MUŞ- Bölgenin saygın âlimlerinden Molla Mahsum Yıkın, Muharrem ayı üzerine bir değerlendirme yaparak, Muharrem ayının Müslümanlar açısından önemine değindi. Yıkın hoca Kerbela olayına değinerek, İmam Huseyin'nin tağuta karşı direnişin sembolü olduğuna vurguda bulundu.
"Ramazan ayından sonra ayların en faziletlisi Muharrem ayıdır''
İslam tarihinde bu ay içerisinde vuku bulan olaylar ve Allah'ın bu aya vermiş olduğu değer itibariyle Müslümanlar açısından Muharremin ayrı bir yerinin olduğunu ifade eden Molla Mahsum Yıkın, "Bu ay Allah katında değeri büyük olan bir aydır. Tarihte bazı önemli hadiselerin meydana gelmesi itibariyle Muharrem ayı büyük bir öneme haizdir. Peygamber Efendimiz, 'Ramazan ayından sonra ayların en büyüğü fazilet açısından Muharrem ayıdır.' şeklinde buyurmaktadır. Yine bu ayın içerisinde önemli günlerden bir gün vardır ki, o da Aşure günüdür. Aşure günü, tarihi olayların yaşandığı önemli bir gündür. '' dedi.
"Medeniyetin temeli hicretle atılmıştır ve hicret insanlığın yeniden inşası demektir''
Muharrem ayı denilince yine çok önemli olan hicret olayının hatırlanması, hicretin asıl mahiyetinin ve içerisinde barındırdığı mesaja dikkat çekilmesi gerektiğini ifade eden Yıkın Hoca, " Hicret olayı İslam Tarihinde meydana gelen en önemli hadiselerden biridir. Çünkü hicret medeniyetin temelinin atıldığı bir eylemdir. Zaten medeniyet kelimesinden de bunu anlıyoruz. Medeniyet eşittir Medine. Bu iki kelime kök itibariyle birdirler. Demek ki medeniyetin temeli Medine'dir. Peygamber Efendimizin Medine'ye hicretiyle medeniyetin temeli de böylelikle Medine'de atılmış ve tabiri yerindeyse insanlığın inşası buradan başlamıştır. Bu itibarla diyebiliriz ki, hicret insanlığın inşasıdır. Bundan dolayı Muharrem ayı denildiği zaman bununla beraber hicreti de anıyor ve hatırlıyoruz. Bu yönüyle de baktığımızda yine muharrem ayının ne kadar büyük bir ay olduğunu anlayabiliyor ve Resulullah'ın ashabıyla birlikte insanlığa ne kadar büyük hizmetler yaptıklarına şahitlik ediyoruz. '' ifadelerini kullandı.
"Hicret insanın her şeyini Cennet karşılığında Allah'a feda etme olayı ve hakiki imanın kanıtıdır".
Hicretin başka bir yönüyle Resulullah ve ashabının insanlığın kurtuluşu için göstermiş oldukları fedakârlıkları ve İslam toplumunun nasıl bir misyona sahip olmaları gerektiği konusunda mesajlar içerdiğini kaydeden Yıkın Hoca daha sonra," Hicret insanın her şeyini Cennet karşılığında Allah'a feda etme olayıdır. Hicret eden muhacirler, aileleri dâhil olmak üzere, evlerini yurtlarını sahip oldukları tüm varlıklarını Allah'ın kelimesini yüceltmek için ve sadece Rablerinin rızasını kazanmak için yola çıktılar, Allah Resulüne refakat ettiler ve insan nefsine ağır gelen bütün zorluklara rağmen asla Allah ve Resulüne muhalefet etmediler. Bu yönüyle hicret hakiki imanın kanıtıdır.'' ifadelerine yer verdi.
"Ensar ile muhacir gerçek kardeşliğin örneğini yaşayarak gösterdiler''
Hicret olayında özelde gelmiş-geçmiş tüm Müslümanlara İslam kardeşliğinin nasıl olması gerektiği, genelde ise Allah'a iman olgusunun sosyal ilişkiler açısından insanlık üzerindeki olumlu ve yapıcı etkilerine dikkat çeken Yıkın Hoca, "Hicret olayında, Ensar ile muhacir arasındaki münasebete baktığımızda, tarih boyunca insanlığa örnek olacak bir kardeşlik görüyoruz.. Bu insanlar gerçek kardeşliğin örneğini yaşayarak gösterdiler. Genel anlamda kardeşlikten bahsedilir, yalnız bunun hayata yansımasını pek görmüyor ve rastlamıyoruz. Ensar ile Muhacir bunu yaşadı ve dünya devam ettikçe bütün insanlığa bir ders ve nasihat niteliğinde bir kardeşlik örneği gösterdi. Bugün şayet bizden böyle bir fedakârlık istenirse Ensar'ın fedakârlığını gösterebilecek miyiz acaba? Eğer yeryüzünü zalim ve tağutların tasallutundan kurtarmak istiyorsak gerektiğinde her şeyimizden vazgeçebilmeliyiz.'' diye konuştu.
Muharrem ayı içerisinde vuku bulan Kerbela olayına da değinen Yıkın Hoca, "Hz. Hüseyin zalimlere karşı kıyama kalkıyor. Bütün aile fertleriyle beraber zalime karşı nasıl mücadele etmek gerektiği konusunda bizlere ders veriyor. Hz. Hüseyin denince kıyamı anımsıyoruz. Allah'ın dinini yüceltmek için zalimlere karşı direnişi anımsıyoruz. Hz. Hüseyin zalimlere karşı verdiği mücadelede tek başına kalmasına rağmen direnişe devam etti, canını verdi fakat zalimin karşısında asla boyun eğmedi. İmam Hüseyin denince direniş aklımıza geliyor. İmam Hüseyin tağuta karşı direnişin sembolüdür.'' ifadelerini kullandı.
"Müslümanların ihtilafları bir tarafa bırakıp birbirine kucak açmaları gerekir"
Bugün Müslümanların en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında birlik ve beraberliğin geldiğinin altını çizen Yıkın Hoca," Bugün İslam coğrafyasının her yerinde Müslümanların kanı dökülüyor. Tağutlar yönetimi ellerine geçirmiş mazlum halklara zulmetmektedirler. Buna karşı Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde Hüseyinvari bir kıyamla kalkıp direniş göstermesi gerekmektedir. Bütün ehli kıble mümindir, Müslüman'dır. Müslümanlar arasında ufak tefek ihtilaflar olabilir. Fakat aramızdaki ihtilaflar bizler için ayrışma vesilesi değil, birer zenginlik olmalıdır. Müslümanların ihtilafları bir tarafa bırakıp birbirine kucak açma zamanı gelmiştir. Aksi takdirde akan kan durmaz ve bunun vebalini de tüm Müslümanlar taşıyacaktır. Ümmet ancak Kur'an ve Sünnetin etrafında toplanmakla canını malını ve ırzını güvence altına almış olacak.'' İfadelerini dile getirdi.
Son olarak tüm Müslümanlara çağrıda bulunan Yıkın Hoca, "Ey İslam ümmeti, gelin Kur'an etrafında birleşelim. İslam davası için bir olalım, beraber olalım, fedakârlık yapalım, mazlum ve Mustazaf halklar uğruna, İslam uğruna mücadele edelim, insanlığın üzerimdeki zulmü kaldıralım ve yeryüzünü tağutların tasarrufuna terk etmeyelim." diye kaydetti. (M. Şirin Çağlayan-İLKHA)