İmam-Hatip Necmeddin Şimşek: İtikaf sünnetinin en belirgin özelliği tefekkür etmektir

Ramazan ayında Peygamber Efendimizin riayet ettiği en güzel sünnetlerinden itikaf sünneti hakkında önemli açıklamalarda bulunan İmam-Hatip Necmeddin Şimşek, itikaf sünnetinin en belirgin özelliğinin tefekkür etmek olduğunu belirtti.

Ramazan ayının son 10 gününde Peygamber Efendimizin müekked sünnetlerinden olan itikâf, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte Allah'a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durmasına denilir.

İtikaf sünnetinin yaklaşması hasebiyle konu hakkında önemli açıklamalarda bulunan İmam-Hatip Necmeddin Şimşek, kişinin dünya meşgalelerinden bir nebze de olsa sıyrılma ve Allah'ın azametini, sanatını çokça tefekkür etmek için itikaf sünnetinin her Müslümanın riayet etmesi gerektiğine dikkat çekti.


Ramazan ayının en belirgin sünnetlerinden olan itikafın anlam ve önemine değinen Şimşek, "Ramazan ayının ibadetlerinden bir tanesi de itikaftır. İtikaf, kendini alıkoymak, kendini Allah için inzivaya çekmek anlamına gelir. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın Medine hicretinden sonra her Ramazan ayında mutlaka yaptığı müekked sünnetlerinden bir sünnettir." ifadelerini aktardı.

"Peygamber Efendimiz 'in bu sünnetini yerine getirmeye çalışmalıyız"

Peygamber Aleyhisselam'ın itikaf sünnetine verdiği önem hakkında dikkat çeken Şimşek, "Bedir savaşı sırasında Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, o vakit savaştan dolayı itikaf ibadetinin bir sonraki Ramazan ayında yapmıştı. Mekke'nin fethi de Ramazan ayına denk geldiğinden, o vakit yapmadığı itikafını bir sonraki yıl eda etmişti. Bu da gösteriyor ki, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam itikaf ibadetine çok önem vermekteydi. Bizler Müslümanlar olarak da Ramazan ayının son 10 gününde elimizden geldiği kadar Peygamber Efendimiz 'in bu sünnetini yerine getirmeye çalışmalıyız. Sağlığı yerinde, baliğ erkeklerin itikaf sünnetini mescitte yapmaları gerekir. Bayanlar ise kendi evlerinin bir bölümünde itikaflarını yapabilirler." dedi.

"İtikaf süresince tefekkür etmemiz lazım"

İtikaf sünnetinde yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Şimşek, "İtikaf ibadeti süresince elimizden geldiğince Kur'an-ı Kerim okumaya ağırlık vermek, ibadetleri hep camide yapmak ve en çok da tefekkürlerde bulunmak gerek. İtikaf sünnetinin en belirgin özelliği tefekkür etmektir. Yaratılış gayemiz, sorumluklarımız nelerdir, vazifelerimizi yerine getirebiliyor muyuz, Allah'a tam manasıyla kul olabilmek için nasıl yönelinmeli, toplumun ıslahı için neler yapılabilir tarzında itikaf süresince tefekkür etmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Şimşek, "Bazı görüşlere göre itikaf sünneti saatleri farklı şekillerde belirtilmiş. Ekseriyet alimlerin görüşü en az bir vakit camiye girerken itikaf için niyet edilmesidir. Bizler de elimizden geldiği kadarıyla bundan sonra camiye girdiğimizde itikaf sünnetine niyet ederek itikafa girersek, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın sünnetinden kendimizi mahrum etmemiş oluruz. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam kendisine Peygamberlik görevi gelmeden önce de Hira mağarasında tek başına inzivaya çekilip insanların ahlak ve davranışları hakkında tefekkür ediyordu." dedi.

Şimşek, itikafta olan kişinin itikaf süresince yapabileceği tutum ve davranışları aktararak, "İtikafta olan bir kişi bütün ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak eve gitmemesi, dünya kelamını konuşmamaya gayret göstermesi kısaca dünya ile biraz ilişkisini kesecek. İtikafın manası da budur. Kendimizi dünyadan soyutlayıp dünya meşgalelerinden sıyrılıp kendimizi ibadete bağlayacağız." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Yılbaşı kutlamaları ve şans oyunları haramdır
2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?