10 Muharrem, 30 Eylül cumartesi Muharremin 10'u yani aşura günüydü. Bugünde birçok büyük olayın vuku bulduğu rivayetlerde var olmasına rağmen, Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beytin şehadeti her şeyi gölgeliyor. Aslında dersler ve ibretler bakımından kıyamete kadar İslam ümmetinin selameti için bu olay irdelenmeli ve Ümmetin evlatlarına anlatılmalıdır.
Hz. Hüseyin'in kıyamını anlamaktan mahrum bazı üniversiteli tarihçi ve sosyologlar, bu kıyamı devlete karşı gerçekleştirilen başarısız bir girişim olarak değerlendirseler de Hz. Hüseyin'in kıyamı ehli insaf nazarında çok büyük anlamlar taşır. Günümüz materyalist felsefe ile hayatı yorumlamaya alışmış tarihçiler, Hz. Hasan ve kardeşini siyasi anlamda yenilmiş tarihi şahsiyetler olarak ifade etseler de biz buna katılmıyoruz. Hz. Hüseyin'in duruşu İslam ümmetinin, vahyin çizgisinde kalmasını sağlamıştır. Ehl-i beyt olarak adlandırdığımız bu nübüvvet bahçesinin gülleri, Muhammed aleyhisselamın getirdiği dini ayakta tutmak için canlarını ve bütün varlıklarını gözlerini kırpmadan feda eden kimselerdir.
Eğer Hz. Hüseyin Yezid'in iktidarına başkaldırmayıp itaat etse ve cihat etmeseydi ne olurdu? Kâbe'de veya Medine'de kalsa ve hiçbir siyasi meseleye karışmasalardı Yezid ve iktidarı onlara değer verecek, belki de kutsayarak toplumda ön plana çıkmalarını bile sağlayacaktı. Peki, Kur'an'da anlatılan İslam ve Hz. Hüseyin'in dedesinin ortaya koyduğu pratik, zulme karşı ses çıkarmamak anlayışı ile uyuşuyor mu? Dünyaya ilahi adaleti hâkim kılma anlayışına sahip bir dinin koruyucusu olarak bu uğurda can vermek, can almak en çok ehli beyte yakışıyordu. Ve rabbi Zülcelal nasıl ki insanlar içinde Hz. Muhammed'i seçtiyse, aileler içinden de yine onun evlatları, ciğerparelerini seçti, beğendi. O tatlı torunları, kıyamete kadar muvahhitlere nur olup yol gösteren kandiller eyledi. ‘'Biz onların babalarını, zürriyetlerini ve kardeşlerini seçip hidayet eyleyerek sırati mustakime ilettik.(Enam suresi-87)'' Ayeti bu aileye ne kadar yakışıyor değil mi?
Hz. Hüseyin duruşu ve mücadelesi ile İslam ümmetine yönetim ve yöneticilere nasıl bir tavır konulması gerektiğini öğretmiştir. Eğer biz İslam ümmeti olarak 72 yakını ile can veren bu şehadet aşığı, şehitler serdarı, tatlı torun, Fatıma annemizin evladı Hz. Hüseyin'i anlasaydık emin olun şu an yurtlarımız işgal edilmezdi. Arakan'da Müslümanları putperest Budistler, pervasızca katledemezlerdi. Suriye, Irak, Afganistan bu halde olmazdı. Doğu Türkistan'daki Müslümanlar, putperest Çinlilerin zulmüne maruz kalmaz, camilerimiz Çin işgaline uğramazdı. Hz. Hüseyin'i anlayan bir ümmet olsaydık Şii ve Sünni deyip birbirimizi katleder miydik? İşte Hüseyin aleyhisselamı (Allah'ın selamı üzerine olsun) anlamamanın bedelini ödüyoruz. Dün de ödedik, bugün de ödüyoruz. Bu gidişle yarın da ödemeye devam edeceğiz.
Bu sebeple âlimlerimiz, kimseden perva etmeden bu mübarek kıyamı anlatmalıdır. Halkımıza, Ehl-i Beytin İslam anlayışını, İslam'ın yönetim tarzını izah etmelidirler. Günümüzde bilinçli olarak Hz. Hüseyin'i anma ve anlama etkinlikleri sabote ediliyor. Bu tür etkinlikler yapmak isteyen kişi ve kurumlar Şii damgası ile karalanıyor. Kerbela, Aşura ve Hz. Hüseyin'i anmak için yapılan etkinliklerin, kesinlikle bu tür manipüle işlerle akamete uğratılmasına izin vermemeliyiz. Bu tarihi olayı tiyatro, konferans, ilahi ve ezgilerimizle canlı tutmalıyız.
Bir de bidat deyip tüm gelenek ve örfümüzü hedef alan insi şeytanlara dikkat etmek gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle ülkemizde bilinçli bir şekilde tüm güzel adetlerimize bidat denilerek yapılan bir saldırı var. Dikkat etmeliyiz. Atalarımız tarih boyunca aşura gününde, aşure yemeği yapıp bu günde komşu ve akrabalara ikramlarda bulunmuşlardır. Hz. Nuh'un, Hz. Musa'nın ve birçok peygamberin hatırasının bulunduğu bu günde bir nevi tatlı olan Aşure yemeğini dağıtmak çok güzel bir adettir. Bu adeti canlı tutmalı, bu ayı ve 10 Muharremi insanlarımıza bu vesile ile hatırlatmalıyız.
Aslında bu konu bir makaleye sığmayacak kadar uzun ama bize verilen imkan bu kadar! Son olarak yöneticilerimiz, siyasilerimiz, ülkemizi yöneten ve yönetimde söz sahibi olan her kişi, Hz. Hüseyin'i anlamaya çalışmalı, hayata onun bakış açısı ile bakmalıdır. Ki yönetim işi, yöneticilerimizi Yezitleştirip zalim durumuna düşürmesin.
Allah için yöneten yöneticilere itaat edip yeryüzünü imar eden kullardan olma dileği ile…