Mardin Artuklu Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen Bölgesel ve Küresel Barış İçin İman ve Hürriyet Sempozyumu’nda 36 bilim adamı ile akademisyen tebliğ sundular. Artuklu Üniversitesi Konferans salonunda yapılan sempozyumun sonuç bildirgesi de açıklandı.
Hürriyetin cüz’i iradeye tanınan tercih serbestiyeti ile başladığının altı çizilen bildirgede, “İyi veya kötüyü, şer veya hayrı, tercih etme serbestiyetini ifade eden bu hürriyet, imtihanın da temel zeminidir. Cüz’i iradenin hürriyeti olmazsa, iman da, imtihan da olamaz. Bu nedenle, iman ile özgürlük arasında doğrudan bir ilişki vardır.” İfadelerine yer verildi.
Bildirgede ayrıca şu 13 madde sıralandı;
“1-Dünya ve İslam toplumlarının temel sorunlarının çözümü için dünyadaki tüm hikmet tecrübelerinden yararlanmakla beraber temel çıkış noktamız Peygamberimizin Medine Vesikası ile Bediüzzaman’ın bu yaklaşıma getirdiği çağdaş açılım önemli bir yol haritasıdır.
2-İstibdat çağdaş Müslüman toplumlarının en büyük hürriyet problemlerinden biridir.
3-Ferdi ve içtimai varlıkta hürriyetin ifasında imanın çok yüksek bir tesiri vardır.
4-İmandaki birlik, kalplerin de birleşmesini sağlayarak toplumlardaki her çeşit tefrikanın çözümüne vesile olacaktır.
5-Hudeybiye Barışı’nda olduğu gibi hürriyeti kazanmak ve barış ortamını sağlamak imana ulaşmanın en önemli basamaklardan birisidir.
6-İslam’ın hürriyet anlayışı çoğulcu, demokratik ve medeni bir toplum inşasının önemli imkanlarını içinde taşır.
7-Hür bir şekilde yaşaması insanların en temel hakkıdır.
8-Hürriyet imanın esası olduğu gibi, küresel barışın da teminatıdır.
9-Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgesel kaosun giderilmesi ve barışın sağlanması imandan ilham alan hürriyetin büyük bir pozitif katkısı vardır. İman, iç özgürlüğün, özgürlük ise toplumsal barışın, kalkınmanın ve çoğulculuğun aracıdır.
10-Risale-i Nur hizmeti, bütün siyasi tarafgirliklerin üstündeki konumunu muhafaza ederek insan hürriyetine katkısını sağlamalıdır.
11-Özgürlük, imanın temel özelliğidir. Her tür otoriter tutuma karşı, yanlış yaptıklarında hak ve adaleti tavsiye edecek, ilkeli, emin ve adil bir duruş sergilenmelidir.
12-Şiddet ve hakaret içermeyen görüşler özgürce dile getirilmelidir.
13-Günümüzde bazı dini grupların din referanslı olarak yaptıkları şiddet eylemlerini hürriyet içinde tasvip mümkün değildir.” (M. Salih Keskin – İLKHA)