En meşhur ve kabul gören izaha göre Suriye'deki İdlib şehrinin ismi “iyd ve leb” “iyd ve lüb” kelimelerinin kaynaşmış halidir. Malum, iyd el demektir. Lübb ise bir şeyin özü, ortası ve hasıdır. Lüb, insanın kalbi ve aklıdır. Lübb olmak; kabuğundan sıyrılarak öze varmaktır. Buna göre İdlib candan el, kalp eli, öz-el, özden-el gibi manalara gelmektedir. Kur'an'da geçen “Ululelbap-öz sahipleri” buna örnektir. “…ancak öz sahipleri hatırda tutar. “(Rad:19) burulur. Evet, bir şeyin özü hatırlanır, kabuğu değil. Zira kabuk atılır. Başka ayette “kıssalarda öz sahipleri için ibret vardır” (Yusuf:111) buyrulur. Demek ki ancak kabuktan soyut olarak özü görenler kıssalardan ders çıkarır. Kıssadan hissesini alır.
İdlib, kendi öz-eline sahiptir. Dolaysıyla oraya uzanacak olan el de özel olmalıdır. Yani o da iyd-leb yani candan bir el olmalıdır. Aksi takdirde o el kabuk bağlayan el olur. Onun nasibi de kabuk olur. Kabuk bağlayan el okşayamaz, tahriş eder.
Elin özel olması, kalpten gönülden bir el olması için kabuktan sıyrılmış olması gerekir. Zira kabuk öz değil muhafazadır. İnsanın milliyeti, ırkı, soyu sopu onun kabuğudur. Öz herkeste aynıdır. Özde herkes aynıdır. Kabuklu bir yemiş kabuğundan sıyrılmadıkça yenmez. O kabuğun mutlaka kırılması gerekir.
Leblebi, dış kabuğu çıkarıldıktan sonra kavrulup çerez olarak yenen nohuttur. Onun da aslı budur. Leb aynı zamanda dudaktır. Demek ki söz olsun, herhangi bir duygu olsun dudağa gelen şey kalpten olmalıdır. Candan olmalıdır. Söz ve muhabbet, leb leb yani tane tane ağza ve dudaklara gelmelidir. Kabuğu soyulmuş olmalıdır. İşte ihlas ve samimiyet budur.
İdlib ya da açılımıyla iyd-leb Türkiye'nin bundan böyle izleyeceği siyasetin nişanı ve de belirleyicisi olmalıdır. Zira Türkiye nereye İdlip olarak gönülden ve candan bir el olarak gitmişse orada sevgiyle coşkuyla karşılanmıştır. Mesela Balkanlar, Somali, Kafkasya, Afrika, Arakan, Filipinler, Pakistan ve daha birçok yerde Türkiye güzel karşılanıyor. Bu nedenle idlib bundan böyle bir siyaset tarzı ve siyasi bir anlayış olmalıdır.
Uzak coğrafyalarda güzel karşılanan Türkiye İdlib formülüyle şimdi kendi yakın coğrafyasında da pek âlâ böyle karşılanabilir. Yeter ki duygusal kırılmalara duygu çatışmalarına mahal verilmesin.
Ne olursa olsun İdlib'e İdlib olarak gidildiği takdirde her şey yolunda olacaktır. Şimdi idlib bu manada güzel bir fırsattır. Ama aynı zamanda bir risktir. Bu nedenle dikkat etmek gerekir.
Anadolu İdlib'tir, iyd-lebtir. Candan bir eldir. Can elidir. Dolaysıyla Türk, Kürt, Arap, Boşnak, Çeçen, Afrikalı, Asyalı, Somalili, Arnavut… Herkesin can eli olmalıdır. Anadolu bütün bunların ve daha fazlasının soy elidir. Herkes öz olsun ki keyifler kaçmasın, kimsenin keyfi kaçırılmasın.
İdlib dost ve ahbap kimselere iyd-lebtir. Candan bir leblebidir. Ancak kötülere ağyara demir leblebidir. Leblebi, bir yemek değil keyiftir. İnsanlara gönülden bir keyifle yaklaşmak gerekir. Yoksa her kavim her kabile demirden bir leblebi olur. Kabuğuna çekilerek keyifsizlenir. Başkalarının da keyfini kaçırır.