Bir seçim daha geldi geçti, herkes kendisine göre bir tercihte bulundu, tercihinden dolayı bugün nasıl bir duygu içerisindedir bilmiyoruz.
Önceki gün yazdığım gibi içiniz rahatsa bir problem yok, yapacağınızı yapmışsınızdır.
Bitmedi. Aslında kendimizi, durduğumuz yeri iyi tanımak için olay bitmemiştir.
Peki, bugün yapacağımız bir şey var mıdır? Elbette vardır. Şöyle biraz geriye çekilip kimlerin güldüğünü, kimlerin ağlayıp üzüldüğünü görmeye çalışalım, sonra da biz bunlardan hangilerine dahiliz, onu görmeye çalışalım.
Tebük Savaşı aylar öncesinden haber verilen, herkesin mutlaka bu savaşa katılması ısrarla istenen bir savaştır. Vakit gelir ve İslam ordusu yola çıkar. Bilindiği üzere Hz. Ali (r.a) Peygamber Aleyhisselam tarafından Medine’de yerine vekil bırakılmıştır. Ordu gittikten sonra Hz. Ali sokağa çıkar ve dolaşmaya başlar. Gördüğü manzara karşısında birden irkilir
Çünkü sokakta, çarşıda gördüğü insanlar bayanlardır, çocuklardır ve bir de savaş kaçkını münafıklardır.
Kendisinin onlarla birlikte olmasından dolayı dehşete düşer ve atına bindiği gibi süratle Efendimizin (s.a.v) arkasından yetişir, kendisinin böyle bir duruma düşmeyi kabullenmediğini söyler. Allah’ın Rasûlü onu yatıştırır, kendisinin vekili olarak Medine’de bıraktığını, bu durumu aynen Tur dağına çıkarken Musa Aleyhisselamın vekil olarak Harun Aleyhisselamı bırakmasına benzetir.
Biz yine başa dönelim. Bir mümin sadece önemli karar günlerinde olduğu gibi ertesi gün de kimlerle birlikte olduğuna iyi dikkat etmelidir. Hatta bulunduğu noktanın ne olduğunu anlayabilmesi için bugünün dünden daha net ve berrak bir görüntü vereceği kanaatindeyim.
Evet, şöyle bir bakın etrafınıza, hem sadece yakın çevrenize değil, bizi izlemekte olan yeryüzünün en uzak noktalarına bakın, iyi izleyin.
Diyeceksiniz ki iş işten geçtikten sonra mı? Olsun, bu da bir uyanış değil midir?
Sadece seçim gibi önemli karar günlerinde değil bütün zamanlarda mümin durduğu çizgiyi iyi görmeli, özellikle kendisiyle birlikte aynı çizgiye basanlara bakarak kimliğini iyi gözden geçirmeli.
Kısacası bugün dünya müminlerinin gözlerinin içine bakarak kendimizi de çok rahat tanıyabiliriz.