Allah’a hamd, Resulüne ve Güzide Ashabına salat ve selam olsun.
Allah’ın izniyle Hz.Ali (ra)’nin hayatını anlatmaya devam edeceğiz. Bu sayımızda esas olarak Hz.Ali’nin tüm ümmete yol gösterici olarak nasihatlerini işlemeye çalışacağız Allah’ın izniyle Hz.Ali (ra) Medine’de duruma hakim olup yönetimi tam olarak eline aldıktan sonra öğretim için merkezde bir okul kurdu. Arapça gramerin öğretilmesini Ebu Esved ed-Düelli’ye, Kur’an okutma ve öğretme işini A.Rahman esSülemi’ye, Tabii İlimler konusunda öğretmenlik görevini Kumeyl b. Ziyad’a verdi. Arap Edebiyatı konusunda çalışma yapmak üzere de Ubade b. EsSamit ve Ömer b. Seleme’yi görevlendirdi. Devlet yönetimi ve hizmetlerini; maliye, ordu, teşri ve kaza gibi bölümlere ayırarak yürütüyordu.
Ümmetin malını ümmete dağıtırken de son derece titiz davranırdı. Kendisine bir pay ayırma noktasında gayet dikkatli olup, kimsenin hakkına tecavüz etmemekte de büyük bir örnek idi. Kendisini Kufe’de görenler, kışın soğuğunda ince bir elbisenin altında tir tir titreyerek camiye gittiğini aktarırlar. Devlet yönetici ve memurlarının nasıl davranmaları gerektiği konusunda şu tarihi yönetmeliği hazırlamıştı:
1-Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
2-Müslüman olsun olmasın herkese aynı davranın. Müslümanlar kardeşleriniz, Müslüman olmayanlar ise sizin gibi birer insandırlar.
3-Affetmekten utanmayın, cezalandırmada acele etmeyin, emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin.
4-Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker.
5-Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu olmamış bulunmalarına dikkat edin.
6-Doğru, dürüst ve nazik kişileri seçin. Çıkar ummadan ve korkmadan acı gerçekleri söyleyebilenleri tercih edin.
7-Atamalarda araştırma yapmayı ihmal etmeyin.
8-Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için memurlarınıza yeterince maaş ödeyin.
9-Memurlarınızın hareketlerini kontrol edin ve bunun için güvendiğiniz samimi kişileri kullanın.
10-Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap verin.
11-Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
12-Hiçbir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyin.
13-Esnaf ve tüccara dikkat edin; onlara gereken önemi gösterin, fakat ihtikar, karaborsa ve mal yığmalarına izin vermeyin.
14-El işlerine yardım edin; çünkü bu yoksulluğu azaltır, hayat standardını artırır.
15-Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir servet gibi korunmalıdır.
16-Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Memurlarınız onları incitmesin, onlara kötü davranmasın. Onlara yardım edin, koruyun ve yardımınıza ihtiyaç duydukları her zaman huzurunuza çıkmalarına engel olmayın.
17−Kan dökmekten kaçının, İslam’ın hükümlerine göre öldürülmesi gerekmeyen kimseleri öldürmeyin.
Hz. Ali İslam’ın bütün güzelliklerine vakıftı. Çünkü o, Resulullah’ın daima yanında bulunmuştu. Vahiy katibiydi, hafız, müfessir ve muhaddisti. Hz. Peygamber’den beş yüzden fazla hadis rivayet etti. Ahkamın nazariyatından çok, ameli keyfiyetine bakardı: "Halka anladıkları hadisleri söyleyiniz. Allah ile Peygamberinin tekzip edilmesini ister misiniz?" (Buhari, İlim) demiştir. Hz. Ali’nin, Hz. Fatma’dan Hasan, Hüseyin, Muhsin adlı oğulları ve Zeynep, Ümmi Gülsüm adlı kızları oldu.
Hz. Ali abid, kahraman, cesur, iyilikte yarışan, takva sahibi ve son derece cömertti. Medine’de Müslümanların durumu düzeldikten sonra, Hz. Ali de bir hizmetçi almaya karar verip, Resullullah’a gitti. Resulullah kızıyla damadının arasına girerek: "Ben size hizmetçiden daha hayırlısını haber vereyim. Yatarken otuz üç kere Allahu Ekber, otuz üç kere Elhamdülillah, otuz üç kere de Subhanallah deyin" buyurdu. Yine bir gün yiyecek çok az yemekleri olan Hz. Ali ile ailesi sofraya oturdukları sırada kapılarına bir dilenci geldi. Onlar da yemeği dilenciye verdiler. Ertesi gün gelen bir yetime, üçüncü gün gelen bir esire yemeklerini verdiler. Bu olay üç gün sürdükten sonra şu ayet-i Kerime indi: "Şüphesiz en iyiler mizacı kafur olan bir tastan içerler. Allah’ın seçkin kullarının taşıra taşıra içeceği bir kaynak. Adağı yerine getirirler ve şerri yaygın olan bir günden korkarlar. İçleri çektiği halde yiyeceği miskine, yetime ve esire yedirirler. ‘Biz sizi ancak Allah’ın rızası için doyuruyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz oldukça asık suratlı zorlu bir günden dolayı Rabbimizden korkuyoruz’ derler. Allah da bu günün şerrinden onları korur. Onlara parlaklık ve sevinç verir." (İnsan Suresi: 5-11)
Hz. Ali’nin "Zülfikar" adı verilen meşhur bir kılıcı vardı. Kılıcın ağzı iki çatallı idi ve Hz. Ali’ye Resullullah tarafından hediye edilmişti.
Hz. Ali’nin cömertliği, insaniliği, Resullulah’a olan yakınlığıyla edindiği büyük manevi kuvvet onu örnek olacak bir şahsiyet haline getirmiştir. Bir gün onun dört dirhemi vardı. Birini açıktan, birini gizliden, birini gündüz, birini de gece infak etti ve hakkında şu ayet-i kerime indi: "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak infak edenler, Onlar için Rableri katında karşılıkları vardır ve üzülecek de değillerdir." (Bakara Suresi: 274) Peygamberimiz (sav) Hz. Ali’ye buyurdu: " Ya Ali! Altı yüz bin koyun mu, yahut altı yüz bin altın mı veya altı yüz bin nasihat mı istersin?" Hz. Ali dedi: "Altı yüz bin nasihat isterim." Peygamberimiz buyurdu: "Şu altı nasihate uyarsan altı yüz bin nasihate uymuş olursun:
1-Herkes nafilelerle meşgul olurken sen farzları ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri, sünnetleri, müstehapları ifa et.
2-Herkes dünya ile meşgul olurken sen Allah’u Teala’yı hatırla. İslam’a uygun yaşa; İslam’a uygun kazan; İslam’a uygun harca.
3-Herkes birbirinin ayıbını araştırırken sen kendi ayıplarını ara. Kendi ayıplarınla meşgul ol.
4-Herkes dünyayı imar ederken sen dinini imar et, zinetlendir.
5-Herkes halka yaklaşmak için vasıta ararken, halkın rızasını gözetirken sen hakkın rızasını gözet; hakka yaklaştırıcı sebep ve vasıtaları ara.
6-Herkes çok amel işlerken sen amelinin çok olmasına değil, ihlaslı olmasına dikkat et."
Hz. Ali (ra) buyurdu: "Kişi dili altında saklıdır. Konuşturunuz, kıymetinden neler kaybettiğini anlarsınız."
"İnsanın yaslanıp Rabbini bildikten sonra ölmesi, küçükken ölüp hesapsız Cennet’e girmesinden daha hayırlıdır."
"Kul ümidini yalnız Rabbine bağlamalı ve yalnız günahları kendini korkutmalıdır."
"Cahil, bilmediğini sormaktan utanmasın. Alim, içinden çıkamayacağı bir meselede en iyisini Allah’u Teala bilir’ demekten sakınmasın."
"Sizin için korktuğum şeylerin en başında, nefsinin isteğine uymak ve uzun emelli olmak gelir. Birincisi hak yoldan alıkoyar; ikincisi ise ahireti unutturur."
"Amellerin en zoru üçtür. Bunlar; nefsin hakkını verebilmek, her halde Allah’u Teala’yı hatırlayabilme, kardeşine bol bol ikramda bulunabilmektir."
"Kalpler, kaplara benzer. Hayırlı olanı, hayırla dolu olanıdır."
Hz. Ali bu ümmetin en ileri gelenlerinden biri olarak İslam’ın bize kadar gelmesinde büyük rolü olan sahabelerdendir. Onun hayatını bu kısa özlü ifadelerle anlatmak yeterli olacaktır düşüncesindeyiz. Beş yıllık halifeliği çok önemli olaylarla, savaş ve sıkıntılarla geçmiştir. Fitnelere karşı sonuna kadar sabırla, hikmetle, doğru yolda, mücadelesini sürdürdü.
Rabbimizden dileğimiz o ki, bizlere de hayırlarla dolu bir ömür nasib etsin ve canımızı Mü’min olarak alıp bizi salihlerle beraber haşretsin (amin).
İnzar Dergisi