İnsanlık; ilk insan Hz Âdem'den beri demirleyeceği limanlar aramıştır.
Peygamberler; huzurun arandığı, bulunduğu adresler olmuş. Getirdikleri ortak değerin adı İslam'dır. Burası; sahte ve yalancı ilahların kulluğundan kurtulup mülkün sahibine kullukla özgürleşeceğimiz, insanlığı keşfedeceğimiz adrestir.
Akıl; lailahe ilallah dediğinde, kendi şüphelerinin ürettiği ilahlardan kurtulur; demediğinde de bunların esiri olur. İnsanlığın gurbet ve esareti burada başlar.
Garb; bilim ve teknolojik üstünlüğüne rağmen bu gün ilahların diyarı olmuştur. Dün Promete, Zeus, tanrının çocukları; bu gün de maddenin esareti.
Çağdaş ilahlara bakar mısınız? “Para, silah, karşı cins sapkınlığı, lüks, korsanlık; BM gibi küresel kuruluşlar, turfanda kararlar verebilen mahkemeler; vaftiz ve endüljanslar…” her biri ayrı bir ilah!
Batı; oluşturduğu ilahlarla, ne kendisi huzur bulabiliyor, ne de dünyaya huzur veriyor. Dünyanın ağası ABD'nin korkuları; kana boğdurduğu bir “Filistin, Afganistan ve Yemen'den” daha fazladır.
Yedi ülkenin vatandaşlarına vize yasağı, verdiği vizeleri geçersiz sayma, ırk ve dinlere göre terörist listeleri hazırlama… nerede var? Kuruntulu hastaların, şizofrenlerin davranışları.
Müslümanlar ne büyük insanlarmış! Diyarlarımızda ölüm yağdığı halde; bir mazlumu, kapımıza gelen bir muhtacı razı etmenin yollarını arıyoruz. Gülümseyebiliyor; dünyanın şu köşesindeki dramlara ağlıyor, naçizane çözüm yollarını konuşabiliyoruz…
Orantısız güç ve sermayelerle mücadelede; zalimin gücü ve zulmü artıkça; mücadele aşkımız artıyor, bileniyoruz. Mü'min yüreklere maşallah!
“Eti zehir, balı zehir, yağı zehir (olmuş bir) dünyada..” lâilahe illallah! diyebilmenin verebileceği lezzete bakar mısınız? Yürekten söyleyen biri, “zindanda da bahtiyardır.” Tüm ilahları, lâilahe illallah ile yıkıyor; sayıları siliyor, sıfıra iniyor ve oradan BİR'e varıyorsunuz. Barekallah!
Ne güzel bir eylem! “Küfür bir, iman bir; hak bir, batıl bir; mazlum bir, zalim bir..” Sayıların en kolayı bir.
İşte Batı; bu BİR'den mahrum ve korkuyor! Bu yüzden “ırkları, dinleri, sermayeyi, siyaseti, hukuku” ayrıştırıyor. İnsanlığın ortak değeri, huzurun yegâne kaynağı olacak “bir cümleden” ürküyor. Bu yüzden de yakıyor, yıkıyor. İlahları adına savaşıyor, savaştırıyor. Öldürmek ve ölmek, huzursuzluğun menbaı!
Hülasa; huzur hala İslam'da! Bunun adresi de değişemeyecek. Hz Adem'den Muhammed(a)'a kadar gelmiş tüm peygamberlere, “haktır” diyen sadece Müslümanlardır. İbrahim(a), Meryem ve Musa(a) gibi.
Emperyalizm Şirki, insanlığın şifası olan bu dinden korkmakta.
Gerçek ortada; Batı'da camiler yasaklanıyor, kiliseler yosunlara teslim olmakta. İslam; yüzyıllarca “cami, havra ve kiliseyi” bir arada yaşatmıştır.
Huzur İslam'da. İnsanlık bu kutlu güne hamile ve beklemekte. İslam ise barındırdığı “basiret, merhamet ve azametini” sahiplenecek Sancaktar'ın, “Giden Şanlı Akıncı'nın” intizarındadır.
Haydi! Ezan vaktidir! Kalk ey..! Dua ile!