Bazen düşünüyorum da; iyi ki sahabeler hata yapmış!
İyi ki; Allah-u Teala, biricik Peygamberini(s.a.v) bazı olaylar üzerinden uyarmış! Küçük hatalarını(zelle) tenkit etmiş.
Bu nasıl bir iş, insanların hata yapmalarını ve hatta hakarete varan ve daha da ötesi savaş ve çatışmalarla neticelenen olayların yaşanmasını nasıl iyi olarak görürsün? Şeklinde veryansın edebilirsiniz. Ama bence yapmayın. Çünkü burada bahsettiğimiz iyilik olayın kendisi değil, olay üzerinden toplumun ibret ve derslerle yönlendirilmesidir.
Modern eğitim sistemi buna örnek olay yöntem ve tekniği diyor. Bireyin önüne örnek bir olay koyarak onu tahlil etmeleri ve ondan sonuçlar çıkararak öğrenmelerini sağlıyor. Bu yöntem, toplum içerisinde var olan ve karşılaşılabilen mevzular üzerinden yürüdüğü için, eğitimde “Hayatilik” dediğimiz eğitsel ilke ve amaca da hizmet etmektedir. Yani öğretilen şeyler havada kalmayarak hayatta bir karşılık bulur…
Asıl konumuza dönersek; Allah-u Teala’nın da ümmeti ve hatta insanlığı örnek olaylar üzerinden eğittiğini açıkça görmekteyiz. Ve bu örnek olaylar neredeyse tüm muhtevaya hakimdir. Hatta bundan dolayıdır ki; İslam düşmanları, bazı krallara ve eski toplumlara ait kıssalar derleyerek karşı atakta bulunmaya çalışmışlardır. İslam düşmanı Nadr B. Haris ve çetesi gibi.
Evet, bazı olaylar, Kur’an-ı Kerim ve Siyer’de yer alarak kıyamete kadar ümmete dersler vermiştir. Bu açıdan baktığımızda o olayların kendisinden ziyade hem yaşanarak acı da olsa tecrübe edilmesi hem de nakli sağlanarak tahlil imkanı sunması bir yönüyle büyük bir rahmettir.
Örneğin; Allah(c.c), Kur’an-ı Kerim’in bazı yerlerinde peygamberini(s.a.v) uyarmaktadır. Abese, Enfal, Tevbe, Tahrim, Ahzab, kehf, İsra ve birçok sürede bu uyarılara denk geliriz. İslami fert ve grupları okurken en çok meşakkat çektiğimiz ve aşamadığımız mevzulardan biri de liderlere ve gruplara karşı bakış açılarıdır. Herkes liderinin ‘bir kul olduğunu, hata yapabileceğini’ dillendirir ama kimse hatayı liderine yakıştırmaz. Sözleri koşulsuz en doğrudur, davranışları ve eserleri hatadan beridir. Dedim ya; hata yapabilir deriz, ama hata konduramayız ve bir türlü bunu kabul etmeyiz. İşte İlahi bir yöntem olan örnek olay yöntemi kullanılırken kahramanlar üzerinden de ibretlik bir okuma yapma imkanı sağlıyor.
Öyle ki; Allah-u Teala Habibini(s.a.v) kimi yerde tehdit ediyor. Kimi yerde ciddi bir şekilde uyarıyor. Bir peygamberin(a.s.v) dahi bu şekilde uyarıldığı örnek olaylar, ümmetin her bir ferdine ‘Ey Müslüman! Olaylara ve liderlere bakışını bir gözden geçir ve haddini bil! Kimseyi peygamberin(a.s.v) önüne çıkarma, hatalı liderlerini ümmetin maslahatının önüne koyma, aleyhinizde söylenen karşıt fikirlere karşı alıcılarını kapatma, liderlerinizle beraber yanılabilirsiniz ve belki yanılmışsınız, lider ve şahıslar üzerinden ümmeti kutuplaştırmayın…” gibi mesajlar vererek şahıslar üzerindeki bakış açılarımızı eğitime tabi tutmuş, alıcıların etrafa kapalı olmaması gerektiğini hatırlatmış ve ümmetin kutuplaşmasını engellemeye çalışmıştır.
Bunun yanında Peygamberimizin(a.s.v) diliyle övülen sahabelerin, olaylar karşısında farklı anlayışlara sahip olabildiği ve hatta ayrı düşebildiği ve buna rağmen yine de övgüye mazhar olduklarını okuduğumuz nice örnek olaylar vardır. Şimdi bu olayları doğru okuyabilen bir insan; “Herkes bizim gibi düşünmeli, bizim grubumuza dahil olmalı, liderimize tabi olmalı, şartsız bizi desteklemeli; bizi desteklemeyen veya bizim gibi düşünmeyen haindir, anlayışsızdır, yanlış yoldadır …” gibi fikirlere kapılıp ümmeti ve toplumu kutuplaştırır mı?
Bu basit bir okuma değildir. Hucurat süresinin 9. Ayetinde birbiriyle çatışan iki grup hakkında, haklı ve haksız beraber zikredilirken “iki mümin taife” olarak zikredilmiştir. Yani olaylar üzerinden şahıslar da tanımlanarak kutuplaşmama ve dışlamama mesajları verilmiştir.
El hasıl; eğer vahyin, ümmetin yaralarına merhem olarak önümüze koyduğu örnek olayları doğru tahlil etmez ve onlardan ibret almazsak, başkalarının bizi okuduğu ve tahlil ettiği ibretlik örnek olaylara dönüşmemiz kaçınılmaz olur.
Selam ve dua ile.