“İntihar önlenebilen bir sorundur”

​Kalem-Der Bingöl İl Başkanlığı, son yıllarda giderek artış gösteren intihar vakalarına ilişkin açıklamada bulundu. Açıklamada, intiharın önlenebilir bir sorun olduğunun altı çizildi.

Bingöl Kalem Derneği, Bingöl’de son yıllarda artış gösteren intihar vakalarına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

Yaşanan artışın can yakıcı olduğunun belirtildiği açıklamada 2011 yılına kadar son 10 yılda intihar oranında yüzde 36’lık artış olduğu hatırlatılarak intihar vakalarının en fazla yaşandığı illerden birinin de Bingöl olduğu belirtildi.

İnsana verilmiş en büyük nimetin hayat hakkı olduğunun belirtildiği açıklamada; “Biliyoruz ki, insana verilmiş en büyük nimet hayat hakkıdır, yani candır. Can emniyeti, İslam’ın toplumsal hayatta teminat aldığı beş emniyetin ilki ve en önemlisidir. Korunması, dinç tutulması gereken bir cana haksız yere kıymak, İslam’da şiddetle men edilmişken ve bir canı katletmek bütün insanlığı katletmekle eşdeğer görülmüşken aynı fiilin kişinin kendi eliyle olması -intihar- daha şiddetle men edilmiştir.”  denilerek konuyla ilgili ayet ve hadisler paylaşıldı.

“İntihar Allah’a isyanın bir çeşididir”

İntiharın, tevekkülden yoksun bir anlayışın sonucu ve canımızın sahibi olan Allah’a isyanın bir çeşidi olarak belirtildiği açıklamada, “İntihar, Allah(c.c)’ı töhmet altında tutmak gibi bir cehaletin ve günahın da ilanıdır. Yüce Allah(c.c) bize gücümüzün yettiğinden daha fazlasını yüklemeyeceğini va’d etmişken, bu dünyada başımıza gelen “zorluk, hastalık, fakirlik, zindan, can/mal ve ürünlerden eksilmeyi imtihanın bir gereği ilan etmişken, maruz kaldıklarımıza karşı sabrımızla bizi müjdelerken imtihanın külfetini beşeri bir mantıkla, bedeni bir takatle aşamayan bizlerin hayatımıza son vermeye kalkışması bir nevi varlığımızı kudret elinde tutan Rabbimize karşı güvensizliktir.” denildi.

“İmansız veya imanı zayıf olan intihar eder”

Açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Genel olarak imansız veya imanı zayıf olan intihar eder. Gerçek Müslüman, intiharı düşünmez/düşünmemelidir. Çünkü intihar, bir çare, bir kurtuluş değil, aksine tarifi imkânsız azaplara kendini atmak demektir.

İslam’ı yaşama yönüyle taklidi ve geleneksel bir toplum olduğumuz için genelde intihar eden kişiyi mazur göstermeye çalışırız. ‘Ya Efendim! Psikolojik sorunları vardı, ya şuuru yerinde değildi, çaresi kalmamıştı’ gibi izahlarla onu sanki bu işin vebalinden kurtarmaya çalışır ve intihar edenin yakınlarını ve kendimizi teselli etmeye çalışırız.”

Açıklamanın devamında, “Hakiki bir imandan yoksunluk, bilgi yönünden eksiklik, manevi açıdan açlık, dünyaya endekslenmiş bir körlük, nesiller arasındaki çatışma, köhne ortamlarda gizlenen günahlar, araç olan maddenin amaç görülmesi, kulak verilmeyen sıkıntılar, basit görülüp çözümü ertelenen ertelendikçe aşılmaz bir duvar olan sorunlar… Haliyle intiharı en çabuk düşünülen çözüm haline getiriyor(!)” diye belirtildi.

İntihar etmenin küfre yakın çok büyük günah olduğu ve ölürken dayanılmaz acılara maruz kalındığı belirtilen açıklamada, intiharın ahirette de daha büyük acılara sebebiyet verdiği ifade edildi.

Topluma düşen görevler

“Dünya sıkıntılarına dayanamayıp intihar eden, ölüm acısına ve ahiret sıkıntılarına acaba nasıl dayanır?” diye sorulan açıklamada, bu konuda toplum üzerine düşenler şöyle sıralandı:

“-Yakınımız depresyondaysa, ümitsizlikten ve ölmekten bahsediyorsa yaşamak için nedeni olmadığını söylüyor veya ima ediyorsa bu söylemleri ciddiye almalıyız.

-Daha önce intihar girişiminde bulunmuş kişilerin ölümcül intihar girişimi açısından risk altında olduğunu bilerek onun ruhsal durumundaki değişimlere dikkat etmeliyiz.

-İntihar eğiliminde olduğunu düşündüğümüz bir yakınımız var ise onun bir psikiyatriste veya rol model bir kişiye başvurarak yardım almasını mutlaka sağlamalıyız.

-İntihar riski içinde bulunan kişilere duyarlı davranmak, intihar girişiminde bulunmuş olanlara karşı ön yargıdan kaçınmak ve tedavilerine destek vermek kritik önemdedir. Çünkü intihar, ölümcül ama önlenebilen bir sorundur.

-En önemlisi, kendimizin, ailemizin ve gençlerimizin manevi eğitimi ve iman yönünün güçlenmesi için gayret etmeliyiz.”

Açıklama, “Evet, bazen dertler, kederler büyüktür ama dertleri, kederleri veren Allah ve o’nun sığınağı, dergâh kapısı daha büyüktür.” ifadeleriyle son buldu. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bingöl Haberleri

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Emiroğlu, Bingöl'deki ulaşım sorununa dikkat çekti
Bingöl İLİM İRFAN Medresesi icazet ve mezuniyet programı düzenledi
Bingöl'de açık alanda kitap okuma etkinliği düzenlendi
​Bingöl’de İTTİHADUL ULEMA'nın yetiştirdiği talebeler icazetlerini aldı
Bingöl Devlet Hastanesinde "Organ Bağışı" standı açıldı