Varolan tüm mahlukların diliyle Rabbimize hamd ederiz. Yine tüm mahlukatın salavat getirdiği şekliyle biz de Peygamber Efendimize salat ve selam gönderiyoruz. Hakeza Onun yolundan giden tüm kardeşlerimizi de selamlıyoruz.
Tüm kardeşlerin yoğun gayret ve çabalarıyla dergimizin 16.sayısına ulaşmış bulunmaktayız. Her ni’metin kendine göre külfeti de vardır. Ancak o ni’metin değeri arttıkça ödenen külfet de ağırlaşmaktadır. Bu ni’metler ister dünyevi ister uhrevi olsun farketmiyor. Yani dünyayı elde etmek için gösterilen gayret ve çekilen mihnet ne ise ahireti elde etmek için çekilen sıkıntı da odur. Ancak sonuçları birbirinden çok farklıdır. Dört elle dünyaya sarılıp onu elde etmeye çalışan insanların kanaatimizce sıkıntıları çok daha ağırdır. Ayrıca elde edilen sonuç bu dünya ile sınırlıdır. Oysa aynı oranda bir gayret ile ahirete yönelinmesi durumunda muhakkak ki farklı ve daha üstün sonuçlar elde edilecektir. O halde akıl kârı olan nedir diye sorulunca muhakkak ki verilecek cevap, ‘o halde ahiretim için çalışayım da hem dünyam kurtulsun hem de ahirette Rabbimin gölgelediği kişilerden olayım’ olacaktır. Bundan daha güzel bir cevap mı var?
Tüm tarihi vakıalarda, fertlerin ve toplumların yaşam şekillerinde gördüğümüz şu ki, prensipli bir hayat yaşamayı kendine şiar edinip üç-beş günlük dünya hayatına aldırmayan insanlar tarihe hep örnek şahsiyetler olarak geçmişlerdir. Burda illa ki İslamın kazandırdığı bir şahsiyetten bahsetmiyoruz. Nitekim fıtratı duruluğunu kaybetmemiş insanlara tarihte rastlamak mümkündür ve tarih bu şahsiyetlere hakettikleri pozisyonu vermiştir. Ancak bunlar istisna pozisyonundadırlar. Bir başka kesim var ki üç beş günlük dünya hayatı için hem kendini hem de kavmini helaka götürmekten içtinab etmezler. Tabii tarih bunlara da gereken pozisyonu vermiş, verecektir. Bu şahsiyetler her ne kadar dünyada mutlu gibi gözükseler de aslında onlar gerçek kölelerdirler. Şu anda dünyada egemen güç olduğu iddia edilen ve vahşilikte sınır tanımayan mahluklara ramm olup onların egemenlikleri altına girmek zillet üstüne zillettir. Peki bu zillete düçar olmamak için gösterilecek izzetli tavırda kazanılan ne olur, kaybedilen ne olur, diye sorulduğunda verilecek cevap çok basittir. O da ‘zillet içinde korkaklıkla uzun bir ömür sürmektense izzetlice ama kısa bir ömür sürmeyi tercih etmek’ olacaktır. “İzzet, Allah’ın, Resulü’nün ve Mü’minlerindir.”
Bu ayki dergimizde bir açılımın olduğuna siz de şahit olacaksınız. Gelecek sayılarımızda da bu değişiklerimizi inşaallah göreceksiniz. Yeni yazarlarımız ve yeni konularımızla kardeşlerimize daha da faydalı olmayı temenni ediyoruz. Hayatı bir bütün olarak değerlendirdiğimizde temas etmemiz gereken birçok meselemizin olduğunu göreceğiz. İnşallah bu boşlukları gün geçtikçe sizlerin de yardımıyla kapatmaya çalışacağız. Bu desteğiniz nasıl olacak? Şüphesiz ki dergimizin daha çok kişiye ulaşmasına yardımcı olmaya gayret etmekle bu mümkün olacaktır. Kıyası kabil olmasa da kardeşlerimiz zaman zaman kendileriyle yaptığımız hasbihalde, ‘dergimiz neredeyse bir sigara fiyatına ancak ulaşıyor. Herkes kendisine aldığından bir tane daha alıp bunu ya komşusuna ya da bir arkadaşına hediye etse ulaştığımız kitle ikiye katlanır’ şeklinde görüş belirtiyorlar. Doğrusu bu görüşe katılmamak elde değildir. Taktiri okurlarımıza bırakıyoruz.
Bu aydan itibaren Allah’ın izniyle çocuk ekimizin sayfa sayısını yirmidörde çıkardık. Böylece çocuklarımız dergiye biraz daha zaman ayıracaklardır.
Allah’ın izniyle Kurban Bayramı’na da ulaşmış bulunuyoruz. Hacca gitmiş kardeşlerimizin haclarının kabul edilmesini ve kendileri için de hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Tüm kardeşlerimizin özellikle de babalarını bir vesile ile kaybetmiş çocuklarımızın, evlatlarının hasretlerini çeken annelerimizin, vefalı hayat arkadaşlarının ayrıca tüm dünyada esarette bulunan kardeşlerimizin Kurban Bayramlarını tebrik ediyor hayır dualarını bekliyoruz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
İnzar Dergisi