader birliği ettiğimiz farklı milliyetlerden İslami unsurlara şefkat gösterilmeli, gayr-i müslim unsurlara adil ve paylaşımcı davranılmalı ...
Ezcümle;
Hüdapar, Müslüman Kürtlerin politik temsiliyeti açısından büyük bir kazanım olabilir. Umarız diğer bölgesel cemaatler de siyaset mekanizmasının içerisinde kendi orijinal kimlikleriyle yer alırlar ve böylelikle Bölge Müslümanlarının istek ve arzuları bir takım taşeronlar tarafından suistimal edilmez.