Corona virüs salgınına karşı alınan her türlü tedbirlerin önemli olduğunu belirten Cevahir, hastalığın yayılmaması için herkesin üzerine düşeni yapması ve virüsten korunmak için tavsiye edilen hususların dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Cevahir, Peygamber Efendimizin de "Bir yerde eğer veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız." buyurarak salgın hastalıklara karşı tedbirli olunmasının gereğini vurguladığına dikkat çekti.
Cevahir, "Öncelikle gerek millet, devlet, İslam alemi ve dünya olarak Rabbim bu hastalığı en hafif bir şekilde geçirenlerden ve atlatanlardan eylesin. Yine Rabbimizin bu tür imtihanlarından ibret ve öğüt almayı bizlere nasip eylesin." dedi.
Veba hastalığı gibi bulaşıcı hastalıkların da Allah'ın kullarına verdiği imtihan çeşitlerinden olduğunu belirten Cevahir, "Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde, 'Eğer bir yerde veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız' buyurarak bundan 1400 yıl önce karantina uygulamasına dikkat çekmiş, bizlere bu bilinci vermiştir." ifadelerini kullandı.
"İmtihanda olduğumuzu unutmamalıyız"
"Bulaşıcı hastalıklar da Rabbimizin imtihanlarındandır." diyen Cevahir, "Yüce Rabbimiz Bakara Süresinin 155'inci ayetinde, 'Biz sizi biraz korku, biraz açlık ve biraz mallardan, canlardan, ürünlerden eksiltmek ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.' buyuruyor. Bu hastalık vesilesiyle de canlarımızla imtihan oluyoruz. Hem bu imtihanın bilincinde olarak hareket etmeliyiz hem de sabretmek zorundayız. 'Bunu neden Rabbimiz kullarına veriyor, neden bize veriyor?' diye isyan yoluna gitmemiz gerekiyor. Çünkü bu tür hastalıklar imtihanın bir parçasıdır. Yüce Rabbimiz kullarını çeşitli şekillerde imtihan ediyor. Bu tür bulaşıcı hastalıklar da imtihandır." diye konuştu.
"Peygamber Efendimizde salgın hastalıklara karşı tedbirli olmamızı istemiştir"
Bu hastalık süresince temizlik ve hijyene dikkat etmekle birlikte Sağlık Bakanlığı ve diğer yetkililerin uyarılarının dikkate alınması gerektiğini belirten Cevahir, "Bizler böyle dünyanın müptela olduğu bir mikrobu ilk defa yaşıyor gibiyiz. Yani birçok devletlere sirayet etmiş, şu an önlemi konusunda henüz daha kesin bir çözüm bulunmamıştır. Fakat bu konuda bizlere düşen ise bulunduğumuz yerden dışarı çıkmamak, başka bir yerde isek oradan gitmemektir. Çünkü dışarı çıkmamız o hastalığı bir başkasına da taşımamız anlamına geliyor. Bu hastalığın tedavi olması için de zaruri bir durum yoksa bulunduğumuz yerden de çıkmamamız gerekiyor. Zaten Peygamber Efendimizin de bu konudaki nasihatini dinlersek çözüme kavuşmuş oluruz. Yani bu hastalık da kısa zamanda tedavi olur. Ama Peygamber Efendimizin nasihati dinlenmediğinde hastalık yayıldıkça yayılır. Bundan dolayı bulunduğumuz yerlerden mümkün mertebe zaruri işlerimizi ve alışverişlerimizin dışında fazla dışarı çıkmamalıyız. Bu konuda da devlet yetkililerinin uyarılarını da dikkate almalıyız. Bizden ne şekilde hareket etmemiz isteniyorsa da o şekilde hareket etmeliyiz. Yine bu konuda devlet yetkilerinin haberlerine itibar etmeliyiz." şeklinde konuştu.
İslam'ın alışveriş ve ticaret ahlakına dair birtakım ilkeler koyduğuna dikkat çeken Cevahir, dinimizin toplumun ahlaki değerlerini hiçe sayarak stokçuluk, karaborsacılık, alışverişte hile gibi haksız kazanç yollarına kesinlikle izin vermediğini belirterek, bu tür durumlardan kaçınılması gerektiğini ifade etti.
Başta Cuma namazı olmak üzere, cami ve mescitlerde cemaatle kılınan namazlara bile ara verildiği bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Cevahir, bu tür durumları fırsata çevirmenin hiç ahlaki olmadığını belirterek, özellikle bu tür zor durumlarda Müslümanların birbirlerine yardımcı olma konusunda çok hassas davranması gerektiğini vurguladı.
"Bu süreçte evlerimizi bir medreseye ve Kur'an kursuna çevirmeliyiz"
Corona virüs gibi felaketlerden Müslümanların, gerekli dersi çıkarmaları ve ibret almalarının önemine dikkat çeken Cevahir, "Bu olayı Müslümanlar fırsata dönüştürebilirler. Zaten evlerimizde bulunmamız gerektiğini yetkililer söylüyorlar. Bu konuda zaten zorunlu olmadıkça da çıkmıyoruz, çıkmamalıyız. Bu süreçte en azından evlerimizi bir medreseye, Kur'an kursuna ya da dinimizi daha iyi anlamaya veya bu olayların neden kaynaklandığını, yüce Rabbimizin bu hastalıkla kullarına ne mesaj vermek istediğini muhasebe etme adına bu durumu bir fırsata çevirebiliriz. Bu tür hastalıklardan ibret, öğüt almak ve nasihat çıkarmak zorundayız." dedi.
"İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor." Rum Süresinin 151'inci ayetine atıfta bulunan Cevahir, Müslümanların Kur'an-ı Kerim'de yer alan bu ikazı da dikkate almaları gerektiğini, Allah'a gerçek bir kul, Peygamber Efendimize gerçek bir ümmet ve müminlere de gerçek bir kardeş olunması gerektiğini sözlerine ekledi.
İLKHA