İSTANBUL - Mısır’da cunta yönetimi mahkemesinin, 529 kişiden sonra 683 kişiye daha idam vermesi ülke içinde büyük tepkilere neden oldu. İdam kararları ve sonrası hakkında sorularımızı cevaplayan İhvan Rehberlik Konseyi Üyesi ve Türkiye temsilcisi Dr. Eşref Abdülgaffar, önemli açıklamalarda bulundu.
Hocam Mısır’ın genel durumunu değerlendirir misiniz?
Mısır’da geçtiğimiz günlerde 683 kişiye idam kararı verildi. Hatırlarsanız daha önce de 529 kişiye idam kararı verilmişti. Bunlardan 37 kişiye verilen karar onandı. Geri kalan 492 kişiye de müebbet hapis cezası verildi. Verilen idam kararları hukuk standartlarına tamamen aykırıdır. Sanıkların savunması dinlenmedi. Yine savunulmalarına da izin verilmedi. Dava üzerinde tartışılmadı. Alelacele 529 kişiye idam kararı verildi. Ardından 37 kişi dışında bu karar hafifletildi. Hangi gerekçeyle idam kararları verildiğini bilmiyoruz. Aynı şekilde verilen idam kararlarının niye hafifletildiğini de bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey idam kararı alanlar ve onların dışındakilerin hepsi bir subayın öldürülmesiyle suçlanmasıdır. Ancak hepsi masumdur. Çünkü subayın hanımı bir konuşmasında şunları söylüyordu: “Bu şahısların hiç birinin eşimi öldürülmesiyle ilgisi yoktur.” Anlayacağınız bu kararlar darbe yönetimi tarafından verilen siyasi kararlardır. Mısır’da yargı, basın ve iç işleri darbenin birer kuklası haline geldi. Yine bunlara darbede fiili rol üstlenen orduyu da ekleyebiliriz.M
ısır’da şuan tarafsız ve adil bir yargıdan bahsedilemez. Dolayısıyla Mısır’da yargı yok hükmündedir. Kendilerini yargı olarak gösterip, insanları yargılayanlar halkın seçtiği meşru yönetimi devirenlerdir. Bunun için halk nazarında onların hiçbir kıymeti, ağırlığı ve rolü kalmamıştır.
Hocam sizce bu idam kararları infaz edilecek mi?
Darbe yargısı tarafından verilen bu kararların, üzülerek söylüyorum, infaz edilmesini önleyecek hiçbir mekanizma yoktur. Ancak Mısır’da halkın sokaklara inerek yargıyı protesto etmesi, yine duyarlı Müslümanların kedi ülkelerinde yaptığı protesto ve baskılarla idam kararları hafifletildi. 492 kişiye verilen idam kararı müebbette dönüştürüldü. Ancak bunların dışında 37 kişinin idam kararının onanması ve hatta bu şekilde sanığa savunma ve hayat hakkı tanınmadan sadece bir kişinin bile idam edilmesi kabul edilemez.
Darbecilerin idam kararlarını infaz ettiğinde tepkilere karşı cesaretleri ve hazırlıkları var mı? Yok mu? Bilmiyorum. Darbeciler, kendilerine darbeyi gerçekleştirmek için yardım eden müttefiklerine güveniyor. Verdikleri idam kararlarına karşı batı ülkeleri, Amerika ve Uluslararası örgütler sesiz kalarak idamlara destek veriyor. Ancak Afrika Birliği Örgütü cesaretli ve ısrarlı bir şekilde bu idamlara karşı durdu. Hatta gönderdiği mektupta iki hafta içinde bu idamların reddedilmesini istiyordu. Kuruluşlar açısından durum bundan ibarettir.
Ayrıca birkaç ülke dışında bu idamlara ciddi bir şekilde ses çıkaran yok. Bu birkaç ülkeden bir tanesi de Türkiye’dir. Türkiye’de hemen hemen her gün büyük topluluklar toplanıyor. Yine Türkiye başbakanın yaptığı konuşmalarda, darbecilerin adalet ve insan hakları hukukuna saygı gösterilmesini istiyor ve kardeşlikten bahsediyor. Yine bir konuşmasında şöyle bir açıklama yaptı: “Rusya, Çin, BM ve AB idamlara karşı sesiz kalıyor. Herkes sussa bile biz susmayacağız. Mısır’da demokrasi, milli irade katledilmiştir. Şimdi de millet katlediliyor. Bunu bütün dünyaya duyuracağız” gerçekten de bunların hepsi sustu. Hakka rağmen susan dilsiz şeytandır.
Bunun için biz Allah-u Teâlâ’ya emanetiz. Bizimle beraber yalnızca Allah’ın yardımı vardır. Türkiye, Katar ve birkaç ülkenin bize destek vermelerine hamd ediyoruz. Yine Afrika Birliği örgütünün tek başına yaptığı adil ve değerli çalışmaları bizim için çok kıymetlidir.
Üniversitelerde ve sokaklarda yapılan protestolar hedefine ulaştı mı?
Mısır’da darbecilere karşı protestolar artarak devam ediyor. Özellikle Cuma günleri büyük kalabalıklar bir araya gelerek protestolarını sürdürüyorlar. İnşallah hedeflerine ulaşacaktır. Biz ısrarla iç çatışmalar ve katliamların yapılmasını istemiyoruz. Bunun için de tek yol olan barışçıl protestolarla darbecilere karşı duruyoruz. Darbe yönetimi, sürekli halkı iç çatışmaya çekmek istiyor. Örneğin dün, Mısır’da bir hanımefendi çocukların bir takım oyun aletleriyle rızkını kazanıyordu. Bu darbeciler ona gelip oradan uzaklaşmasını istediler. Kadın da ‘bundan rızkımı kazanıyorum’ diyerek, oradan ayrılmayı reddetti. Bunun üzerine kadının yerini bastılar ve onu hiç tereddüt etmeden, kimseden çekinmeden ve ikiye ayırarak öldürdüler. Mısır’da şuan orman kanunları geçerlidir. Ne ülkemiz ne devletimiz, ne emniyetimiz ve ne de güvenliğimiz bulunuyor. Mısır ormana dönüştü. Üzülerek söylüyorum, bunlar aynen orman hayvanları gibi, hiç kimseden çekinmeden ve korkmadan yapacakları katliamları yapıyorlar. Böylece halkı şiddete sürüklemek istiyorlar ancak biz halkın barışçıl yollarla direnişlerini sürdürmesi tarafıyız.M
ısır’da şimdiye kadar silah kullanmadınız. Barışçıl protestolarla darbeye karşı durdunuz. Peki, sizin kırmızıçizgileriniz çiğnenirse böyle bir yola başvuracak mısınız?
Biz kesinlikle silahlı çatışmalarla Mısır’ın kan gölüne dönüşmesini ve insanların birbirini öldürmesini istemiyoruz. Biz kendimize hâkim olarak ve sabırla barışçıl protestolarımızı sürdüreceğiz. Bizim tahammül etmemiz, ülkenin kan gölüne dönüşmesini ve iç çatışmayı engelleyecektir. Biz halka sabretmelerini, darbecilere karşı barışçıl gösterilerini sürdürmesini ve şiddetten uzak durmalarını istiyoruz. Ancak son çıkan idam kararlarında barışçıl gösterilere en büyük desteği veren İhvan-ı Müslimin’in genel mürşidi de bulunuyor. Genel mürşit bir konuşmasında şunları söylüyordu: “Bizim barışçıl olmamız onların silahlarından daha güçlüdür” darbeciler onun aleyhine idam kararı çıkarmakla barışçıl gösterilere bir kurşun sıkmıştır.
Mısır’da merkezi bir koalisyon bulunuyor. Bu koalisyondan bahseder misiniz?
Darbeye karşı meşru yönetimi destekleyen milli koalisyon, darbeye karşı insanları harekete geçiriyor. Devrim, özgürlük ve meşruluk hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Basın açıklamaları onun bünyesinde gerçekleşiyor. Yine o halkı devrime ve darbecilere karşı protestolara çağırıyor. (Mücahit Temel - Erkam Yavuz / İLKHA)