14-20 Haziran tarihleri arasında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) tarafından düzenlenen 12'nci Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı'nın (ICIEF) dördüncü gününde, dijital ekonomi, sermaye piyasası ve yoksulluğun azaltılması konuları masaya yatırıldı.
IMF Eski İcra Direktörü Prof. Dr. Abbas Mirakhor, konferansta, tamamen Kuran'a dayalı ve ekonomiden bağımsız bir sistem olarak "iktisat" konusu üzerinde dururken, Prof. Dr. Arif Ersoy ise, "İnsan merkezli paylaşım ekonomisi olan İslam ekonomisinin temel ilkelerine göre paralel faiz yaklaşımına dayalı yeni bir paradigmanın geliştirilebileceğini" söyledi.
Dijital ekonomi, sermaye piyasası ve yoksulluğun azaltılması gibi konuların masaya yatırıldığı konferansın dördüncü günündeki önemli konuşmacılardan biri IMF Eski İcra Direktörü Prof. Dr. Abbas Mirakhor oldu.
Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını hakkında genel bilgi vererek konuşmasına başlayan Mirakhor, bunun dünya çapında ciddi ekonomik etkileri olacağını vurguladı.
Pandemiye eşlik eden radikal belirsizliğin ekonomiye dayanak sağlayan politikalar anlamına geldiğini kaydeden Mirakhor, hâkim sosyo-ekonomik sistemin önerdiği politikaların çözüm olmadığını ve gerçek sorunla değil semptomlarla ilgilendiğini söyledi.
Mirakhor, asıl sorunun; sistemin kendisi ve bunun altında yatan felsefe ve ciddi kusurlu ekonomik paradigma olduğunu söyledi.
Müslüman ülkelerin çoğunun ekonomide Batı yaklaşımını izlediğini dile getiren Mirakhor, ekonomiden ya da İslam ekonomisinden bağımsız olan ve Kur'an'a dayanan ve sosyal adaleti tek hedef olarak belirten "iktisat" adlı bir sisteme sahip olduklarını söyledi.
Prof. Dr. Mirakhor, dünyada egemen olan genel ekonomik paradigmanın adalet düşüncesine izin vermediğini ve verimlilik ile adalet arasında bir ödünleşimi (kazanıma karşı kaybın yaşanmasını) temel aldığını söyledi.
Konferansta konuşan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nden Prof. Dr. Arif Ersoy ise, hâkim ekonomik ve siyasi sorunların; sosyalist ülkelerdeki bürokratik tekelciler veya kapitalist ülkelerdeki finansal sermaye tekelci çevreleri tarafından üretildiğini söyledi.
Ersoy, bu tekelci sistemlerin her ikisinin de ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde sosyal ekonomik ve politik sorunlar üretirken, küresel düzeyde sürdürülebilir barış ve dayanışma için yeni bir paradigmanın gerektiğini de belirtti.
Prof. Dr. Ersoy konuşmasında, "İnsan merkezli 'paylaşım ekonomisi' olan İslam ekonomisinin temel ilkelerine göre paralel faiz yaklaşımına dayalı yeni bir paradigma geliştirilebilir." dedi.