Esselamü Aleyküm
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah (cc)’a, salat ve selam ise Resul-i Ekrem’e, Pak Ehline, Güzide Ashabına ve kıyamete değin onların yolundan gidenlerin üzerine olsun.
Yedinci sayımızda da yine sizlerleyiz. Sizlerle olmanın beraberinde getirdiği güzellikleri yüreğimizin derinliğinde hissediyoruz. Bu mübarek yolda, yol arkadaşı olarak beraber yürümek bize aşk ve şevk kazandırmaktadır. Birlikte olmak, beraber yürümek… Acı ve mutlulukları beraber paylaşmak… Bütün bunlar, sosyal bir varlık olan insanın mutlak ihtiyaçlarındandır. Birlikte, dayanışma içinde olmayan işlerde başarılı olmak ve neticeye varmak imkansız gibidir. Rabbimizin vaat ettiği yardımının gelmesi için öne çıkardığı şartlardan bir tanesi de birlik ve bütünlük içerisinde olmaktır. Böyle olduğunun delili ise Resul-i Ekrem’in (sav) hayatında müşahhas olarak ortaya konmuştur. O, yıldız mesabesindeki Ashabıyla, tarihte ve gelecekte örneği bir daha görülemeyecek eşsiz bir hayat tarzı sergilemiştir. Bu hayat tarzını kendisine örnek alan Müslümanlar kısa bir zaman diliminde dünya coğrafyasının üçte ikisine adalet, eşitlik getirmişlerdir. Resulullah’ın (sav) hayat tarzı şaşılmaz bir reçete, miadı dolmayan bir ilaç gibidir.
Malumunuz üzere bu ayda Resul-i Ekrem (sav)’in kutlu doğumunun yıldönümünü idrak edeceğiz. Bu vesileyle üzerimizdeki sorumluluk gereği kardeşlerimiz de bu sayıda ağırlıklı olarak Peygamber efendimizin hayatını konu alan yazılar hazırladılar. Şüphesiz onun hayatı bizim için örnektir. Ancak bu örnekliği yaşayabilmek için de onun iyice bilinmesi gerektiğine dikkat çekmek istedik. Bu bilginin de kaynağından verilmesine özen gösterdik. Hele özellikle Üstad Bediüzzaman’ın reçete olarak sunduğu Sünnet-i Seniyye’ye ittiba bizce büyük bir önem arzediyor. Lakin hayatımızın her anı içten ve dıştan gelecek şeytani vehim ve taarruzlara mübteladır. İşte bu taarruzlardan korunmak için Sünnet-i Seniyye yol azığı edilmelidir. Sünnet-i Seniyyeyi uygulayabilmek için ise mutlaka onun okunması, öğrenilmesi gerekir.
Şehidlerimiz… Hayatları, mücadeleleri ve şehadetleri bizim için örnek olan şehidlerimiz… Şüphesiz o kutlu insanın (sav) çizmiş olduğu yolun kendisine göre bir bedeli vardır. Zaten şu dar-ı dünya hayatını bile az olsun mutlu olarak yaşayabilmek için bir bedel ödemek lazım gelmiyor mu? Kaldı ki ebedi bir mutluluk için ödenecek bedel daha da büyük olacaktır. Bu bedeli hayatlarıyla ispatlayan güzide şahsiyetlerin bir kısmı da şehidlerdir. Bu sayımızda da İslam’ın bu güzide şahsiyetlerinden bazılarına yer ayıracağız.
‘Bir Müslümanın ideali nedir?’ diye sorulduğunda herhalde ağırlıklı olarak en çok verilecek cevaplardan biri, ‘İslamın hakim olduğu bir ortamda yaşamak’ şeklinde olacaktır. Yine ‘bir Müslümanın en çok sevindiği şey nedir?’ sorusuna verilecek cevapların önemli çoğunluğu ‘İslami yaşamı kendine şiar edinen şahsiyetleri anma ve onların izinde olan Müslümanlarla bir araya gelmek, onlarla muhabbet etmek’ şeklinde olacaktır. İşte bu dönemde Üstad Bediüzzaman’ın 45.vefat yıldönümü münasebetiyle, derginiz İnzar ve Çağrı FM tarafından Diyarbakır’da değerli konuk ve misafirlerin katıldığı bir panel düzenlendi. Beş bini aşkın kardeşimizin katıldığı bu panelle, Üstad’ı yadetme sorumluluğumuzu yerine getirmekle birlikte bunca kardeşle bir arada buluşmanın hazzını yaşadık. Her şeyden önemlisi bu güzide şahsiyetlerin hayatlarından alınması gereken derslerden hakkıyla istifade edilmesidir. İnşallah bu maksad da hasıl olmuştur. Buradan gerek katılımcı kardeşlerimize gerekse konuklarımıza gösterdikleri ilgiden dolayı, Allah razı olsun diyoruz. Bu münasebetle bizleri kırmayarak davetimize icabet eden Vakit Gazetesi yazarı Mustafa Kaplan ağabeye de buradan tekrar teşekkürlerimizi bildiriyoruz.
Hayır dualarınızı eksiltmemeniz dileğiyle sizi derginiz İnzar ile baş başa bırakıyoruz.
Allah’a emanet olunuz.
İnzar Dergisi