İlahiyatçı-Yazar Dr. Yılmaz Arı, İzmir depreminde olduğu gibi yaşanan her olayı fırsat bilip Diyanet camiasına mensup görevlileri hedefine koyanların; haysiyet cellâtlığına soyunan kokuşmuş bir zihniyetin mahsulü ve toplumsal birlik ve beraberliğe karşıt tavır ve eylemler sergileyen, art niyetli kimseler olduğunu söyledi.
Diyanet camiasına saldıran zihniyetin haddini bilmez bir takım insanlar olduğunu ifade eden Arı, "Son zamanlarda, her fırsatta ve özellikle yapacak iş bulamadıkları zamanlarda, Türkiye’mizin göz bebeği olan Diyanet İşleri Başkanlığı camiamıza, sayın başkanımıza ve kurumun güzide personeline insafsızca ve pervasızca saldıran, haddini bilmez bir takım insanlar türedi. İzmir depreminde de benzer bir pervasızlık örneği görüldü." dedi.
"Her fırsatta sözü diyanet teşkilatı mensuplarına getirmelerinin temelinde; kokuşmuş dünya ve çürümüş düşünce yapılarının yansımaları olan menfur hezeyanları yatmaktadır"
Diyanet çalışanların bu tür insanlara karşı yalnız bırakılmayacağını dile getiren Arı, "O haddini bilmez kimselere diyoruz ki: Siz televizyon ekranları karşısında çayınızı yudumlayıp kek, pasta ve böreklerinizi tıkınarak; vefat eden, yaralı olan vatandaş sayılarını, izlediğiniz magazin programlarının reklam aralarında ancak takip edebiliyorken, kaç zamandır uyku bile uyumadan gecesini gündüzüne katıp bin bir sıkıntı içerisindeki depremzede insanımıza ulaşarak onların ihtiyaçlarını karşılamaya gayret eden, ayrıca civar şehirlerden yardım etmek üzere deprem alanına koşarak gelen ve orada görev alan konuk kurtarma ekiplerinin bile ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla mücadele eden eli öpülesi diyanet personeli din gönüllülerimizi bu aziz millet, sizin pis dünyanızın karanlık gündemine meze yapmayacaktır. " ifadelerini kullandı.
Diyanet camiasını karalamanın kendilerine bir fayda sağlamayacağını belirten Arı, "Genelde dini değerlerle, özelde diyanet camiasıyla zoru olan bu kişilerin her fırsatta sözü diyanet teşkilatı mensuplarına getirmelerinin temelinde; kokuşmuş dünya ve çürümüş düşünce yapılarının yansımaları olan menfur hezeyanları yatmaktadır. Maalesef ülkemizde bulunan bu iflah olmaz, dini kurum ve değerlerle sorunlu olan kesim, en zor ve üzüntülü anlarda bile insanlıktan nasipleri yokmuşçasına; yaşanan her olayda sözü, Diyanetimize ve kurum mensuplarına gayr-ı ahlaki bir biçimde getirmeye kararlı gözükmektedir. Diyanet camiasına laf atmak, onları aşağılamaya çalışmak suretiyle (alçaldıklarının farkına varmayarak) yükseleceklerini ve bu saldırıların kendilerine bir şey kazandıracağını zannetmektedirler." şeklinde konuştu.
"İnsanımız bu gibi masum olmayan tavır ve davranış sergileyen kötü niyetlilere prim vermeyecek"
Ülkenin zor durumdan geçtiği günlerde insanları ayrıştırmanın kimseye fayda sağlamayacağını vurgulayan Arı, "Deprem, sel, baskın, terör saldırısı vb. musibetler karşısında birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gereken her türlü insani durumda; insanlarımız arasında ayrıştırma meydana getirecek türlü yollar arayan bu sefil ve sefih güruhun farkındayız. İnsanımız bu gibi masum olmayan tavır ve davranış sergileyen kötü niyetli insanlara prim vermeyecek kadar erdemlidir. Bu vesile ile İzmir'de yaşanan deprem felaketinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar dilerken; kendilerine tevdi edilen her türlü vazifede tereddüt göstermeden koşuşturan tüm Diyanet camiasındaki eli öpülesi din gönüllüsü hocalarımıza teşekkür ile esenlikler diliyorum. Sizler bu ülkenin hayat damarısınız. Kötü ahlak ve niyetli bu tür insanlara kulak asmadan gönlünüzdeki güzellikleri insanımızla paylaşmaya devam ediniz. İyi ki varsınız." dedi.