Her şeyi görüp gözeten ve günü geldiğinde de bunu ifşa edecek olan Rabbimize sonsuz hamdler olsun. Resul-i zişan’a ve O’nun yolundan giden tüm mü’min ve mü’minelere selam olsun.
Üçüncü sayımızda da Rabbimizin izniyle sizlerleyiz. Müslümanların birbirlerini anlamaları için köprü olma vazifemizin idrakiyle çıktığımız yolda sizleri yanımızda görmek Rabbimizin bize vadettiğinin bir yansıması olsa gerek. Bir olmaya, birlik olmaya, kardeş olmaya, beraberce hak sözcülüğü yapmaya her zamankinden daha ziyade muhtaç ve mecburuz. Yükümüz ağır, gücümüz ise zayıftır. Birlik ve beraberliğimiz; bize güç verecek en büyük sığınak, bizi selamet sahiline çıkaracak yegane gemi, yok olmaya doğru giden geleceğimizin kurtuluş anahtarı, gelecekte bizi bekleyen zulümlere ve cehenneme karşı serin ve selamet olacak ab-ı hayattır.
Peki ne yapmalıyız? Hepimizin mutlaka yapması gereken ve yapabileceği bir şeyleri vardır. ‘Allah’tan yana’, ‘ihlastan yana’, endişe kaynaklı, sorumluluk hissi ile bir şeyler yapmak. Durup biran için; “Nereye gidiyorum, ben kimim?” diye üç-beş dakika gözler ufka dikilerek olanları ve olacakları, yapabileceklerimizi düşünebilmeliyiz. Önce, “Ben ne yapıyorum?” sonra; “Biz ne yapıyoruz?” diye sorup tefekkür etmenin vakti geldi, geçti bile. Bunun hemen akabinde Rabbimizin bize yüklemiş olduğu sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Bizler üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz. Hidayete erdirmek, maksadı hasıl etmek ise Rabbimizin işidir. Yapılacak hizmetin zaman ve yere göre mutlaka bir önemi vardır. Tüm kardeşler olarak mutlaka ihlas ile sadece ve sadece Allah için bir şeyler yapabilmenin telaşını yaşamalıyız. Günlük endişelerimizi; kendimizin, ehlimizin ve toplumumuzun akıbeti konusunda duyduğumuz endişeye dönüştürmeli, bu da bizi düşünmeye ve çözümler bulmaya yöneltmelidir. “Salt düşünme bile kişiyi etkinleştirebilir” sözü manidar değil midir?
Bu sayımızda aylık açtığımız dosyalarımızın yanı sıra, siz kardeşlerden gelen yazıları da okuyacaksınız inşallah. Bundan da önemlisi yüreğimize saplanan, izzet pınarımıza set çeken, gözlerimizi çivi gibi yere çakan, yanı başımızda kardeşlerimize yapılan zulüm ve vahşeti de size anlatmaya, yorumlamaya çalıştık. Ümidimiz o ki gerek dergimizden okuyacaklarımız gerekse de diğer basından duyduklarımız, bizi Al-i İmran Suresi 103. Ayeti kerimesinde Rabbimizin dikkatlerimizi çektiği hakikati anlamamıza sebep olur. Şüphesiz biz her ne yaparsak yapalım kendimiz için yapmış olacağız. Rabbimiz ise vaad ettiğini mutlaka gerçekleştirecektir. O, mü’minleri imtihan eder, kafirlere ise mühlet verir. Yine O’na sığınarak, mü’minlere imtihan sürecinde sarsılmaz bir iman, zalim ve kafirlere ise yaptıklarının vehametini anlayacak ve ondan yüz çevirecek bir anlayış nasip etmesini, O’ndan diliyoruz. Ayrıca zorlu imtihan sürecinden geçen Mü’min kardeşlerimize en azından ihlas ve samimiyet ile yapacağımız dualarımızla, acılarını hissetmeye çalışmak bile Rabbimizin lütuflarına sebep olabilecektir.
Hayır dualarınıza bizi ve tüm mü’minleri ortak etmenizi dileyerek sizi derginiz İnzar ile baş başa bırakıyoruz. Allah’a emanet olunuz.
Selam ile…
İnzar Dergisi