AK Parti, girdiği ilk seçimlerden bu yana iktidardır. Sürekli operasyon da yiyiyor. Ülke şartlarında buna şaşmamak lazım.
Halkı Müslüman hiç bir ülke, “yerlilere bırakılacak kadar kıymetsiz değildir.”(H.Keshenger). Gavurdan dost, domuzdan post olmaz.
Operasyonların; 28 Şubatçılar ve bu zihniyetin devamı olan silahlı/kolluk kuvvetleri içindeki varisleriyle başlayıp sürmekte.
“Ağır soruşturmalara tabi tutulan kamu görevlileri, sürgünler, işlerinden olanlar, sicilleri bozulanlar, çatıştırmak istenen halk kitleleri; Sayın Erdoğan’a kadar varan tehdit ve sindirmeler..” yerli her iktidarın yakasından düşmeyeceklerinin kanıtı.
Suikast tünelleri, yakalanan silahlar ve itibarsızlaştırma düzenleri; değişik operasyonlarla devşirilen kimi yol arkadaşları(?) vasıtasıyla yapılan operasyonları hatırlayın.
Bunlar; FETO, devlet kurumları, ecnebilerin vasıtasıyla hizmet veren paralel yapıların “amir, memur ve amelesi..” olarak sahaya indiler. Ajan-provokatörlük, casusluk yapanlar oldu.
Hükümetin elbette eleştirilecek çok yönü var ama konumuz, bu yapıya yıkım için yanaşan değişik tip ve motifteki karanlıklar. Hep diyorum; iblis, hadislerde de anlatıldığı üzere insana altı cihetten yanaşıp zehrini kusuyor. “alttan, üstten; önden, arkadan; sol ve sağ cenahtan” yanaşır.
Tehlikelisi; “sağdan yanaşan şeytanlardır.” Bunlar sizin dilinizden, giyiminizden, ırk ve dininizden. Yani her yönüyle sizden ama her fırsatta kendi “paralel yapısını” kurarak, işleterek.
Zannımca hükümet de şimdilik bu tür bir operasyonun içinde; işi zor.
Türkiye’de, Sayın Erdoğan’ın şahsı üzerinden izah ve tanımı zor bir kuşatma ve bir operasyon var.
Rabbim; Sayın Başkan’a; “bekaya, adalet ve Hakk’a ulaştıracak yol arkadaşları” versin. Gaybî Yardımı celbedecek iman, izan, cesaret ve ferasetten mahrum etmesin. Etmesin ki “çok porfesyonel, tüm imkânlarıyla seferber olan şer cephesi” 15 Temmuz ihanet Darbesindeki gibi zelil olsun!
Oyun ve aktörler bizden ve sıradan gözüküyor ama hesap acımasız.
Hedef; tüm Müslüman ülkelerin talan edilmek istenen mera ve çayırları, değer ve zenginlikleridir. Vahşiler, hastalıklı Haçlı yaratıklar fiili hücumları için belirledikleri O an’ı beklemekteler.
Biz, biliriz de önemli olan iktidarın bilmesi.
Trajikomik olan Şu: İktidar olacaksın ve sandıklarda porfesyonel ama açık hatalar olacak!
Mücahit Erbakan’ın Siyaset Mektebinden mezun olmuşsan -ki öyle- siyaset alanındaki oyuncuların hilelerini bilecek ve önlem alacaksın. Bunu da emaneti teslim ettiğin merkez ve taşradaki kadroların yapacak.
Emaneti teslim ettiğin kimi birimlerin, -bilerek/bilmeyerek- gereğini yapmadığı, işi bilmedikleri açık. Seçim için anlatılanların yarısı doğruysa bile yer yerinden oynamalıydı.
Koca bir heyetin gözleri önünde yapılan bunca hata nasıl, kim tarafından yapıldı? Neden anında engel olamadılar? Parti teşkilatları nasıl yapılandı, gençlik yapılanmaları –geleceğe hazırlık adına- kimler tarafından ve nasıl yapılanıyor? Kolay ve zor zamanlarda korumaları gereken değerler, nasıl öğretiliyor?
“Kendini kınayan nefse andolsun”(Ayet) ve “Kendini kınayan nefs, Allah tarafından korunulmuştur”(Hadis).
Bünyesinde Beyaz-Türk ve zenci üreten yapılar zaten beka bulamaz. Özellikle yıllardır alana inmeyen; her renk iktidarla “Beyaz Türkleri” oynayan zevat, zinhar “zencileştirilmeli” ki âhını aldıkları fakir fukara bayram etsin, dua edebilsin.
Seçim şikâyetleri, yasal hak olsa da HAKİKAT değildir. Şikayetlere sarılmak; hata olacak..
Evet; operasyon çok.
FETO yaptı ve yapacaktır. En basit hinliğe tenezzül de edecektir. Kebaire tövbe etmeyen, Ahreti öteleyen, tüm yatırımını “mutlak galip geleceğine inandığı(?) Emperyalist güçlerin istihbarî hesaplarına” yapan, küresel destek alan pır-rû (çok yüzlü) bir yapıyı, tüm muhataplar ciddiye almalı.
Bölücü, ayrılıkçı Kürt yapılarının da operasyonları var. Kürt halkının vefakâr ve dindar olduğu bilinmeli; ayrıştırıcı değil, gerçek kardeşliğe götürecek dil kullanılmalı.
Ekonomik operasyonların olduğu açık.
AB ve ABD ve bünyesindeki kurum ve kuruluşlarının her biri, kendi imkan ve kabiliyetlerine göre bir operasyonun içinde.
Hülasa; kimi kardeşlerim garipseyebilir ama en son Sudan darbesi ortada. Kimse bize, yerlilere acımayacak ve “Mü’min, bir delikten iki kere ısırılmaz.” Onlar; “..Bir vücudun azaları gibidirler” (Hadis).
Onurlular dertsiz olmaz ve derdimizi seviyoruz vesselam.