Sabah camide güneşi karşılayan, yine akşamları camiden uğurlayan toplumun ıslahına ve İslami hizmetlere gönül vermiş imamlar, gecenin geç saatlerine kadar görevleri için büyük özveride bulunuyorlar.
Beş vaktin yanı sıra Cuma, bayram, teravih, cenaze namazlarını kıldıran imamlar, dini nikah kıyılmasında, aileler arası husumetlerin giderilmesinde üstlendikleri rollerle günün 24 saatinde kapılarını çalanları geri çevirmiyor. Köy ve mahallelerde sözüne güven duyulan imamlar, insanın doğumundan ölümüne kadar her döneminde önemli yer tutuyor.
Bu imamlardan biri ve Ağrı'nın kanaat önderlerinden olan Molla Musa Demir, sabah namazında başladığı gününü çeşitli ilmi araştırmalar, talebe yetiştirme gibi meşguliyetlerle yatsı namazına kadar hizmetlerde bulunuyor.
Sabah namazından yatsı namazına kadar gençlerle, camii cemaati, Ağrı halkı ile beraber olduğunu belirten Molla Musa Demir, "Acil bir işim olmadığı yada misafir gelmediği sürece kolay kolay görev yaptığım mescitten, medreseden çıkmam" sözleri kendi günlük faaliyetini özetliyor.
"Sabah namazında camiye geldikten sonra artık eve gitmiyorum"
Sabah namazı gibi herkesin neredeyse uykuda olduğu bir saatte 40-50 kişilik bir cemaat oluşan İmam Buhari Mescidi'nde günü nasıl karşıladıklarını anlatan Molla Musa Demir, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, "Cemaatimiz sabah namazı ile beraber camiye geliyorlar, sabah namazında camiye geldikten sonra artık eve gitmiyorum, acil bir durum veya misafir ziyarete gelmez ise buradayım. Resmi olarak görev yürüttüğüm İmam Buhari Mescidi'nde yaklaşık 40-50 kişilik cemaatimiz oluşuyor sabah namazında, çoğunluğu genç tabi. Namaz kıldıktan sonra haftanın dört günü cüz dağıtıyoruz, bir hatm-i şerif okuyoruz. Sonra kalan gençler oluyor, Kur'an'ın tefsiri, hadis, siyer, fıkıh gibi İslami ilimleri işliyoruz. Yani sabah namazından, yatsı namazına kadar gençlerle etüt çalışmalarımız, müzakerelerimiz, ilmi çalışmalarımız devam ediyor. Tabi bir imam olarak, mahallemizde, esnaflarımızla, üniversite öğrencisi ve hocalarıyla çalışmalarımız söz konusu." dedi.
"Halkın içindeyim, özellikle sulhlar için bize müracaat ediyorlar kırmıyoruz"
30 yıllık imamlık görevinde halktan kopmadığını vurgulayan Molla Musa Demir, "Tabi bazen vatandaş gelip, hocam çelişkiye düştük işte, miras, talak, abdest konusunda kendilerine yardımcı oluyoruz. Bölgemiz aşiret bölgesi olduğu için haliyle kavgalar, sürtüşmeler oluyor. Cenazeler, düğünler, mevlitler oluyor. 30 yıllık görevim esnasında halktan hiç kopmadım. Sürekli halkın içindeyim, özellikle sulhlar için bize müracaat ediyorlar kırmıyoruz, halkımızın sulhları içinde yer alıyoruz. İlmi temsil noktasında birkaç kanaat önderi ile aileleri barıştırma noktasında başarı elde ediyoruz. Bu konuda Ağrı halkına da teşekkür ediyorum, duyarlıdırlar hamdolsun." ifadelerini kullandı.
"İmamlar, insanları sadece ibadet noktasında değil her konuda uyarmalı, yardımcı olmalı"
Bulundukları mesleği makam olarak tanımlayan Molla Musa Demir, bu makamın Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) makamı olduğu hassasiyetini paylaşarak imamlık vazifesi hakkında şunları söyledi:
"Tabi bir imam hizmet ettiği makam, minberde okuduğu hutbe, mihrapta cemaate namaz kıldırması, kürsüde insanlara vaaz vermesi gibi içinde bulunduğumuz bu makamlara layık olmasak da Paygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in makamlarıdır. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de 'Andolsun ki Allah'ın Resulünde, sizin için uyulacak en güzel bir örnek var' buyurmaktadır. Alimler her şey den önce peygamberlerin varisleridirler. Peygamberlerin hayatına baktığımız zaman, insanlara her zaman örneklik, rehberlik, dini noktada aydınlatmışlar."
Nefis sürekli rahatlık istiyor, harama meyli var ve bu fıtri bir şeydir. Dolayısıyla imamlar daima insanları ahirete yönlendirmek, sadece ibadet noktasında değil her konuda uyarmalı, yardımcı olmalı. Mesela bir imam bir mahallede, bulunduğu bir vilayette her hareketi ile örnek olmalı. İmam, tabiri caizse toplumun lokomotifidir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor, 'İnsanların içerisinde iki grup, zümre var, eğer bunlar iyi olursa toplumda iyi olur, eğer bunlar kötü olursa toplum da kötü olur. Birisi yöneticiler, birisi de alimler.' Elhamdulillah 150 bin imam ordusu ile büyük bir kalabalık toplumuz. Gerçekten çalışmalıyız, maaşımızı alıyoruz ve bir cami mesuliyetimiz var, mahalleli gençlerle, esnaflarla ve toplumun her kesimi ile bir diyaloğumuz olmalı."
"Hazırlanan tuzakların içine gençlerimiz çekilmeye çalışıyor"
Gençlere sahip çıkmak gerektiğinin önemine dikkat çeken Demir, "Her coğrafyada olduğu gibi bizim toplumumuzda da gençler arasında büyük oyunlar oynanıyor. Çok çeşitli olarak hazırlanan tuzakların içine gençlerimiz çekilmeye çalışıyor. Doğu, Güneydoğu bizim buralar ilim, irfan noktaları iken maalesef son kaç yıldır bazı kesimler gençleri başka noktalara çekmeye çalışıyorlar. Bu noktada özellikle imam kardeşlerimiz dikkatli olmalılar. Cami sadece ibadet yeri değil, ilim yeridir aynı zamanda. Yine Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine-i Münevvere’de Mescid-i Nebi inşa edildiği zaman avlusunda Suffe denilen bir mektep, medrese inşa ediyor. İmam kardeşlerimiz bilgi birikimleri ile kendi camilerini Suffa medresesine çevirebilirler." ifadelerini kullandı.
"Gençlerimizi ulumu diniyye ile beraber funun yani fenni ilimlerle de meşgul olmalılar"
Gençlere yönelikte ilmi noktada tavsiyeleri de olan Molla Musa Demir, "Gençlerimiz, ulum-u diniyye ile beraber funun yani fenni ilimlerle de meşgul olmalılar. Nizamiye Medreselerine baktığımızda gençler hem ilim ve hem de fen ile meşguldüler. Gençler ilmi tedrisatlarını yapsınlar bir de üniversite okusunlar. Medresemizde ilim tahsil eden gençlere ön ayak olup aynı zamanda lise kayıtlarını yaptırıyoruz. Liseyi bitirmişlerse hemen üniversiteye hazırlıyoruz ve isterlerse yurt dışında ilmi eğitimlerini tamamlamak için kendilerine yardımcı oluyoruz. Eli öpülesi, gecesini gündüzüne katarak çalışan alimlerimiz, hocalarımız, imamlarımız var ve büyük vazifeler üstleniyorlar." şeklinde konuştu.
Molla Musa Demir kimdir?
12 Şubat 1912 Ağrı merkeze bağlı Kalender (Qelender) köyünde doğdu, ilkokulu doğduğu köyde bitirdi. Köyde imamlardan Kur'an dersi alan Demir, Eleşkirt ilçesinde imam-hatip görevini yürüten babası Molla Selahattin Demir'den 1984 yılından itibaren Arapça ilmi üzerine dersler almaya başladı. Merkeze bağlı Yukarı Küpkıran (Kopqiranê Eyûp Paşa) köyünde Abdulaziz Ağız hocadan ilmi derslerine devam eden Demir, yine merkeze bağlı Kocataş (Kevirgewrk) köyünde Molla Süleyman Serbest yanında ilmi tahsiline devam etti. 1991 yılında askerlik vazifesinin ardından Siirt'in Tillo ilçesinde asıl ismi Muhammed Taha Gültekin olan Hafız Taha Hoca ve Şeyh Bedrettin Aydın hocanın yanlarında derslerini aldı. Son olarak Molla Süleyman Serbest'ten icazet belgesini aldı. Demir, evli ve 3'ü kız olmak üzere 5 çocuk babasıdır.