Sudan Güney`ın Darfur eyaletinin üç ayrı bölgesinde çıkan çatışmalardan kaçarak, BM tarafından dünyanın yaşanması en zor bölgesi ilan edilen Nyala`daki 8 kampa sığınan 2 milyonun üzerindeki kişi, açlığa ve 4 ay sürecek etkili yağışlara karşı yaşam mücadelesi veriyor.
RİDA Uluslararası Yetim ve Muhtaçlara Yardım Derneği (RİDA-DER) Başkan Yardımcısı Tamer Kalender, yaptığı açıklamada, çatışmalardan kaçıp kamplara sığınanlara yardım için bölgede bulunduklarını söyledi.
Buradaki 8 kamptan biri olan ve 400 bin kişinin sığındığı Otaş Kampı`nda incelemeler yaparak, halkın ne durumda olduğunu tespit ettiklerini aktaran Kalender, kamptakilerin kıtlık ve zorlu iklim şartları nedeniyle hayatta kalmaya çalıştıklarını belirtti.
"Yardım kuruluşlarının dikkatini bölgeye çekmek istiyoruz"
Kalender, halkın; kamplarda çalılardan yapılmış, üzeri naylon parçalarıyla örtülü, derme çatma çadırlarda kaldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bölgede yağmur dönemine girildi. Halkın bu durumda 4 ay süren etkili yağışlardan korunması mümkün değil. Yağmur sonrası çadırların bulunduğu yer adeta pirinç tarlasına dönüyor. Kampa yeni gelenlerin yüzde 70`ine yakını yetim çocuklardan oluşuyor. Korunaklı çadırların olmayışı ve zeminin suyla dolması, özellikle çocukların çok çabuk hastalanıp ölmelerine neden oluyor.
Çocuk ölümlerinin durdurulabilmesi için acilen çadır yardımı yapılmalı. Bir aileyi şiddetli yağmurdan koruyacak çadırın maliyeti 150 lira. Biz ancak 170 yetim aileye çadır yardımında bulunduk. Bölgeye üç mescit, iki de Kur`an kursu yaparak 400 yetimin bakımını üstlendik. Yağmur sonrası insanlar yaptırdığımız mescitlere sığınıyor. Şu mübarek ramazan gününde devletimiz, derneklerimiz ve yardım kuruluşlarımızla bir olup kamuoyu oluşturalım."
Bir yetimin aylık yemek masrafı 25 lira
Bölgedeki yaklaşık 200 kimsesiz çocuğa, derneğin aşevinden günlük sıcak yemek verdiklerini ifade eden Kalender, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamptaki bir yetimin yeterli gıda alabilmesi için aylık yemek masrafı 25 lira. Yetim çocukların, Kur`an-ı Kerim kursları ve okullarda toplanarak, hem eğitimlerine devam etmeleri hem de sıcak yemek verilip fiziki açıdan güçlenmelerinin sağlanması gerekli. Bunun yanında bölgede acilen su kuyuları açılmalı ve insanların temiz suya ulaşmaları sağlanmalı. Kadınlar omuzları ve başlarındaki bidonlarla kilometrelerce öteden su taşıyor. Bu da gerçekten çok zor bir durum. Eşlerini ve babalarını kaybeden kadınlar, çocukları ile hayata tutunmaya çalışıyor."