Kanserli tümörü yayıldıktan sonra bile yok eden bir yönteme imza atan Prof. Dr. Bülent Berkarda ve Tıbbi Onkolog Mehmet Salih İyikesici, 2 yıl içinde 2 bin hasta üzerinde yüzde 80'e yakın başarı yakaladı
Birkaç ay ömür biçildikten sonra insülin ve ısı tedavisiyle iyileşen kanser hastaları, Avusturya'nın Viyana kentinde uluslararası kongrede sunuldu. Türkiye'nin en eski onkologlarından Prof. Dr. Bülent Berkarda ve Tıbbi Onkolog Mehmet Salih İyikesici, bu yöntemin arayışına hastalarına "Yapacak şey kalmadı" dememek için başlamışlar. İlk amaç ağrıların hafifletilmesiymiş ancak tedavinin tümörü yok etmesi üzerine yöntemlerini geliştirmişler. Yöntem 2 yıl içinde tam 2 bin hastaya uygulanmış ve yüzde 80 başarılı olmuş.
KANSER ŞEKERİ SEVİYOR
Bu yöntemin ilk basamağını 'insülinli kemoterapi' yani 'şekerli su' ile verilen kemoterapi oluşturuyor.
Kanser hücrelerinin glikoza aşırı duyarlı olması nedeniyle bu yöntemi geliştirdiklerini anlatan Dr. Mehmet Salih İyikesici, "Tümör yükü fazla olan hastalarda uygulanıyor. Kolon, bağırsak, mide, meme, akciğer, pankreas gibi pek çok kanser çeşidinde kullandık. Özellikle sıçramış kanserlerin tedavisinde başarı sağladık. İnsülin kanserli hücrelerde 20 kat daha fazla bulunuyor bu nedenle kemoterapiye başlamadan önce hastalarımızın şeker seviyelerini düşürüyoruz. 40 ve 50 denen kritik seviyede kemoterapi görüyorlar. Bu sırada kemoterapiyle birlikte şekerli su veriyoruz. Kanserli hücreler duyarlı oldukları için ilaç hedefe kolayca ulaşıyor. Yani şekere aç olan kanserli hücreleri kandırarak, şekerle birlikte kemoterapiyi veriyoruz" diyor. Böylece vücut zarar görmeden küçük küçük dozlarda istenildiği kadar kemoterapi uygulamak mümkün oluyor. Patenti olmayan herhangi bir ilaç kullanılmadığı ve normal kanser tedavisiyle birlikte uygulanabildiği için tedavi alternatif tıp sayılmıyor.
TÜRKİYE'YE DOKTOR AKINI
Çoğu hastaya bu tedavinin yanı sıra 'ısı tedavisi' de uygulanıyor. Hipertermi denen ısı tedavisi de kanser hücrelerinin ısıya son derece dayanıksız olması nedeniyle işe yarıyor. Prof. Dr. Bülent Berkarda pek çok kanserli hastayı iyileştirmeyi başaran bu tedaviyi şöyle açıklıyor:
"Isı bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak kanserli hücreleri zayıflatır. Radyoterapinin amacı da budur ancak çok fazla uygulanamaz. Bizim verdiğimiz ısı radyasyon içermediği için uzun süre uygulanabiliyor. Lokal olarak uyguladığımız hastalarda o bölgenin ısısını 40 veya 42 dereceye kadar çıkartıyoruz. 1.5 saat o bölgeye ısı veriyoruz. Bazen genel ısı terapisi uyguluyoruz. Radyasyonu genel olarak bütün vücuda veremezsiniz; ısı tedavisinin bu avantajından da yararlanıyoruz. Vücudu 41 derecede tutuyoruz ve üç saat bu tedaviyi almasını sağlıyoruz. Ben buna 'radyoterapinin kardeşi' diyorum, bütün kanser hücrelerini etkiliyor. Almanya, Fransa ve Amerika gibi ülkelerde birçok hastalığın tedavisinde kullanıyor, biz kanser tedavisine yorumladık başarılı sonuçlar elde ettik."
Viyana'da mayıs ayındaki uluslararası kongrede vakaların sunumunun ardından Türkiye'ye bu metodu görmek için pek çok doktor gelmiş. 6 aylık bir tedavi ile başarılı sonuç alındığı iddia ediliyor. Yöntem henüz lösemi ve çocuk kanserlerinde kullanılmamış. Özellikle hayata bağlı hastalarda çok daha iyi sonuç verdiği için hastanın savaşçı olmasına önem veriliyor.
Hastalardan Ayşe Akbal, şunları söyledi: "2008'de rahim kanseri oldum ve hastalığı yendim. Ancak 2011'de kanserin kolon, böbrek ve mideye sıçradığı ortaya çıktı. Doktorlar yapacak bir şey olmadığını söyledi. Üç ay ömür biçtikleri gün bile 'lisede okuyan oğlum üzülür' diye ağlayamadım. 30 Kasım'da bu tedaviye başladım. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Kemoterapiden çıkıp evlere temizliğe gidiyordum. Oğlum saçım döküldüğü için bana Alex demeye başladı. İnsülinle kemoterapi ve ısı tedavisi gördüm. 6 ay içinde vücudumdaki kanser silindi. Şimdi çok mutluyum. Oğlumla evde kolbastı oynuyorum."
Kaynak: Sabah