Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi Konferans Salonunda öğrencilerle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Siyasi istikrar ile ekonomik istikrar arasında çok önemli bir ilişki var. Siyasi istikrar bozulduğunda ekonomik istikrar da bozuluyor. Dünyada yaşanan ekonomik kriz birçok ülkeyi olumsuz etkiledi. Bölgede bazı ülkelerde iç çatışmalar ve kavgalar var. Terör saldırıları ve üzücü hadisler yaşanıyor. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye büyümeye, gelişmeye devam ediyor." dedi.
“İş Sağlığı ve güvenliğinin en büyük faydası, insan hayatının korunmasına yöneliktir”
İş Sağlığı ve Güvenliğinin en büyük faydasının, insan hayatının korunmasına yönelik olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Bir taraftan da iş sağlığı ve güvenliğine yaptığınız yatırımlarla iş gücü kaybını önlemiş olursunuz, işletmelerin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlıyorsunuz. Aslında çok önemli bir değer üretiyorsunuz. Küçük küçük ihmaller nedeniyle oluşacak zararların önüne geçmiş oluyorsunuz. Bu tıpkı koruyucu hekimlik gibi, iş sağlığı ve güvenliği de aslında iş ortamında bizi koruyan ve işi daha verimli yaparak devam etmesini sağlayan bir alan. Bunun en iyi nedeni siyasi iktidardır. Türkiye geçmişte siyasi istikrarsızlıklardan çok çekti. Siyasi istikrar ile ekonomik istikrar arasında çok önemli bir ilişki var. Siyasi istikrar bozulduğunda ekonomik istikrar da bozuluyor. Siyasi istikrar güçlendiğinde bu ekonomiye de yansıyor." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşanan ekonomik değişimlere de değinen Başbakan Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'de en fazla ekonomik büyümenin 1950'li yıllarda yaşandığını dile getirdi. Bu durumun da Adnan Menderes döneminde tek partinin iktidarda olduğu için gerçekleştiğini söyledi.
“Gazetelerde her gün enflasyon diye bir canavar çizilirdi”
İktidara gelmeleriyle ekonominin 233 milyar dolardan 800 milyar dolar seviyesine ulaştığının altını çizen Başbakan Yardımcısı Yılmaz, “Enflasyon şimdi tek haneli rakamlara geriledi. İhracatımız 36 milyar dolardan geçen yıl itibariyle 158 milyar dolara ulaştı. Türkiye daha önce boğazına kadar borçlu bir ülkeydi. Borçlarımızın milli gelire oranı yüzde 74'ler seviyesindeydi. Geçen yıl bu yüzde 33'e kadar düştü. Enflasyon o dönemler hep gazetelerde canavar şeklinde çizilirdi. Yılda 2 haneli, 3 haneli enflasyonlar vardı, şimdi ise çok şükür tek haneli rakamlarda. Bu kolay olmadı 13 yılda. Enflasyon en fazla dar gelirliyi vururdu. Sabit gelirli, dar gelirlilerin üstünde bir büyük bir kamburdu.” şeklinde konuştu.
Program, daha sonra Başbakan Yardımcısı Yılmaz’ın öğrencilerin sorularını da yanıtlamakla devam etti. İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünün geleceği hakkında sorular yönelten öğrenciler, bölümden mezun olan öğrencilerin önünün açılması temennisinde bulundu. (İLKHA)