Siyasette çok yönlülük, farkındalık ve kural dışı olma gittikçe kabul görmeyen bir yaklaşım tarzını mı beraberinde getiriyor? Kronik siyasi anlayış, katılaştıkça statükoyu koruyan bir eksen kaymasına mı neden oluyor? Her ülkenin milli -ben buna derin diyorum- siyasi anlayışı, statükocu bir siyaseti mi doğuruyor?
Menderes ve Erdoğan iktidara geldiklerinde kronik siyasi anlayışın memur zihniyeti onlara iş yaptırma fırsatı vermedi. Hem de milli ve ali menfaatler gerekçesine sığınılarak... Kendileri iktidar olsa da uzun zaman muktedir olmayan bu ikili, milli/derin siyasi anlayışın direnişiyle karşılaştılar/karşılaşıyorlar. Referanduma kadar gelen bu süreç hep bu derin mantaliteyi sorgulama siyasetini beraberinde getirmedi mi?
Tıpkı bu yaklaşım gibi ABD'de de kural dışı bir siyasi seyir gelişti. Donald Trump, geçmişi siyasi bir kişilik olarak bilinmekten çok, iş adamı diye tanınır. On iki yaş üstü tüm ABD'liler tarafından bilinir. 70 yaşındaki bu emlak kralı, gerek Başkanlık yarışı boyunca gerek sonrasında hep ABD'yi bir iş adamı olarak gördüğünün imajını yansıtmaktan geri durmadı. Siyasi konuşmaları ve söylemleri zayıf, dünya ve gerçeklerinden habersiz, paradan çok iyi anlayan; hak, hukuk ve özgürlük konusunda duyarsız olmakla itham edildi. Demokratların, Cumhuriyetçileri bu konuda dünyaya afişe etmeleri Trump profiliyle gündemde tutuldu/tutuluyor. Hâlbuki adam baştan bu yana çizgisinden taviz vermeyen bir süreç içerisinde ısrarlı bir şekilde devam ediyor. Şayet siyasi kırılganlık gösterseydi hemen göze çarpardı herhalde. Fakat iş adamı kimliğiyle siyasete soyunmanın elbet eksileri olacaktır. Her ne kadar 1980'deki Başkanlık seçiminde Reagan'ı desteklese de Reform Partisiyle 2001 yılına kadar ilişkisini sürdürdü. 2008'e kadar da Demokrat Partiyi destekledi. O yılki başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi aday McCain'i de destekledi. 2011 yılına kadar da 6 Cumhuriyetçi, 4 de Demokrat adaya mali destek verdi. Daha sonra desteğini Cumhuriyetçilere kaydırdı. Yani siyasetten standart ölçülerde olmasa da uzak biri olmadı. Fakat yine de siyasi geçmişine bakıldığında siyasi profilden çok iş adamı yaklaşımı/çıkarcılığı hemen göze çarpıyor. Destekler, mali yardım ve gelgitler... Acaba klasik iş adamı çıkarcılığını aşan bir profil gösterecek mi, yoksa milli bir ABD derin politikası mı izleyecek? Çünkü istihbarattan tutun Savunma Bakanlığına kadar hemen hemen birçok kurum Trump karşıtı söylemler ve eylemlerde bulundu.
Derin Amerika'ya rağmen ne yapabilir? Düşündüklerini siyasi ve ekonomik projelerini uygulayabilir mi? Doğrusu yetmişli yıllardan bu yana alt yapı konusuna fazla eğilmeyen önce ki yönetimlerin aksine iş adamı kimliğiyle ABD'yi yeniden donatabilir. Çünkü bu, hayatı boyunca uğraştığı bir alan. Fakat siyaset açısından kronik siyasi anlayışa karşı olan mücadelesinde bir dönem süresince muktedir olamaz, her ne kadar şu an iktidarsa da. Çünkü derin siyasi anlayış, tüm kamu ve kurumlarda yürürlükte olup sert bir direnç gösteriyor, bunu açıkça dillendirmekten de çekinmiyor. O zaman Trump, iktidar olduysa da muktedir olamaz. ABD'nin alt yapı ve benzeri alanlarında yapacağı çalışmalar derin ABD siyasetini memnun etse de siyasi alanda önünde dağ gibi duracaktır. Tıpkı Menderes ve Erdoğan'ın önünde milli/derin siyasetin durması gibi.
Demek ki siyaset iki kimlikli olmayı değil siyasi kimlikli olmayı benimser. İş adamı olmak başka, siyasetçi olmak başka...