Aylık İlim ve Kültür Dergisi İnzar’ın Şubat 2015 sayısı çıktı. Derginin bu ay ki dosya konusu İslam’ın kadın alimelerle ilgili meselesi olarak belirlenmiş ve başyazıda ise Müslümanların her zaman yapmaları gereken fedakârlıklarının bazı zamanlarda daha bir ivme kazanması gerektiğine değinilmiş. Ayrıca dergi bu ay okurları için 6-8 Ekim 2014 tarihinde Diyarbakır’da şehid edilen Cumali Güneş’in ağabeyi ve ablası ile bir röportaj gerçekleştirmiş.
125. sayının editör yazısında; “Bir erkeği hidayet ettirseniz bir şahsı hidayet ettirmiş olursunuz. Ama eğer bir kadını hidayet ettirseniz, bir haneyi hidayet ettirmiş olursunuz” ile “Toplumların ıslahı veya ifsadı kadından başlar. Eğer bir toplumun kadınları ıslah olmuşlarsa o toplumun ıslahı kolaydır. Ve aynı şekilde eğer bir toplumun kadınları ifsad olmuşlarsa o toplumun ifsadı da mukadderdir” sözlerine yer verilerek; “Kadın toplumun en azından yarısıdır. Hatta çoğu zaman yarısından fazlasıdır. Toplumun yarısının ıslahı söz konusu olduğu zaman sadece hidayet ile dalalet arasındaki eşiği aşmaları ile kanaat edilirse şüphesiz bu büyük bir tehlike ile karşı karşıya olmak demektir. Nasıl ki erkeklerin hepsinin sadece hidayet ile dalalet arasındaki eşiği aşmaları ile iktifa edilemiyorsa, tam aksine bunların arasında avamın olması gerektiği gibi havasın, ehessülhavasın da olması gerektiği gibi kadınlar arasında da avamın olması gerektiği gibi havasın ve hatta seçkin kadın sahabelerin yanında Hz. Rabia gibi döneminin velilerine fark atmış ehessü’l-havasın da olması zaruridir. Aksi halde kadın kesimini kendisi için birinci hedef seçmiş olan Deccal ve avanesinin saldırılarına sadece -bir nebze dış unsur olan- erkeklerin telkini ile karşı konulamaz” açıklamasında bulunulmuş.
Editör yazısının devamında dosya konusuna ilişkin; “İsnad derecesi hakkında bir malumata sahip olmamakla beraber büyük alimlerinden birine şöyle bir isnatta bulunuyorlar. Diyor ki İmam; ‘Ben hacca gidip hac farizasını yerine getirmeden haccın menasiklerini hakkıyla kavrayamadım. Aynen öyle, bir kadın olup aybaşı halini de görmeden ben hakkıyla kadın hallerini anlayamam…’ Hem psikolojik hem de fizyolojik olarak erkeklerden önemli ölçüde farklılıklar sahibi olan bir kadını bazı noktalarda en güzel kadınlar anlar. Madem durum budur, öyle ise bu sorunların en güzel çözümü kadınlardan müçtehid seviyesinden alimelerin çıkarılabilmesidir. Bu öneme binaen bu ayki dosya konusunu insanlığa kadın âlime diye bir olguyu kazandıran İslam’ın kadın alimelerle ilgili meselesine ayırdık. Bu kesinlikle İslam’a yapılan bazı saldırılara cevap olsun diye seçilmiş bir konu değildir. Allah (cc)’a şükür ne bu konuda ne de başka bir konuda bizim böyle bir derdimiz olmamıştır. Ama biz bu konuya verilen ehemmiyetin değişik zamanlarda törpülendiğini biliyoruz ve bunun ümmete büyük bedeller ödettiğine vakıfız. İslam’ın içinde bulunduğu problemlerin nedenlerinden bir tanesinin de bu olduğuna inanıyoruz. Biz bu konuda bir uyanış olsun diye değil, başlamış olan bir uyanışa takviyede bulunalım diye buna yöneldik” sözlerine yer verilmiş.
Ayrıca editör yazısında; İTTİHAD’ın yoğun çabaları ile her yıl yüzlerce genç kızın İslam ilimlerinde mütehassıs denilebilecek seviyede aldıkları eğitimlerinden sonra icazet aldıkları vurgulanarak, “Bu konuda değerli kazanımlara ulaşılmış. Bizim bu kazanımlara katkı sunmamız gerektiğine inanıyoruz. Yazarlarımızın bu konuda hazırladıkları yazılarının bizim bu konuya güçlü bir şekilde destek olmamız için motive edici olduğunu göreceksiniz” denilmiş.
İnzar Dergisi 125. sayı editör yazısının başyazısında, Müslümanların her zaman yapmaları gereken fedakârlıklarının bazı zamanlarda daha bir ivme kazanması gerektiğine değinilmiş. Özellikle üzerinde bulunduğumuz coğrafya hakkında büyük güçlerin emelleri için daha yoğun bir şekilde yüklendikleri, işbirlikçilerini devreye soktukları ve pervasızca Müslümanların üzerine gelindiği bu gibi durumlarda Müslüman bireylerden beklenilecek fedakârlıklar daha bir artmaktadır. Başyazı bu konuyu öz ve güçlü ifadelerle kullanmış. (İLKHA)