SORU-1 Erkeklerin yüzdeki istenmeyen kılların lazer teknolojisiyle yakılıp alınması caiz midir?
CEVAP-1 Bu konuda yasaklayıcı herhangi bir delil bulunamadığından ve hakkında yasaklayıcı delil bulunmayan her şeyin de helal olduğundan, söz konusu kılların belirtilen şekilde alınmasında bir sakınca yoktur.
SORU-2 Borsaya para yatırıp hisse senedi almak ve satmak caiz midir?
CEVAP-2 Bu konu, uzun süredir bütün İslam Alemi'nde gündemde olan ve bir çok yönleriyle tartışılmaya devam eden bir konudur. Konuyu etraflıca ele almak için, çeşitli devletlerdeki İslam Fıkıh Kurulları toplanmış ve çeşitli kararlar almışlardır.
Özet olarak üç şartla borsaya para yatırıp hisse almak veya hisse satmaya cevaz verilmiştir.
1-Hisseleri meydana getiren şirket, meşru amaçlı bir şirket olmalıdır.
Çalışma ve işleme biçimi mübah olmalıdır. Örneğin: Helal gıda malları üreten şirketler veya elektrik, ilaç gibi hizmet üreten şirketler gibi.
Çalışma alanı içki üretmek veya faizle çalışan bankaları kurmak olan şirketlerde hisse alıp satmak caiz değildir.
2-Hisselerden oluşan bu şirket, toplumda bilinen ve tanınan bir şirket olmalıdır. Ki bu şirketle yapılan hisse alım-satımı şeffaf, açık ve temiz olsun.
3-Bu şirketle yapılan muamelede, aldatma, faiz, bilgisizlik ve insanların mallarını haksız yere yemek gibi şer'i herhangi bir sakıncalı durum oluşmamalıdır.
Dolayısıyla kâr-zarar ortaklığı değil de sabit miktarda kâr (faiz) veren bir şirkette hisse alıp-satmak caiz değildir.
Yine şirkete ortak olmadan, sadece oraya yatırdığı parasının karı (faizi) olarak sabit bir miktar alarak yapılan uygulamalar da caiz değil.
SORU-3 Bayanların kaş, kol-bacak gibi vücutlarının değişik yerlerinden (fıkhi açıdan alması zorunlu olan yerlerin dışında) kıl-tüy aldırması, kesmesi caiz midir?
CEVAP-3 Rasulullah (SAV) bir hadisi şerifte şöyle buyurmaktadır:
"Güzellik için dövme yapan ve yaptırana, (yüzünden veya kaşından) kıl çeken ve çektirene, aralarındaki boşluğun artırılması için dişlerine mevred vuran ve vurdurana Yüce Allah (cc) lanet etmiştir."
“Nemese” fiili, Arapça'da kadının yüzünden ve kaşından kıl çekmesine denir. Bazıları bu kelimenin sadece kaşlara has olduğunu söylemişler. Ebu Davud: “Namisetun, kelimesini kaşlarından kıl aldırarak incelten kadındır" diye tarif etmiştir.
İmam Nevevi (r.a.) diyor ki: Eğer kadının sakalı, bıyığı veya çenesinde kıl çıkarsa aldırması sünnettir ve bu durum, hadisteki la’netin dışındadır.
İbni Hacer Askalani (r.a.) diyor ki: İmam Nevevi'nin (r.a.) bu söyledikleri, kocanın izni ve bilgisi dahilinde olursa doğrudur. Aksi takdirde, yanıltma olacağından yapılmamalıdır.
Hanbeli Mezhebi'ne mensup bazı alimler ise şöyle demişler: Yüz ve kaşlardaki kılların çekilmesi, kötü ve fahişelerin simgesi ise çekmek haramdır. Yoksa tenzihi mekruhtur. Bir rivayette " Kocanın izni olursa ve yanıltma da olmazsa caizdir. Aksi takdirde haramdır." denilmiştir. Ayrıca demişler ki:" Alnından ve yüzünden kıl aldırmak, yüzüne kırmızı boya sürmek, nakış yapmak, kaşlarını inceltmek, kocanın izniyle olursa caizdir. Çünkü bütün bunlar süslenmeye girer. (Süslenmek de helaldır)
Taberi, Ebu İshak'tan, Ebu İshak da eşinden şöyle rivayet etmiştir: “ Eşim Hz Aişe'nin (r.a.) yanına girdi. Hz Aişe (r.a.) de şıklığı seven genç bir bayandı. Eşim Hz Aişe'ye (r.a.): ‘Kadın, eşi için alnındaki kılları aldırarak alnını genişletirse nasıldır?‘ Hz Aişe (r.a.) dedi ki " Edebildiğin kadar kendinden eziyeti gidermeye çalış." (Yani kocan için kendini ne kadar güzelleştirebilirsen yap, bir şey olmaz.)
Fakat İmam Nevevi (r.a.) demiş ki: "Kıl aldırmak dışında, yukarda belirtilen şekilde süslenmek caizdir."
Kadın, kollarından veya bacaklarından kılları alsa bir sakıncası olmaz. Çünkü kol ve bacak kılları hakkında bir yasak bulunmamaktadır. Yasak olmayınca da aslolan helal olmasıdır.
(Fethul Bari Cilt-10 Sayfa-462)
SORU-4 Hafızasında Kur'an-ı Kerim, Allah ve Muhammed isimleri yüklenmiş cep telefonuyla tuvalete gitmek caiz midir?
CEVAP-4 Tuvalete giren kişi, üzerine Kur'an-ı Kerim'i taşıyamaz. Üzerinde Kur'an-ı Kerim'den bir ayet, Yüce Allah'ın (cc) isimlerinden bir ismin veya Allah (cc) zikrinin yazılı olduğu herhangi bir şeyi de taşıyamaz. Taşıması haramdır. Telefon olsun, para olsun, yüzük ve benzeri, ne olursa olsun taşıyamaz. Rasulullah (SAV) tuvalete girerken, üzerinde "Muhammedün Rasulullah" yazılı olduğu için yüzüğünü çıkararak girerdi.
Ama Kur'an-ı Kerim gizli ise, bantlanmış olarak bir kağıtta ise onunla tuvalete girilmesinde bir sakınca yoktur. Onun gibi telefon hafızasında Kur'an-ı Kerim varsa yine bir şey olmaz. Çünkü helaya girenin kalbinde ve hafızasında da Kur'an vardır. Nitekim şahıs, tuvalette kalbinde zikir yapabilir.
İmam Ahmed (r.a.) demiş ki: "Eğer yüzüğün üzerinde zikir varsa ve elinin avucu ile üzerini kapatırsa veya üzerinde zikir yazılı para bulunursa ve tuvalete düşmezse sakıncası yoktur. İshak (r.a.), İbni Müseyyeb (r.a.), Hasan (r.a.) ve İbni Sirin (r.a.) de aynı şeyi söylemişlerdir. (Muğnil Muhtaç Cilt-1 Sayfa -86, Muğni İbni Kudame Cilt-1 Sayfa-159)
SORU-5 Mescit ve camilerde siyaset yapılması caiz mıdır?
CEVAP-5 Hz. Rasulullah (SAV) şöyle buyurmaktadır:" Kim camide "Falan şeyim kayboldu" diyen birini görürse, ona " Allah (cc), kaybolan eşyanı bir daha sana geri getirmesin camiler bunun için yapılmamıştır" desin."
Başka bir Hadis-ı Şerif'te " Camide ticaret yapan birini görürseniz ona " Allah (cc), ticaretini bereketlendirmesin." deyiniz" buyrulmaktadır.
Rasulullah (SAV), Camide ticaret yapmayı, İslami olmayan şiirler söylemeyi ve İslam'da yasak olan bütün şeyleri yapmayı yasaklamıştır.
Ayrıca namaz kılanların namazlarını karıştırmalarına sebep olacak şekilde seslenmek, o şekilde Kur'an-ı Kerim okumak, o şekilde tesbihatları yapmak da caiz değildir. İlim dersleri bunun dışındadır. Ayrıca vaat ve nasihat, ma’rufu emretmek, münkerden nehyetmek caizdir. Siyaset yapmak islami olursa yani İslama faydalı ise caizdir, yoksa haramdır.
İmam Nevevi (r.a.) şöyle demektedir: " Camide mübah konuşmaları yapmak, şakaları yapmak, gülmek, yemek yemek, içmek, yatmak, namaz kılanlara zarar vermemek şartıyla caizdir."
İmam Şafii (r.a.) :" Kafirler, Beytullah hariç, bütün camilere girebilirler." demiştir. (Fıkhüs Sünne Cilt-1 Sayfa-237)