Adana'daki İslami sivil toplum kuruluşları, Ulu Camii'nde kılınan öğle namazının ardından işgalci siyonist rejimin Mescid-İ Aksa'ya yönelik son saldırılarına tepki amaçlı basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı grup adına İHH Adana temsilcisi Mahmut Eraslan okudu.
Kudüs'ün, bu bayram öncesi yine işgalci rejimin saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Eraslan, "israilin bu saldırıları artık kronikleşmiş; Müslümanların her bayramı öncesi Mescid-i Aksa hedefe konularak, bir meydan okuma yapılmakta ve Mescid-i Aksa bir Yahudi mabedine çevirilmek istenmektedir." dedi.
Eraslan, "Mescid-i Aksa’ya düzenlenen toplu baskınlar, orada ibadet eden Müslümanlara yapılan saldırılar, ilahi hatıranın vücûd bulduğu yapıya verilen zararlar, Müslümanların buraya girişlerine konulan engeller, Mescid-i Aksa’nın altının oyulmasıyla oluşturulan tüneller, buradaki ibadetgâhlara uygulanan kapatmalar, Yahudilerin burada gerçekleştirdiği ayinler ve pervasızlıklar, her türlü sosyal ve kamusal baskılamalar, israilin Mescid-i Aksa üzerindeki düşlerinin yapı taşları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, israil bu düşten uyanmaya başladı. Müslümanların onurlu ve izzetli direnişi; israili her geçen gün düşlerinden uyandırarak gerçeğe doğru yaklaştırıyor, düşler yerini kabuslara bırakıyor. Bu hakikat, israilin gün geçtikçe daha da çirkefleşmesine, saldırganlaşmasına ve zorbalaşmasına yol açıyor." ifadelerini kullandı.
"Filistinliler mücadeleyi daha farkındalığı yüksek şekilde ortaya koyuyor"
Ramazan ayının sonunda yaşanan olaylarda işgalci rejimin yine Mescid-i Aksa üzerine saldırıya geçtiğini hatırlatan Eraslan, Müslümanların tüm Filistin coğrafyasından başlamak üzere dünyanın her yerinde işgal politikalarına karşı ayağa kalkması neticesinde işgalci rejimin geri adım attığını vurguladı.
"Bugün yine tek ses olmalı, israile karşı tek yürek tavrımızı ve haklılığımızı ortaya koymalıyız." diyen Eraslan, "Artık israilin bu topraklardaki vadesi doluyor. Dışarıdan getirecekleri nüfus gücü kalmadı. Uluslararası kamuoyu gün geçtikte israile karşı tavrını daha net ortaya koyuyor. Filistinliler mücadeleyi daha farkındalığı yüksek şekilde ortaya koyuyor. Nüfus üstünlüğünün kendilerinde olduğu şehirlerde dahi toprakları terketmeye başladılar. Siyasi olarak en ufak bir düzen kuramadılar. Bunun kendileri de farkında. Bu farkındalığın yükünü saldırıların şiddetini arttırarak aşmaya çalışıyorlar. Parçalanıyorlar, parçalanmaya devam edecekler!" diye ekledi.
"Kamuoyu baskısını oluşturmak tüm Müslüman alemi için acil bir gerekliliktir"
"İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona karşı kin ve nefret beslesin. Bu ise imanın asgarî gereğidir." hadis-i şerifine atıfta bulunan Eraslan, "Bugün israil, Müslüman coğrafyaların tam kalbinde, bizatihi kötülük timsali olarak durmaktadır. Bu kötülüğe karşı kalbimizle buğzetmekle beraber, elimizle ve dilimizle yapmaya güç yetireceğimiz pek çok şey bulunmaktadır. Uluslararası kurum, kuruluş, STK, haber yayıncıları, sanatçılar, siyasetçiler, güvenlik kurumları, teşkilatlar, organizasyonlar gibi mekanizmaları doğru şekilde harekete geçirecek kamuoyu baskısını oluşturmak tüm Müslüman alemi için acil bir gerekliliktir." diye konuştu.
"Küresel bir farkındalık ve bilinçlendirme hareketi uyandırmalıyız"
Eraslan, "Siyonizmin pek çok boyutuyla karşımıza çıkması gibi, mücadele ederken de farklı mukavemet metotlarını etkili bir biçimde kullanmalıyız. israil, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirmek isterken; siyonizmin dini, kültürel, politik, medya yanlarını kullanmaktadır. Kişiler ve zamanlar değişse de Siyonist ideolojinin karanlık yüzü değişmemektedir. Mücadelemizi verirken, bu ırkçı, saldırgan ideolojinin tüm unsurlarına karşı vermeli; küresel bir farkındalık ve bilinçlendirme hareketi uyandırmalıyız." dedi.
"Kudüs’ün akıbeti bizlerin hayat mücadelesinin tam merkezinde yer almalıdır"
Eraslan, şu çağrılarda bulundu:
"Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün akıbetini yalnızca orada yaşayan Filistinlilerin omuzlarına yüklememeli; her bir Müslüman, zamanın ve şartların ruhuna münasip şekilde Kudüs ruhunu ortaya koymasını bilmelidir.
Bizler Mescid-i Aksa için, Kudüs için, Gazze için, Filistin için bedeller ödedik. Vatandaşlarımız Mavi Marmara’da şehit oldular. Kudüs’ün akıbeti bizlerin hayat mücadelesinin tam merkezinde yer almalıdır.
israil şunu unutmasın ki; bizler yeniden bedel ödemeye hazırız ve hep hazır olmaya devam edeceğiz! Gerekirse hepimiz Filistin’e gider, orada Filistinli kardeşlerimizle omuz omuza mücadele eder yine de Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmayız."