İmdat, yardım istemeyi ifade eden bir çağrıdır. İlginç olan ise imdat ile maddenin aynı kökten olmasıdır. Çünkü imdat; maddî, fiilî ve gözle görünür bir yardım isteğini ifade eder.
Cismi, ağırlığı ve unsurları olan ve yer işgal eden yapı taşına “madde” denilir. Bunun yanında ve ilginç bir şekilde başkasının imdadına giderek onun ayakta kalmasına yardımcı olan amile de “madde” adı verilir. Yani madde sadece bu vasıflara haiz olan yapıya değil, aynı zamanda başkasına yardım eden kimseye de “madde” ismi verilir.
Bu nedenle sadece eşyanın yapı taşına değil;ilmin, bilginin yazılı her bölümüne de madde adı verilir. Madde; çok somut mana ve çağrışımların yanında çok latif manalara da sahiptir. Bu nedenle İrfan mektebinde “ya medet” diye bir nida vardır.
Madde ile Medet aynı köktendir. Müddet de öyle. Madde; herkesin, varlığını kabul ettiği şeydir. Kimse maddeyi inkar etmez. Medet; imdat çağrısıdır ama aynı zamanda mürekkep demektir. (Kehf:109) Öyle ya ilim; madde madde yazılmıyor mu? İlim de varlık da medettendir.
İlim de eşya da medetle yani ilahi ilim ve kudretle varolur. Medet, hem yardım hem de mürekkeptir. Ehli irfan neden “Ya Rasulallah medet” demiştir. Çünkü Peygamber(sav), iki medetin toplamıdır. Kudret anlamındaki medet ile mürekkep anlamındaki medet onda birleşti. Biri kılıç oldu biri tebliğ. Biri ruh oldu diğeri beden. Biri mana oldu ötekisi madde. Nebi, medettir. Maddeten vardır. Madde madde vardır. Nebi, Müddettir. Yani mühlettir, fırsattır.
Madde olmadan varlık müşahede edilemez. Ama Medet(kudret ve ruh) olmadan da madde var olmaz. Ya medet; “mana ve madde yönünden bize imdat et ki varlığımız ortaya çıksın” demektir. Böylece sadece ruhani değil maddi olarak da görünelim. İnsanlar bizim varlığımızı fark etsin. Biz de kendimizin farkına varalım. Medet, yani ilmin mürekkebi olmadan insan kendi varlığının farkına varmaz. Nefsini tanıyamaz. Kendini bilemez. Bedenini maddi olarak görür fakat madde madde bilemez. İnsan, maddî olarak ve madde madde ortaya çıkmadıkça varlığı zahir olmaz. Bu nedenle insan, sadece maddî olarak değil, madde madde ortaya çıkmalıdır ki varlığı inkâr edilmesin. Kendi kendinin varlığına şahit olsun.
Bugün Müslümanlar medete muhtaçtır. Yani kudrete ve mürekkebe. Aksi takdirde maddileşemez, madde madde ortaya çıkamazlar. Kimsenin imdadına koşamayan, “ya medet” nidasını yapamayan, bu nidaya cevap veremeyen Ümmetin varlığını kimse kabul etmez. Böyle olduğu takdirde birileri Müslümanların varlığını sorgulamaya başlar. Onların maddi varlığını görmediği için onlardan çekinmez.
Ehli marifet “ya medet” diyerek Peygamberin(sav), medetiyle yani Onun ruhu, salatı ve Onun aşkıyla madden ve maddeten varolmak istiyor. Böyle olması durumunda cahillerin onların varlığını görüp buna göre davranacağını bilirler. Şimdi küffar; İslam’ın en canlı, en mutlak ayeti olan Peygambere karşı edepsizlik yapıyor. Bu, onların maddi olarak ümmetin varlığını kabul etmemelerinden dolayıdır. Ümmet medetsiz kaldığından beri, maddi olarak varlığı ortaya çıkmıyor. Böyle olunca alçak cahiller kendilerince özgürce hareket ediyor.
“Ya medet” maddi olarak, madde madde var olayım demektir. İmdatsız kalmayayım, hem imdadıma koşulsun hem de imdada koşabileyim demektir. Allah(c.c): “Rabbiniz beş bin meleği imdadınıza gönderdi”(Ali İmran:125) buyurur. Melek görünmez ama onun imdadı görünür. Onun imdadı ümmeti maddi hale getirdi. Cahiller, yok saydıkları ümmeti maddi olarak kabul etmek zorunda kaldı. İşte imdadın böyle maddi bir sonucu ve manası var. İmdat edemeyen, imdat olunmayan kimse, yok hükmündedir. Onun varlığı maddi olmadığı için kimse onun hesabını yapmaz. Hatta onun varolduğunu bile kabul etmez. “Ya medet” bir var oluş nidasıdır. Kim bu çağrıya cevap verir veya bu çağrıya cevap bulursa o, herkesin kabul etmek zorunda olacağı şekilde var olur.
Diyarbakır’dan, “Ya medet” nidası yükseldi. Bu nida Peygamberin sevgisiyle yükseldi. “Ya medet” çağrısının sonucu olarak Diyarbakır’da ümmet maddî bir güç haline geldi. Madde madde varlığını ilan etti. Herkes maddî olarak ve madde madde bu hareketi kabul etmek zorundadır. Çünkü “ya medet” nidasıyla maddi bir güç oluşur. Sonra bu güç “Ya medet” diyen “imdat” diyen herkesin imdadına koşar.
İmdada koşma aşk ve cesaretiyle Ümmetin maddî güç olmasını sağlayan Müslümanlara selam olsun.