Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu tarafından, öğrencilere 21. yüzyıl yetkinliklerinin kazandırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Politika Belgesi taslağı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu.
Taslakta, eğitim yaklaşımı ve ders kitaplarının yeniden ele alınması; ölçme ve değerlendirme süreçleri; öğrencilerimizin teknolojiyi güvenli ve doğru kullanması ile yazılım ve kodlama gibi beceriler edinmesi; sektörle bütünleşmiş okul modelleri ve kalite takip sisteminin kurulmasına dair önem arz eden öneriler yer almakta...
Söz konusu belgenin tam metni ve ayrıntıları halen paylaşılmış değil. Bununla birlikte, belgede yer alan başlıklar, eğitim-öğretim faaliyetleri açısından üzerinde durulması gereken hususlar...
Hatırlanacağı üzere, 2018 yılında kamuoyu ile paylaşılan, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi içeriğinde de çok önemli hususlara değinilmişti. Ancak teorik olarak vurgulanan içeriğin halen pratiğe aktarılmadığını görmekteyiz.
Örneğin, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinde;
Eğitim ve öğretimin hem maddi ve hem de manevi; hem bedene ve hem de ruha hitap edecek şekilde, çift kanatlı olması gerektiğine vurgu yapılmıştı. Ancak hazırlanan ders kitaplarında, konuların medeniyet değerlerimize aykırı olarak salt materyalist ve pozitivist bir anlayış ve dil ile yazıldığına şahit olmaktayız.
“Ölçme değerlendirmede süreç ve sonuç odaklı bütünleşik bir anlayış ortaya konulacaktır.” ifadesi bir hedef olarak geçmesine rağmen, sınav ve not odaklı anlayışımızdan ısrarla vazgeçmemekteyiz.
Pandemiden dolayı yapılan uzaktan eğitim sürecinde, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine dijital karne verildi. Karne notları, ilkesel olarak öğrencilerin EBA’da etkinliklere katılma süreleri baz alındı.
Hâlbuki, uzaktan eğitim uygulamasında; internete erişim, gerekli araç ve gereçleri temin etme gibi problemlerin yaşandığı bir süreçte, öğrenci ve velilerde oluşan stres ve kaygı, bu karar ve uygulama ile daha da arttı.
Esasında ilkokulda, öğretim odaklı olarak kuru bilgileri, öğrencilerin zihinlerine istifleme; öğrencilerin birbirlerini rakip görecek şekilde rekabet içerisine sokma; küçücük yaşlarda başarılı-başarısız şeklinde ayırıma tabi tutma yerine, daha çok eğitim odaklı ve değer yargılarımızın, oyun bazlı ve uygulamalı olarak işlenmesi gerekir.
İçerisinde bulunduğumuz süreci, ölçme ve değerlendirme yaklaşımını süreç ve sonuç odaklı bütünleşik bir anlayış ile daha verimli ve etkin hale getirecek bir dönüşümü başlatmak için büyük bir fırsat olarak değerlendirebilirdik.
Sözün özü; hazırlanmış olan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi ile Cumhurbaşkanlığı Politika Belgesi’nin medeniyet değerlerimize, inancımıza, kültürümüze, tarihimize, sosyal dokumuza, coğrafik yapımıza uygun olacak şekilde, eğitim-öğretim faaliyetlerinde pratik olarak uygulanması hususunu önemsiyoruz ve bu konuda gerekli iradenin ortaya konulması gerekir.
Allah(cc)’a emanet olunuz.