Siirt'te Müderris, akademisyen, STK temsilcileri ve iş adamlarının katıldığı istişare toplantısında, ilahiyat ile medreselerin müfredatının birleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Siirt İmam Hatip Ortaokulunda düzenlenen toplantıya katılanlar, Müslümanların İslami ilimlere temelden vakıf olması gerektiğine dikkat çekilerek, velilerin, dini ve fenni ilimlerin verildiği imam hatipleri tercih etmeleri istendi.
Toplantıya katılan İl Müftüsü Ahmet Altıok, imam hatip öğrencilerinin teknolojide ilerlemesi, ufkunun, ferasetinin ve istikbalinin açılması için memlekete ve İslam âlemine katkı sağlayacak her türlü desteği sağlamaya hazır olduklarını söyledi.
Altıok, "İmam hatip okullarında yetişen birer imam hatipli olarak ilerde bizi temsil edecek, istikbal vadeden güzel gençler yetiştirmek çok ehemmiyetli bir husus. Diyanet bir istihdam kurumudur. İlahiyat ve imam hatiplerden mezun olan kardeşlerimiz ağırlıklı olarak diyanet ve milli eğitimde görev yapıyorlar. Bizim burada yapacağımız istişareler ve tedbirlerle meseleleri kökten çözemeyebiliriz, ama bu sıkıntıların çözümüne katkıda bulunabiliriz ve yetkili mercilere raporlar halinde sunabiliriz. Öğrencilerimizi sevmek ve kucaklamak, birebir ilgilenmek gerekiyor. İlkokul 5'inci sınıftan itibaren liseyi bitirinceye kadar, lise öğrencileri de üniversiteyi bitirinceye kadar hem Kur'an-ı Kerim hem de derslerinde yardımcı olarak İslami şuur kazandırmamız gerekiyor." dedi.
"Müslümanların İslami ilimlere temelden vakıf olması gerekiyor"
Altıok, "Bir konuya dikkat çekmek istiyorum, hepinizce malumdur. Önceki gece Gazze bombalandı. Ben Reyhanlı'da vaizlik yaparken, orada Arapçası mükemmel olan bir kardeşimiz hutbenin yarısını Türkçe diğer yarısını da Arapça verirdi ve Diyanetten gelen üst düzey, Arapçaya vakıf âlim olan hocalarımız o arkadaşı mükemmel bir hutbe verdiği için takdir ediyorlardı. Arapça dergi ve neşriyatları takip eden o arkadaşımız bana şunu söylemişti: 'Bugün Filistin'de liseyi bitiren en alt seviyede ki bir öğrenci en az 500 hadis biliyor.' Müthiş bir şuur var. Müthiş bir mücahid, oradaki kardeşlerimiz pişmişler. 'Bombalanırken korkuyor musunuz?' diye soruyorlar. 'Biz zaten ölüm ile hayat arasında yaşayan bir toplumuz, nerede ölüm bizi yakalayacak onu bilmiyoruz. Onun için korkmuyoruz ve her anda ölüme hazırlıklıyız.' diyorlar. Şimdi o teknoloji ile ilgili anlattığınız konuşmalar gerçekten benim çok dikkatimi çekti ve tabi ki Müslümanların İslami ilimlere temelden vakıf olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Öğrencinin ahlakını ve akademik başarısını geliştirmek için neler yapabiliriz?"
İbrahim Hakkı Kız İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Murat Kalkan, öğrencinin ahlakını ve akademik başarısını geliştirmek için ellerinden gelen her türlü çabayı sarf ettiklerini söyledi.
Okulda yapılan çalışmalar hakkında bilgileri veren kalkan, "Bir öğrencinin ahlakını düzeltebilmek, akademik başarısını geliştirmek için öğretmenler, veliler ve STK'lar ile neler yapabiliriz, onun tartışmasını yaptık. Bunun dışında okulumuz ile ilgili yaptığımız çalışmalar hakkında da bilgilendirmede bulunduk ve bunlardan bir kaçına değinmek istiyorum. Öğrencilerin eğlenmeleri ve streslerini atabilmeleri için oyun odası açtık. Şu an da okulumuzda bir pilot uygulama bulunuyor ve bu pilot uygulama Türkiye'de bizim okulumuz dâhil 3 okulda uygulanıyor. Nedir bu uygulama? 3d yazıcı ve robotik kodlama kursu. Robotik kodlama nedir, ne işe yarar, nasıl yapılır, 3d yazıcısı nedir, ne işe yarar, neler yapabiliriz, hangi çıktıları alabiliriz? Bunlarla ilgili öğrencelerimize kurslar, dersler veriyoruz. Hatta öğrencilerimizle kalmayıp öğretmenlerimize de kurslar veriyoruz." diye konuştu.
"Veliler, dini ve fenni ilimlerin verildiği imam hatipleri tercih etsinler"
Çocuklarının ahlaki gelişimleri ve akademik başarısı için hem dini hem de fenni ilimlerin bulunduğu imam hatip okullarını tercih etmelerini tavsiye eden Kalkan, "Çağımız artık bir bilişim çağı. Ülkeler yavaş yavaş bir yere doğru gidiyor. Türkiye'nin özellikle imam hatip okulları öğrencilerinin bundan geri kalmamaları için bu gelişmişliğe ayak uyduruyoruz. Bu uygulama ile ilgili bütün velilerimizi bilgilendirip toplantılarda; 3d yazıcı nedir, robotik kodlama nedir, ne işe yarar? Bunlarla ilgili bilgiler verdik ve bir farkındalık oluşturmaya çalıştık. İnsanların, imam hatipleri neden tercih etmesi gerekiyor? Birincisi ve en önemlisi çocuklarımız burada dinlerini öğreniyorlar. Doğru ahlak nedir? Bunları öğreniyorlar. Tabi imam hatip ortaokullarının ders anlamında diğer okullardan hiçbir farkları yok ve aynı dersler imam hatip okullarında veriliyor. Vatandaşların çekincesi, benim çocuğum acaba imam hatibe gittiği zaman matematik, İngilizce, Türkçe ve fen derslerini görecek mi? Tabi ki görecek ve ekstradan haftada iki saat Kur'an-ı Kerim ve Arapça basit düzeyde veriliyor. Bazı velilerde de benim çocuğum Arapça öğrenebilecek mi? kesinlikle öğrenecek ve çok basit bir şekilde Arapça dersi ve Kur'an-ı Kerim veriliyor. Dolayısı ile o tereddüt yaşanmasın." şeklinde konuştu.
"İlahiyat ile medreselerin müfredatının birleştirilmesi gerekiyor"
İlahiyat fakültelerinde ciddi bir Arapça eksikliği olduğuna dikkat çeken Mili Eğitim Şube Müdürü Mirza Tetik, medreselerde verilen Arapça eğitiminin ilahiyat fakültelerinde verilerek yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekti.
Tetik, şöyle konuştu:
"İmam hatip liselerinden mezun olan öğrenciler, mezun oluyor, ama Arapçayı bilmiyor ve Kur'an okumaları çok zayıf. Bu nedenle medreselerde verilen Arapçanın yaygınlaştırılması lazım. Hem ilahiyat fakültelerinde hem de imam hatip okullarında bunu yapmalıyız. Bizim amacımız nedir? Çocuklara iyi bir Arapça eğitimi vermek. Eğer çocuklar iyi bir Arapça eğitimi alırsa Arapça olan Kur'an dilini çok daha iyi anlayabilecek. Bu nedenle İlahiyat ile medreselerin müfredatının birleştirilmesi gerekiyor. Bu konuda Diyanet, YÖK ve Mili Eğitim, bir komisyon oluşturup medreselerde verilen eğitim ile ilahiyatta verilen eğitimi karşılaştıracak. Eksikler giderilecek ve bu kurumların birbirinden faydalanmaları sağlanırsa çok daha kaliteli ilahiyat mezunları çıkacağına inanıyorum."
"Çocuklarda ahlak ve ibadet eğitimini temelden verilmesi gerekiyor"
"Eğer bir öğrenci liseyi bitirip ilahiyata gelmiş ve halen namaz kılmıyor, halen sigara içiyor ve kızlarla kol kola gezebiliyorsa bu çocuk demek ki orta ve lisede de aynı şeyleri yapmıştır." diyen Dr. Öğr Üyesi Abdurrahman Ece de ahlak eğitiminin temelden başlaması gerektiğine vurgu yaptı.
İbadet alışkanlığı oluşmamış, ahlakı da tam oturmamış, bazıları da gerçekten çok kötü alışkanlıklara ve tuzaklara düşmüş halde ilahiyat fakültesine gelen öğrencilerin bulunduğunu dile getiren Ece, şöyle konuştu:
"Özellikle bizim şu anda mustarip olduğumuz şey, ilahiyat fakültelerine gelen gençlerimizin imam hatip dışındaki ortaokul ve liselerden gelmeleri. İbadet, ahlak ve kitap okuma alışkanlığı aslında ortaokul ve lise yıllarında kazanılması gereken alışkanlıklardır. Bence burada bizim bu alışkanlıkların oturması için daha bir gayret içerisinde olmamız lazım. Orta ve lisede zararlı ve kötü alışkanlıklar üzerinde durulsa, sosyal medyanın zararları ısrarla anlatılır ise örnek Müslüman şahsiyetlerin hayatlarını anlatan filmler seyrettirilse… Çünkü dizi ve filmlerin gerçekten çok etkisi var. Kötü dizi ve filmleri seyrediyorlar ve onlardan esinlenerek bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Müslüman şahsiyetlerin filmlerinin seyrettirilmesi, çocuklara ibadet alışkanlığının oluşabilmesi ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmaları için hocalarımızın ısrarla çocukların üzerinde durması gerekiyor."
"Şuurlu öğretmenlere ihtiyacımız var"
Tillo Müderrislerinden Hayrettin Aydın, şuur verici aktiviteler yaparak öğrencilerin eğitimle yoğrularak başarılı olunabileceğinin altını çizdi.
Aydın, şunları kaydetti:
"İlahiyat öğrencilerinin tamamına bir yurt yapılmalı ve bu yurtların eğitim saatleri dışında medreselerin en kaliteli hocalarıyla öğrenciler, gece eğitimlerine tabi tutulmalı. Hakikaten dertlenmek gerekiyor. Derdi olmayanın gayesi de olmaz, geleceğe de hızlı adımlarla yürüme gayreti olamaz. Acil eylem planı olması gereken bir önerim var ve bu öneriyi de İlahiyat Fakültesi Dekanına iletmiştim. Medreselerde Arabi eğitimler alınırken, aynı zamanda okul eğitimini hariçten alma gayreti içerisinde oluyorlar. Fakat imam hatip ve ilahiyatta okuyan gençlerimiz ise dini eğitimlerini haricen bile alma gayreti içerisinde olmuyorlar. İşin vahameti burada ve biz bununla derlenebilirsek bu öğrencileri kurtarabiliriz. Öğrenci, kendi geleceği ile alakalı plan ve program yapamaz. Özellikle ilahiyat fakültesinin bütün öğrencileri ne KYK, özel yurtlar ne de özel evlerde kalmalarına müsaade edilmemeli. Özellikle öğrencilerimize şuur verebilmek için kendine dert edinen ve bu derdi hizmete dönüştürme gayreti içinde olan şuurlu öğretmenlere ihtiyacımız var. Bu şuurlu öğretmenlerin de kurumların başına getirilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde çocuklarımızı şuurlu ve ahlaklı birer bireyler olarak yetiştirebiliriz."
İLKHA