Dudağım kerbela toprağı Saatler Aşura gibi uzamakta
Neden dikiliyor tepemde güneş?... Bir bilsem ki ne zaman
Ah bir bilsem ki ne zamandır
O müjdelenen gün?!...
Tükenmez hazinedir bende umut Harca harca…/ Bitmiyor mu ne? Biraz daha bekle!
Sabır en güzel azık
Refref’in binitliğinde
Sidret-ül Münteha’ya giden
İki rek’at’ın sonundadır yardım…
Garip bir yalnızlığın çıkmazındayım Yusuf’un kuyusuna güneş ne zaman iner? Acılar istiflenmiş.
Belim ha ki kırılacak Nerde uğruna şiirler yazdığım sevgili Gelip beni ben’den kurtaracak…
Yasak bir sevdanın en doruğundayım Gözlerim semadan hep rahmet beklemede Hadi gel artık
Gel de dudaklarıma Kevser
Ab-ı hayat ol kavrulan yüreğime…
Bu ölümlü dünya benden ne ister ki Habire zulüm habire zulüm yağdırıyor Bedirler çok mu uzak acaba ki?
Ebu cehil üç-beş günü bitmez sanıyor
Baği yürekler alaboradır sükutun tufanında
Ya ‘beklenen gün’ geldiğinde halleri nice olacak? Bir mübarek dudaktan
Mübarek bir sözdür beklediğim
Gelse de/ Ah bir gelse de
‘Bayramın mübarek olsun’ dese
Ah ki bir dese Eyy!...
İnzar Dergisi