Son yıllarda yaşanan ekonomik krizin ardından piyasaların hareketlenmesi ile birlikte canlanan inşaat sektörü, 2020 yılında yükselişe geçmeye hazırlanıyor.
Şanlıurfa’da müteahhitlik yapan Halil Bayram, inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
İnşaat sektöründe, 4 yıldır çalkantılı bir süreç yaşandığına değinen Bayram, 2019 yılının 6’ıncı ayında başlayan hareketliliğin, 2020 yılının 6’ıncı ayından itibaren daha da yükseleceğini ifade etti.
İnşaat sektörü ile ilgili yeni çıkan yönetmeliklerden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bayram, yeni çıkan yönetmeliklerle tüketicilerin korunduğunu belirtti.
Ev almanın tam zamanı olduğunu ifade eden Bayram, emlak stokunun erimesi ile birlikte yeni maliyetli evlerin ev fiyatlarını yükselteceğini savundu.
Şanlıurfa’da 2014 yılından beri inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini belirten Müteahhit Halil Bayram, “ İnşaat sektöründe son 4 yıldır çok çalkantılı bir süreç yaşandı. Ekonomik kriz başta olmak üzere stok fazlalığı, arz talep meselesine göre yapılmayan inşaatlar çok farklı şekilde yığılmalara neden oldu. Ekonomik krizle beraber satışlarda düşüş yaşandı. İnşaat sektörü sadece inşaat alım ve satımı olarak düşünülmesin. Sektöre bağlı 400’ün üzerinde işletme var. Dolayısıyla inşaat sektöründe sıkıntı olunca bu diğer alt sektörlere de yansımış oluyor. 2019’un 6’ıncı ayından itibaren inşaat sektörü yavaş yavaş stabil duruma geçti. 2020’nin ilk 6 ayında inşaat sektöründe yeniden bir sıçrama bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“İnşaat sektörü kendi içerisinde toparlanmaya çalışıyor”
Şanlıurfa’da inşaat sektörünün yavaş yavaş hareketlendiğine dikkat çeken Bayram, “Şanlıurfa, inşaat sektöründe Batı’ya oranla daha iyi bir konumda… Batı’da daha çok yığılmalar var. Şanlıurfa’da sektör biraz daha hareketlidir. 2014 ile 2016 yılları arasında inşaat sektörü daha hareketliydi. 2016 yılından sonra durakladı. 2017 yılından sonra tamamen dibe vurdu. Sektör kendi içerisinde toparlanmaya çalışıyor. İnsanların alım gücü düştü. İnşallah insanların alım gücü tekrardan yükselir.” şeklinde konuştu.
“En büyük yatırım aracı emlak sektörüdür”
Yatırım aracı olarak insanların değişmez tercihinin inşaat sektörü olduğuna değinen Bayram, “Bizim toplumumuz daha çok sağlam ekonomiye bakar. Emeklimiz ya da elinde birikimi olan insanlar, tamamen yatırım aracı olarak gayrimenkulü düşünür. Aslında bu bir yandan iyi, bir yandan ise ekonomiye bir faydası olmadığı için çok da avantajlı bir durum değildir. Her zaman için, ne kadar da durağan olsa da en doğru yatırım aracı emlak sektörü olarak görünüyor. Emlak sektörü, insanların birikimlerini değerlendirmek amacıyla kullandığı bir yatırım aracıdır. Bu her zamanda böyle olmuştur ve böyle de devam edecektir.” diye konuştu.
“Müteahhitlere olan güven kalmamış”
İnşaat sektöründeki yeni yönetmeliklere vurgu yapan Bayram, “Son zamanlarda çıkan yönetmelikler tüketici için önemli. Tüketiciyi koruma anlamında çok güzel düzenlemeler olduğunu düşünüyorum. Ben şahsen sektörün içinden biri olarak bu yönetmeliklerin biraz daha sıkılaştırılmasından yanayım. Kanunlarla bu işi doğru yola sokarsak sektörümüz daha sağlam olur. Tüketicinin güveni biraz daha artar. Daha önce kanunlardaki boşluklardan dolayı tüketicinin, müteahhite güveni kalmamıştı. Yeni çıkan kanunlarla, tüketiciyi koruma anlamında iyileştirmeler yapılır, biraz daha sıkı bir politika uygulanırsa sektörün daha sağlam ve güçlü bir şekilde ilerleyeceğine inanıyorum. Belki ilk günlerde sıkıntılar olacaktır. İnsanlar yeni yönetmeliklere tepki verecektir ama ileride güzel sonuçlar çıkacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Müteahhitlik yasasının çıkmasını olumlu buluyorum”
Yeni yönetmeliklerle gelen yenilikler hakkında bilgi veren Bayram, “ Yeni çıkan yönetmelikte 3 şey çok önemli. Birincisi otopark yasasının devreye girmesidir. Eskiden otomobil bir lükstü ama şimdi ihtiyaç haline geldi. Daha önce 4-5 aileye bir araç düşerken, şimdi aile başına bir buçuk araç düşüyor. Kimi evlerde 2 ya da 3 araç var. Onun için otopark ihtiyacı kaçınılmaz oldu. Mevcut parsellerimizin bu yapıya uygun olmamasından dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Daha önce imar düzenlemesinde yapılan parselasyonlar şu anki otopark yasasına uyumlu değil. Bundan dolayı bazı sıkıntılar olabilir. İkincisi ise yapı denetim kanunundaki değişiklikle, yapı denetimleriyle arsa sahipleri arasındaki bağ biraz daha güçlendirildi. İlk etapta bu durum müteahhitlerin tepkisini alsa da aslında doğru bir uygulamadır. Üçüncü ise müteahhitlik yasasıdır. En önemlisi de budur. Bu yasa için çok geç kalınıldığını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Teminat oranları artırılmalıdır”
Yeni yönetmeliklerin daha önce çıkması gerektiğini söyleyen Bayram, “Özellikle teminat anlamındaki oranın yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yüzde 10 gibi bir teminat alınması düşünülüyor. Bence bu rakam yüzde 25 ya da yüzde 30’a çıkarılması gerekir ki bir işe başlarken sağlam temellerle başlansın. Daha sonra tüketici, ‘müteahhit kaçtı, müteahhit battı, müteahhit teslim edecek mi’ gibi durumlara düşmesin. Piyasadaki güven ortamının artırılması için hem teminatın yükseltilmesi hem de müteahhitlik yasasının sert bir şekilde revize edilmesi gerekir.” dedi.
“Maliyetler artarsa daire fiyatları da artacaktır”
Maliyetlerinin artmasının daire fiyatlarına yansıyacağını belirten Bayram, “Biz konut üretirken maliyet girdilerimizi hesap ediyoruz. Bunu hesaplarken de daha önce firmalardan fiyat aldığımızda bize 15 ile 30 gün arasında teklifin değerlendirilmesi için opsiyon tanırlardı. Şu an ise haklı olarak fiyat değişkenliklerinden dolayı 3 günden fazla değerlendirme şansı verilmiyor. Tabi bu maliyet artışları sektördeki durağanlığı biraz daha artırdı. Ne kadar çok maliyet artarsa daire fiyatları o kadar artar. Bu saatten sonra da kimsenin fiyatları aşağı çekecek hali yoktur. Bunu bu şekilde kabullenmemiz lazım. Yeni maliyetli daireler 2019 sonu itibarıyla artık piyasaya girmeye başlayacaktır.” şeklinde konuştu.
“Müteahhitlerin yeniden insanların güvenini sağlaması lazım”
En büyük sıkıntılarının müteahhitlere karşı güvensizlik olduğunu belirten Bayram, “Sizin firmanız ne kadar güvenilir olursa olsun insanların kafasında hep bir soru işareti var. Hiçbir müteahhit, inşaatın içerisinde batmaz. Batanların yüzde 90’nı inşaatta sattıkları dairelerin parasını farklı ticaretlerde değerlendirmesinden dolayı batmaktadır. Yoksa müteahhit yaptığı işte çok çok sermayesini kaybeder ama batmaz. İnsanları mağdur etmez. Bizim en büyük üzüntümüz budur.” diye konuştu.
“Barter sistemi müteahhitlere kuru cesaret veriyor”
İş karşılığı daire satışını doğru bulmadığını ifade eden Bayram, “Müteahhitlerin batmasındaki ikinci nedense ‘barter’ sistemidir. Yani iş karşılığı daireyi satmasıdır. Bu barter olayı müteahhitlere kuru cesaret veriyor. Adam inşaatta iken bütün işleri dağıtıyor ve maliyetini görmeden bütün daireleri satmış oluyor. Daha sonra girdi maliyetleri yükselince kendisine iş yapan adam işi bırakıyor, müteahhitin kendisi de daireyi verip karşılığını alamadığı için altında kalkamıyor. Biz hiçbir müteahhit arkadaşımızın böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Allah yardımcıları olsun. Tabi ki giderken sadece kendileri gitmiyor, onlarca mağdur bırakıp gidiyor. Bundan dolayı müteahhitlik yasasının bir an önce çıkarılması ve bu tür durumların önüne geçilmesi gerekiyor.” dedi.
İLKHA