Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgütün Suriye'deki silahlı muhalif gruplardan İslami Cephe ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) savaş açması ve elinde tuttuğu esirleri yargısız infaz etmesi yerel halkta tepkilere yol açtı.
Önceki gün 50 kişiyi infaz eden IŞİD örgütünün Halep'teki karargahını ele geçiren muhalifler, elleri arkadan bağlı 70 ceset bulmuştu. IŞİD ve İslami Cephe arasında başlayan çatışmalar son günlerde iyice şiddetlenirken, bir hafta içerisinde Halep, İdbil ve Rakka'da 76'sı sivil olmak üzere 336 kişi hayatını kaybetti. Halep esnafından Semir Ebu Lütfi, IŞİD'in İslami Cephe ve ÖSO'yla savaşmasının kendilerini hem hayal kırıklığına uğrattığını, hem de derinden yaraladığını söyledi.
IŞİD'in silahlı muhaliflerle beraber Esad güçlerine karşı savaşması gerekirken, muhaliflerin denetimindeki bölgeleri zorla alarak alan genişletme derdine düştüğünü ifade eden Ebu Lütfi, "Halkın zor şartlar altında hayat mücadelesi verdiği bu günlerde IŞİD'in silahlı muhaliflerle Rakka, İdlib ve Halep'te sokak çatışmasına girmesi kabul edilecek bir durum değil. Son operasyonlarıyla halka büyük darbe vuran IŞİD, baskıcı yapısıyla halk tabanındaki desteğini de kaybetti. Esad rejimine karşı mücade vermesi gereken IŞİD, halkın sigarasıyla ve inancıyla uğraşmaya başladı" diye konuştu.
"Muhalifler ortak bir paydada birleşmeli"
Halep sakinlerinden Bedriye Ummu Kasım da, muhalif bölgelerdeki halkın birçok sorunla uğraşırken IŞİD'in bu bölgelere saldırmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Muhalif grupların bir araya gelerek halkın sorunlarına çözüm bulması gerektiğine işaret eden Kasım, "İki muhalif grup arasında yaşanan çatışmalardan dolayı dışarı çıkmaya korkuyoruz. Hasta kızımı dahi doktora götüremedim" dedi.
Zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirten Kasım, şöyle konuştu:
"Bölgemizde uzun zamandır sularımız akmıyor. Susuz yatıp, susuz kalkıyoruz. Bir aydan fazladır banyo yapamadık. Halep'in bazı bölgelerine elektrik verilemiyor. Muhalif gruplar buna bir çözüm bulmalı. Biz silahlı muhaliflerin ortak bir paydada birleşmelerini istiyoruz."
Son dönemdeki çatışmalardan dolayı kente çıkan yolların kapanması nedeniyle temel insani ihtiyaçların temininde sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Kasım, şunları kaydetti:
"Üç yıldan bu yana her sıkıntıyı çekiyoruz. Eskiden rejimin havan toplarından korkardık. Şimdi ise muhalif grupların çatışmalarından korkar hale geldik. Rejimle silahlı muhalifler savaşıyor, diyetini halk ödüyor. Muhalifler kendi aralarında çatışıyorlar, bunun da diyetini halk ödüyor. Bu böyle olmamalı, eğer devrim halk için yapılıyorsa önce halk düşünülmeli, yoksa muhaliflerin de rejimden bir farkı kalmaz."
Halep'in Neyrab bölgesinde görevli ÖSO komutanlarından Salih Ebu Hamze ise kurdukları kontrol noktalarıyla IŞİD'in bölgelerine girişlerini engellediklerini dile getirdi.
IŞİD'in Halep'te birçok konuda yanlış yaptığını savunan Hamze, "IŞİD muhaliflerin ele geçirdiği yerlere sahip çıkmaya başlamıştı" dedi.
IŞİD'in Halep'te silahlı muhaliflere karşı bomba yüklü araçlarla düzenlediği saldırılarla göz dağı vermeye çalıştığını belirten Hamze, şunları kaydetti:
"Bu kimsenin kabul edeceği bir durum değil. IŞİD, Suriye'de zulümle kendisini benimsetmeye çalıştı. IŞİD, rejimin rolünü devraldı. Rejimin bize yaptığını şimdi IŞİD muhaliflerin denetimdeki bölgelerde halka yapıyor. Keyfi tutuklamalar ve infazlar var."
BMGK Suriye rejimini yine kınayamadı
Öte yandan, BM Güvenlik Konseyi'nde, Esad rejiminin Halep'e düzenlediği varil bombalı saldırıları kınamaya yönelik İngiltere'nin sunduğu tasarı Rusya'nın itirazı nedeniyle kabul edilemedi.
BMGK kapalı toplantısında Suriye'deki son gelişmeler, Cenevre-2 Konferansı hazırlıkları ve kimyasal silahların imha süreci değerlendirildi.
Toplantının ardından BMGK ocak ayı dönem Başkanı ve Ürdün'ün BM Daimi Temsilcisi Zeyd Ra'ad, toplantıdan bir basın bildirisi çıkmadığını belirterek, kimyasal silahların imhasına ilişkin sürecin ilerlemesinden memnuniyet duyduklarını söyledi.
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Lyall Grant ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İngiltere tarafından sunulan ve Esad rejimi tarafından Halep'te ayrım gözetmeden yapılan bombalamayı kınayan basın metninin bloke edilmesinden dolayı hayal kırıklığı yaşadıklarını bildirdi.
Almanya'nın BM Daimi Temsilciliği'nden yapılan açıklamada da Halep'e yapılan bombardımana ilişkin sunulan basın bildirisinin bloke edildiği ifade edilerek, "İnsanların yaşadığı ızdırapların karşısında bu ne büyük bir utanç" değerlendirmesinde bulunuldu.
Diplomatik kaynaklar, basın bildirisinin Rusya tarafından sert bulunduğunu ve bazı maddelerin rejim lehine yumuşatılmasını istediklerini belirtti.
İngiltere'nin ise Rusya'nın istediği haliyle basın metninin anlamını yitireceğinden basın bildirisi taslağını geri çektiği kaydedildi.
BMGK'da basın ya da başkanlık bildirgesinin kabul edilebilmesi için konsensüs aranıyor. Dolayısıyla bir üyenin bile itiraz etmesi halinde tasarı kabul edilemiyor.
Rusya, Suriye krizinin başından bu yana geçen süreçte basın bildirilerinin yanında yaptırım gücü bulunan BMGK karar tasarılarını da veto etmişti.