Sabahın erken saatlerinde camilere akın eden müslümanlar, kılınan Sabah namazının ardından çeşitli ibadetler yaparak Bayram namazını beklemeye başladı. Kimileri Kuran-i Kerim okuyarak, kimileri kaza namazlarını kılarak, kimileri Allah-u Taala‘nın yüce isimlerini zikrederek ve kimileri Ümmetin kurtuluşu için Dua ve niyazlarda bulunarak Bayram namazını bekledi.
Bayram namazından önce yapılan Vaazda Kurban Bayramının anlam ve önemi Cemaate anlatıldı.
Vaazda Hz. İbrahim’in sınanması, Allah’a (c.c) olan Sadakati, Hacer anamızın sabrı, Hz. İsmail’in babasına sadık oluşu gibi konulara yer verildi.
Yapılan vaazdan sonra Bayram namazı kılındı, getirilen tekbirlerin ardından hutbe okundu.
Cami hocası hutbesinde, "Şüphesiz biz sana bitmez tükenmez nimetler verdik. Öyleyse sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes! Asıl soyu kesik olan, sana karşı nefret duyandır.“ (Kevser,108/1-3) ayetlerini okuduktan sonra, „Bugün, Allah’ın varlığına ve birliğine, Muhammed Mustafa (s.a.s) ’in peygamberliğine inananların bayramıdır. Bügün, iman kardeşliğinin tekbirler ve tebessümlerle hayat bulduğu zamandır. Bu kardeşliğe ne kadarda muhtacız! İnşallah mübarek Kurban Bayramını, kardeşliğimizin tesisine vesile kılacağız. Bügün burada aynı safta yan yana durduk, Allah’ın huzuruna aynı şuur ve duygularla, aynı coşkuyla vardık. Samimiyet ile ellerimizi Rabbimize, gönül kapılarımızıda birbirimize açtık.“ dedi.
Hutbe ve yapılan dualardan sonra cemaatin bayramlaşmasının ardından, verilen ikramlardan sonra aile ziyaretleri yapılmaya başlandı. (Sadik Tufan/Recep Abay-İLKHA)