İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’nin yanında ilim tahsilini tamamlayan Yusuf bin Halit es-Semtî memleketi Basra’ya dönmek için hocasından izin ister. Büyük imam şu sözleriyle kendisine nasihat etmeye başlar:
Arkadaşlarınızdan birisi öldüğünde onun hakkını ödeyin ve ona karşı vazifelerinizi yerine getirin. Kimin başına iyi bir şey gelirse onu tebrik edin. Kimin de başına kötülük gelirse onu teselli edin, sıkıntısını paylaşın.
Senden işini görmeni isteyen kimsenin işini gör. Yardımına ihtiyacı olan kimseden yardımını esirgeme. İnsanlara, kötü kimseler de olsalar elinden geldiğince merhametle yaklaş.
Herhangi bir sebeple insanlarla aynı mecliste bulunmak veya aynı mescitte bir araya gelmek durumunda kalır da kendi görüşlerine aykırı fikirlerle karşılaşırsan onlarla tartışmayı sen başlatma. Fakat görüşlerini sorarlarsa önce onların benimsediği görüşleri beyan eder; sonra da bu konuda başka görüşler de vardır, diyerek bunları ispatlamaya çalışırsın. Eğer sana kulak verirlerse senin kadrini bilirler. Seninle aynı görüşü paylaşmayan kimselere böyle bir nebze bilgi ver ki, onun üzerinde düşünsünler. Onları daima açık bilgilere dayanarak ikna etmeye çalış, sakın akıllarının ermeyeceği derin bilgilerle onları ikna etmeye çalışma.
İlim meclislerine gelenlerle hemhal ol. Kendilerine yer yer latife yap ve hal hatırlarını sor. Zira böyle davranırsan gerek sana karşı gerekse ilme karşı alakaları artmış olur. Zaman zaman onlara ziyafet ver. İhtiyaçlarını karşıla, onlara yumuşak davran, müsamahakar ol. Hiçbirine kendilerinden sıkıldığını belli etme. Onlardan biri gibi davran. Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de insanlara öyle davran. Kendine layık gördüğün ilgi ve iltifattan onları mahrum bırakma. Şahsına karşı sorumluluklarını unutma, özel durumlarını gözet.
İnsanları tahrik etme. Senden usanan kimselere karşı sen bıkkınlık gösterme. Seni dinleyeni sen de dinle. İnsanların sana yüklemediği sorumlulukları sen de insanlara yükleme. İnsanlar kendileri için neye razı iseler, sen de onlar hakkında ona razı ol. Onlar hakkında daima iyi niyetli ol.
Dürüstlükten taviz verme. Büyüklük taslama. Sana ihanet etseler de sen sakın insanlara ihanet etme. Emanetine ihanet edilmiş de olsa emaneti sahibine teslim et. Vefayı elden bırakma. Takvaya sarıl. Diğer dinlere bağlı olan insanlarla kendi teamüllerine göre ilişkini sürdür. Eğer bu nasihatlerimi tutarsan selamet bulmanı umarım.”
Sonra İmam-ı Azam Ebu Hanife şu sözleriyle nasihatini bitirir:
“Ayrılığın beni üzüyor. Neyse ki seninle tanışmış olmam beni teselli edecektir. Mektup yazarak bizimle ilişkini sürdür. Beni baban gibi görebilir, kendini benim oğlum yerine koyabilirsin. Hiç çekinme, bir ihtiyacın olursa mutlaka bana bildir.
Allah ümmî nebiye, onun âl ve ashabına rahmet etsin.
(İmam-ı Azam’ın, talebesi Yusuf bin Halit es-Semtî’ye nasihatleri Pakistan’da basılan bir risaleden tercüme edilmiştir. Trc. Talha Hakan ALP)