Merkez, raporunda işgal yargısının idari hapis kararlarını hiç durdurmadığını ve bu konudaki kararlarında da sadece işgal rejimi istihbaratının verdiği bilgileri nazarı dikkate aldığını herhangi bir hukuki sürece başvurmadığını dile getirdi.
Raporda işgal rejiminin idari hapis uygulamasını sürekli Filistinlilerin tepesinde bir kılıç gibi tuttuğuna, Filistinli aktivistleri, liderleri, özgürleştirilmiş eski esirleri ve milletvekillerini korkutmak için hiçbir hukuki dayanağa ve yasal gerekçeye dayanmadan kullandığına dikkat çekildi.
Merkezin raporunda işgal rejiminin zindanlarında hâlen 380 idari ceza almış esir bulunduğu, bunların da çoğunluğunun daha önce bir süre işgal zindanlarında kalmış özgürleştirilmiş eski esirlerden oluştuğu dile getirildi. İdari tutukluların arasında Filistin Yasama Meclisi'nin üyeleri de var. Son olarak da dün bu meclisin üyelerinden Hasan Yusuf hakkında idari hapis kararı verilmişti.
İşgal rejiminin sadece Filistinlilere yönelik olarak uyguladığı idari hapis sistemine göre bir işgal savcısı bir Filistinliyi, hakkında hiçbir dava dosyası açmadan ve hiçbir suçlamada bulunma ihtiyacı duymadan altı aylık süreyle hapse atabiliyor.
Bu sürenin dolmasından sonra yine altı aylık sürelerle ve yine hiçbir gerekçeye dayanmadan 10 kez uzatabilir. Buna göre beş yıl kesintisiz bir şekilde idari hapis uygulamasıyla zindanda tutabiliyor. Ancak bu sürenin bitiminden sonra serbest bırakılanların aradan fazla zaman geçmeden yine idari hapis uygulamasıyla esir edilmesi mümkün. Dolayısıyla işgal rejiminin sözde yargı sistemi, Filistinlileri hiçbir suçlamada bulunma ihtiyacı duymadan bir ömür boyu zindanda tutma imkanına sahip.