Müslüman Kardeşler Cemiyeti, Mısır geçici hükümeti tarafından Dekahliyye Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan bombalı saldırının ardından “terör örgütü” ilan edildi.
Hükümetin hedefinin referandum, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, içişleri bakanlığının elini daha da güçlendirmek olduğu tahmin ediliyor. Hükümet bu şekilde İhvan’ın ülke siyasetindeki ağırlığını zayıflamayı planlıyor.
İhvan’ın terör örgütü olması, faaliyetlerine katılan, cemaate üye olan, yazılı veya sözlü propaganda yapanların, terörist olarak kabul edilmesini ve terörden yargılanmasını gerektirecek. Söz konusu kararın ilanından sonra cemaate katılan veya üyeliğe devam edenler de yine aynı şekilde suçlanacak.
Mısır ceza kanunu gereği, terör faaliyetleri gösterenler idam ediliyor veya ağır hapis cezasına çarptırılıyor. Mısır kanunlarına göre, terör örgütünün yöneticisi olmak da idamı gerektiriyor. Bu şekilde Muhammed Bedii ve Hayrat Şatır gibi Müslüman Kardeşler yöneticilerinin idam edilmesinin yolu açılmış oldu.
Cemaatin “terör örgütü” olarak ilan edilmesine rağmen, İhvan yöneticileri eğer cemaat ile bağlarını devam ettirirlerse veya koparmazlarsa “terör örgütü yöneticisi olmak suçundan” idam edilebilecekler.
İhvan’ın organize ettiği gösterilere katılan sıradan eylemciler en az 5 yıl hapis cezasına çarptırılacak. Söz konusu eylemlere müdahale ise, “gösteri kanunu” değil “terörle mücadele” kanunu gereği yapılacak.
İhvan’ın Arap ülkelerindeki bağlantıları da koparılmak isteniyor. Bu çerçevede 1998 yılında Arap Birliği’nde imzalanan “terörle mücadelede işbirliği” antlaşmasına imza atan ülkelere İhvan’ın terör listesine alındığı bildirilecek ve gerekenin yapılması istenecek.
Müslüman Kardeşler’in yöneticilerinin bazıları ve gençlerinin, 14 Ağustos’ta Rabia ve Nahda Meydanlarına yapılan müdahalenin ardından gittikleri Katar da bu antlaşmaya imza atan ülkeler arasında yer alıyor.
İhvan’ın terör örgütü ilan edildiğini kamuoyuna duyuran Başbakan vekili Hüsam İsa, “Cemaatin Dekahliyye Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlediği bombalı saldırıda polis ve sivillerden hayatını kaybedenler olduğunu, bunun anlamının Müslüman Kardeşler Cemaati’nin şiddetten başka yöntem tanımadığını” söyledi.
Müslüman Kardeşler’in olayı kınaması ve Sina’da faaliyet gösteren Ensar Beyt el Makdis’in de saldırıyı üstlenmesine rağmen, İsa’nın İhvan’ı suçlayıcı sözleri dikkat çekti.
Ensar Beyt el Makdis, Mısır’da son altı ay içerisinde çeşitli bombalı saldırılarda bulundu. Düzenledikleri en büyük saldırı, geçen Eylül ayında içişleri bakanına karşı organize edilen bombalı suikast girişimiydi.
KARARA FARKLI KESİMLERDEN TEPKİ
İhvan yönetimi, kararı kabul etmediklerini ve faaliyetlerine devam edeceklerini açıkladı. Müslüman Kardeşler İrşad Bürosu Üyesi İbrahim Münir, kararın yok hükmünde ve “batıl” olduğunu, ülke genelinde gösterilerin eskiden olduğu gibi süreceğini belirtti.
Hürriyet ve Adalet Partisi yöneticilerinden Eşref Bedreddin ise, 1950’lerden bu yana bütün hükümetlerin Müslüman Kardeşler’i bitirmek için girişimlerde bulunduğunu, ancak bunu başaramadıklarını ifade etti.
6 Nisan Hareketi’nden de hükümetin kararına tepki geldi. Hareket tarafından yapılan açıklamada söz konusu karar; “Mısır’ı kaostan kurtaracak son kapının hükümet tarafından kapatılması” olarak nitelendirildi.
30 Haziran sürecinin en önemli aktörlerinden Temerrud Hareketi ise, kararı memnuniyetle karşıladı. Açıklamada, kararın geç de olsa iyi bir karar olduğuna dikkat çekildi ve “Mısır halkı terörün üstesinden gelecektir” denildi.
İhvan’ın terör örgüt olarak ilan edilmesi, Mursi’nin devrildiği 3 Temmuz’dan bu yana alınan en radikal kararlardan birisi olarak nitelendiriliyor.
Emniyet müdürlüğündeki patlamadan bir gün önce, ülkede faaliyet gösteren İslami hareketlere ait 1055 STK’nın banka hesapları dondurulmuştu. Söz konusu STK’ların İhvan’ın yan kuruluşları veya İhvan’a sempati duyan kuruluşlar olarak nitelendirildi.
KARARIN İLK ETKİLERİ
Mısır güvenlik güçleri Dekahliyye şehrinden 200’den fazla İhvan taraftarını gözaltına aldı. Öte yandan Zekazik Üniversitesi’nde öğrenciler sokaklara çıktı. Polisin eylemcilere müdahale ettiği belirtiliyor.
Karara rağmen, gösteriler ve eylemler Kahire ve diğer şehirlerde devam etti. Kahire’nin farklı semtlerinde eylem yapan binlerce insanın, geçici yönetim ve hükümet aleyhinde slogan attığı ve Rabia pankartları taşıdığı gözlendi.