28 Eylül 2000'de terör rejiminin başbakanı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'yı basması ve burada küstah açıklamalarda bulunması Filistinlileri ayağa kaldırdı. İşgal güçlerinin saldırması sonucu 7 Filistinli şehid oldu ve yüzlercesi de yaralandı. Kudüs'te başlayan daha sonra Batı Şeria ve Gazze'ye yayılan direnişler "İkinci İntifada"nın başlangıcı sayıldı.
Mescid-i Aksa baskınından kısa bir süre sonra babasının arkasına saklanan 11 yaşındaki Filistinli Muhammed Durra'nın babasının gözü önünde işgalciler tarafından katledildiği anki görüntülerin TV'lerde yayınlanması protestoları arttırmış ve Filistinlileri sokağa dökmüştü. Muhammed Durra ise intifadanın sembolü haline gelmişti.
İntifadanın 18. yıldönümünde İslamî Direniş Hareketi (Hamas) tarafından yapılan açıklamada, direniş tercihine bağlı oldukları, hedeflerini gerçekleştirinceye kadar Büyük Dönüş Yürüyüşlerinin destekleneceği belirtildi. Açıklamada, Abbas'tan Gazze'ye uyguladığı yaptırımları geri çekmesi ve düşmanla güvenlik koordinasyonuna son vermesi istendi.
Açıklamada "Aksa İntifadası'nın başlamasına neden olan sebepler halen artarak devam ediyor. Siyonist düşman emperyalist güçlerin yardım ve desteğiyle saldırılarını ve zorbalık yapmayı sürdürüyor. Kutsal mekânları çevreleyen tehlikenin farkında olan Filistin halkı ise bulunduğu her yerde Mescidi Aksa'yı korumak için çabalarını sürdürüyor." denildi.
Hamas açıklamasında ayrıca dönüş hakkını haykıran ve Gazze üzerindeki kuşatmayı kaldırmak için baş kaldıran Gazze halkının yanında olduğunu kaydetti.
Filistin halkının davasını korumak ve ulusal haklarını geri almak için işgale karşı sürdürdüğü direnişin semavi dinlerin ve uluslararası hukukun meşru gördüğü bir hak olduğunu hatırlatan Hamas, intifadanın, düşmanın güç dilinden başka bir dilden anlamadığını herkese gösterdiğini ifade etti.
Abbas'tan düşmanla sürdürdüğü güvenlik koordinasyonuna son vermesini ve mücahitleri kovalamaktan, tutuklamaktan ve silahlarını toplamaktan vazgeçmesini isteyen Hamas, devrimin hazinesi olan ve düşmanın Filistin davasını tasfiye etme projelerini engelleyen Gazze'ye yönelik yaptırımlarına da son vermesini istedi.
Hamas, Yüzyılın Anlaşması gibi Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan bölgesel veya uluslararası çözümleri reddettikleri gibi, Amerika'nın büyükelçilik binasını Kudüs'e taşıma ve Kudüs'ü işgal rejiminin başkenti kabul etme kararını da reddettiklerini belirtti.
İLKHA