Dünyayı etkisi altına alan Corona virüs salgını ve salgın nedeniyle alınan tedbirler kapsamında cuma ve cemaatle namazına geçici olarak ara verilmesi kararı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ünverdi, her musibetin, öz eleştiriye bir vesile olduğunu belirterek, Müslümanların bu durumdan gerekli dersi çıkarmaları ve ibret almalarının önemine dikkat çekti.
Cuma namazının İslam’ın büyük bir şiarı olduğuna dikkat çeken Ünverdi, camiler ve minberlerin sessiz kalacağını, bir Müslüman’ın bun durumdan üzülmemesinin mümkün olamayacağını ifade etti.
İnsanın can güvenliğini sağlamanın İslam'ın ana gayelerinden biri olduğunu ifade eden Ünverdi, virüs salgını tedbirleri kapsamında alınan tedbirlere ve bu konuda yapılan tüm uyarılara da riayet edilmesi gerektiğini belirtti.
Cuma namazının İslam’ın şiarlarından olduğunu belirten Ünverdi, “Cuma namazı günün ve haftanın anlamıdır. Şimdi salgın bir hastalık var, dinimizin emri gereği cuma namazı kılamayacağız. Çünkü dini emir ve yasakların hikmetlerinden birisi de canı korumaktır. Eğer bir yerde insan canına ve hayatına tehdit varsa orada tedbir almak dini bir emirdir. Ölümcül düzeyde olan bir hastalık salgını hayatımıza tehdittir. Bundan korunmak sadece insani değil, aynı zamanda dini bir vecibedir. Bu yüzden evimizde kalıyor ve cuma namazını feda ediyoruz.” dedi.
“İnsan yaşayacak ki Rabbini bilsin, O’na kulluk etsin ve iyilik insanı olsun”
İnsanın yaşamak için yaratıldığının altını çizen Ünverdi, “Salgın hastalık tehdidinin altında olduğumuz bu dönemde cuma kılamadığımız için, ‘halimi Rabbime arz’ ediyorum. Böyle bir ortamda alınan tedbiri hiçe sayıp ‘illa ben Cuma kılacağım’ diyenlere ise ‘Rabbim iz’ân ve insaf versin’ diyorum. Ancak eğer bunu duygusal bir nedenle yapıyorlarsa onları hikmetli davranmaya davet ediyorum. Çünkü dini hükümler delile ve hikmete dayanır, duyguya değil. Nitekim insan yaşamak için yaratılmıştır. İnsan yaşayacak ki Rabbini bilsin, O’na kulluk etsin, iyilik insanı olsun. Çünkü ölü bir Müslüman’ın ibadeti ve duasının kimseye faydası yoktur. Umuyorum ki Rabbim elimizde olmayan bir sebeple kılamadığımızdan ötürü cuma namazını kılma sevabı takdir edecektir. Çünkü Peygamberimiz, hastalıkları sebebiyle İslam yolunda gazveye katılamayanlara ‘tıpkı katılmış’ gibidirler diyerek sevap olduğunu müjdelemişti.” ifadelerini kullandı.
“Her musibet öz eleştiriye bir vesiledir”
Ünverdi, “Evet, fıkhi bakımdan böyle ama yine de gönül hüzünleniyor. Cuma namazı İslam’ın büyük bir şiarıdır. Bir beldede İslam olduğunu simgeleyen en önemli unsurlardan biridir. Şimdi camiler ve minberler sessiz kalacak. Bir Müslüman’ın bundan üzülmemesi mümkün değildir. Cuma namazının olmadığı bir cuma ne anlamsızdır. Ancak hüküm akılla verilir, duyguyla değil. Her musibet öz eleştiriye bir vesiledir. Kanaatimce, ‘Bizi bu hastalıkla karşı karşıya bırakan nedir?’ sorusunu sorduğumuz zaman kendimize şerden hayır çıkarmanın ilk adımını atmış oluruz. İnşallah bu tehdide boyun eğmez, millet olarak en az kayıpla bu hastalığı aşarız. Daha da önemlisi musibetin manevi sebeplerini de düşünüp kendi iç dünyamızı gözden geçirir ve kendimizi ihya ederiz. Cuma namazsız da olsa cumamızın hayrı bereketi, tefekkürü ve duası şifası bol olsun.” temennisinde bulundu.
İLKHA