Eşinin aşırı derece inatçı olduğundan bahseden beyefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“İki yıldır evliyiz. Evlendim ki mutlu olayım, hayatım zindan oldu. İkimizde özel bir işte beraber çalışıyorduk. İşte; efendi, sessiz diye görüştüm, tanıştık. Evde anneme söyledim. O da gitti araştırdı, sonra “oğlum beni dinlersen sen biraz daha düşün” dedi. Sebebini sordum. “Bu kızla ben anlaşamam” dedi. Ben de, “anne zaten ayrı oturacağız bir şey olmaz” dedim. Meğer o zaman anlamamışım. Evlendikten sonra öğrendim. Annem oraya gittiğinde görmüş. Kız orada başkaları da olduğu halde kendi annesinin her dediğini tersliyormuş, kendisine bir şey dendiğinde “üf ya” filan diyormuş. Annem de kızın bu tavırlarına bakarak, bana öyle söylemiş.
Neyse nişanlılık için toz pembe zaman derler ya, işte ben de aynı öyle, sanki hiçbir şey görmemişim. Kızın ailesi de, hemen beni işin içine çektiler, resmen kızlarını bana zorla vermiş oldular. Bir çok hilelerini daha yeni yeni anlıyorum. Kızın huysuzluğundan hepsi illallah etmişler, resmen beni can simidi gibi gördüler. Kızlarını bana verip rahatladılar. Çocuk yok. İki yıldır, ne desem itiraz ediyor. Ben böyle inat birini görmedim.
Artık ondan bir şey istemiyorum, ne ihtiyacım varsa kendim hazırlıyorum. Ona şunu yap filan demiyorum. Neden bunu şöyle yaptın ya da başka bir iş için neden yapmadın demiyorum. İşe beraber gidiyoruz ve iki yıldır evde kahvaltı yapmadım, gittiğimiz yerde simit yiyoruz. Elbisemi kendim ütülüyorum. Ne zaman annesine gider, ne kadar kalır, hiçbirine müdahale edemiyorum. Bu gidişle ya benim psikolojim bozulacak, ya da ona zarar vereceğim. Boşansam çevredekilerin bana hoş bakmayacağını düşünüyorum. Ne yapayım, ne diyorsunuz?”
Öncelikle bizim burada yapmaya azmettiğimiz şey, hak ve sabır tavsiyesidir. Öncelikle Hakk'ı tavsiye ediyoruz. Bunu iki alt başlıkla açalım.
Birincisi, Hakk'ın huzurunda elinizi açıp, içinizi O'na dökmeniz şart. Bu içini dökmek deyimi hoş bir ifadedir. Hani insanlara içimizi dökerken, dökülen tarafın kapasitesi, niteliği, vasfı, ilgisi vs. bizi her zaman bir yerde durdurur. Ancak Hak Teala için hudud, noksanlık, zayıflık, imkansızlık, yetersizlik, yokluk hasılı en ufak bir şeyi atlama, kaçırma ihtimali yoktur.
O yüzden derdi, muradı, feryadı, şikayet ve hüznü O'na arzetmek, O'nun emrettiği tedbire başvurup, sonunda takdiri de O'na bırakmak gibi bir mecburiyetimiz var. Her daim yapılması gerektiği gibi Hakk'ı tavsiye ediyoruz. Çünkü O her yerde.. Ailede, evde, işyerinde, evlilikte, boşanmada.. Tevbe istiğfar için, dua ve niyaz için, tesbih ve hamd için yine O'nun kapısı herkese sonuna kadar açık..
İkincisi de haktan yana olmayı, hakkı söylemeyi, hakkaniyetli olmayı, haksızlık etmemeyi tavsiye ederiz. Bir kere anlattığınız hususlarda su-i zan, abartı, tahmin, önyargı, niyet okuma, yalnız bardağın boş tarafını söyleme ve gerçekleri bir şekilde gizleme, çarpıtma gibi hakka uymayan her türlü yanlıştan kaçınırsanız hem size hem de çevrenizdekilere haksızlık etmemiş olursunuz.
Dilin kemiği yoktur. Ama Müslüman, onu, iki çene, iki dudak, 34 diş, bir nefes, bir gırtlak ve bir de akıldan oluşan dev bir mekanizma ile kontrol altında tutan kişidir.
Haksızlığa uğramak, size Hakkın sınırlarını çiğneme yetkisi vermez, Müslüman bir muhatabınız için hiç vermez, hele hele bu kimse size emanet edilen biriyse, yapacağınız şey, önce öğüt, olmadıysa gece yalnız bırakma, sonra iki taraftan birer hakem, o da olmadıysa boşanmadır.
Yapmadığı şeyleri bizzat kendiniz yaparak sabretmeniz ve böylece ona bir ders veriyor olmanız anlamlı ancak illâ ki, yapmayı başardığı, sevdiği ve ilgi duyduğu bir ev meşguliyeti vardır. Burada size hiçbir katkısı olduğunu söylerken bir takım ayrıntıları atladığınız muhakkak. Onun kendi rahatı için dahi olsa yaşama dair yaptığı şeyler, sonuçta sizin iyiliğinizedir. Zira siz onunla tamsınız.
Evvela kendisine teşekkür ederek işe başlayabilirsiniz. Mesela yaptığı bir çay için, dizdiği dolap, topladığı mutfak, süpürdüğü oda, açtığı kapı, kapattığı ışık, sorduğu akraba, geçmişteki sözleri ve daha neler neler için..
Ailesiyle ilgili bir takım olumsuz kanaatleri ve onunla ilgili biraz mübalağalı ithamları filan saymazsak şu anda yaptıklarınız sizin güçlü bir iradeye sahip olduğunuzu gösteriyor. Allah'ın da izni ve yardımıyla siz bu binayı ayakta tutarsınız.
Dua bekleriz.
Görüş ve Önerileriniz için... oyaman@dogruhaber.com.tr