Müfredatın, eğitimin ruhu olduğu hakikatinin hatırlatıldığı dergide, mükemmel bir müfredatın ana hatlarını net çizgiler ile ortaya koyan değerlendirmelere yer veriliyor.
Bu bağlamda, Dr. Abdulkadir Turan, eğitimin insan için önemini ama daha ziyade müfredatın eğitimin ruhu olduğu hakikatini ve mükemmel bir müfredatın ana hatlarını net çizgiler ile ortaya koyan bir yazı kaleme alırken Mehmet Şenlik hoca da öğretim ile eğitimin bağ dokusunu işledi. Yazarlardan Said Özdemir ise eğitimin İslamileşmesi gerektiğini ifade eden bir yazı kaleme aldı.
Hem dosya konusu hem de farklı konularla ilgili birbirinden değerli yazıların yer aldığı derginin başyazısında ise şu ifadelere yer verildi:
Allah'a hamd ediyoruz. O ki âlemlerin rabbidir. O'na hamd ediyoruz. Bizleri hem sünneti hem de gönderdiği öğretmenlerle eğitip terbiye ettiği ve bilmediklerimizi bize öğrettiği için O'na ne kadar şükretsek ve O'nu ne kadar yüceltsek azdır. O Zatını övdüğü gibidir. Bizim içimizden çıkartılıp bizlere Kitabı ve Hikmeti öğreten Efendimize yaradılanlar adedince salat ve selam olsun. Elinde 'beni rabbim eğitti ve ne güzel eğitti' sultanı ile 'ben öğretmen olarak gönderildim' hakikatini ilan eden, eğitimcimiz ve öğreticimiz olduğu hakikati ile bize yaklaşan ve bu vazifeyi hakkıyla ifa edip Refik-i Ala'ya yükselen efendimizi her daim yad etmek her müminin üzerinde haktır.
Aynı şekilde Efendimizin Ehl-i Beytine ve tüm Ashabına da sonsuz selamlar olsun. Şüphesiz hangi Müslüman olursa olsun Allah Teala’nın en fazla Kur’an tarafından öne çıkarılan sıfatı hangisidir diye soracaksak olursak vereceği cevap, yüzde doksan oranında 'Rabb'ul alemin' olacaktır. Yani âlemleri terbiye eden, yani tüm âlemi eğiten… Aslına bakılacaksa hayat bir eğitim sürecidir. Bu süreç tüm mahlûkat için söz konusu iken insan için daha bir öne çıkmaktadır. Zira cennete namzet yaratılan insan, ahsenül takvimde yaratılan insan cennetten dünyaya, ahseni takvimden esfeles-safilin noktasına geri çekilip eğitim ile bu mesafeyi kat etsin diye hayat denilen tanımlanamayan hakikatin içine bırakılmış. İşte bu eğitim sürecinin yegâne mektebi İslam’dır, bu mektebin öğretmenleri de başta Resuller olmak üzere bu Resullerden ders almış, Onların dizinin dibinde yetişmiş Rabbanilerdir. Eğer eğitim dediğimiz süreç bu şekliyle icra edilirse insanlık için konulan hedefe ulaşmak içten bile değildir, ama eğer bu sürece başka unsurlar dâhil olursa süreç insanlığı amaçlanan hedefe yakınlaştırmaktan ziyade uzaklaştıracaktır. Tabi bütün bunların yanında özellikle şu hakikati belirtmeden geçmemek gerek: Eğitim, öğretim olmadan çok yetersiz kalır; hatta kadük bir sürece dönüşür. Belki her eğitim öğretim yılının başında bu konuyu dosya konusu etmek bıkkınlık oluşturmaz mı diye kafada sorular oluşabilir; ama unutulmamalıdır ki, eğitim en fazla üzerinde durulması gereken hakikattir. (İLKHA)