İTTİHADUL ULEMA Fetva Kurulu "Iskat nedir ve hangi ibadetler için geçerlidir?" sorusuna yanıt verdi.
Fetvada, şu ifadelere yer verildi.
"Sözlükte “düşürmek, atmak, izale etmek" anlamlarına gelen ıskât fıkıhta bir hak veya mükellefiyeti düşürmek, onunla ilgili sorumluluğu kaldırmak demektir. İbadetler arasında ıskatı en meşhur olanlar hac ve oruçtur. Sinan bin Seleme el-Cühenî'nin eşi, haccını yapamadan vefat eden annesinin yerine haccetmeyle ilgili Hazreti Peygamberden bilgi almak istediğinde Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine izin verdi (Buhârî, Cezâu’s-Sayd 22, No: 1852). Bu hadis haccın ıskatına işaret etmektedir. Öyleyse haccın farz olduğu kimse bu ibadeti eda etmeden vefat ederse bıraktığı maldan yakınları onun adına hacca gider. Şafiî ve Hanbelî mezhebine göre bu kimse vasiyet etmese dahi bıraktığı terekeden onun adına hac yapılmalıdır (İbn Kudâme, el-Muğni III, 25).
Oruç borcu olduğu halde vefat eden kimse için bakılır; eğer tembellik veya kendisinden kaynaklanan bir gevşeklik değil de hastalık nedeniyle borcu kalmışsa bu kimsenin yerine bir şey yapmak gerekmez. Fakat tembellik vb. özür sayılmayacak nedenlerden dolayı oruç borcu varsa terekesinden her gün için fidye verilir. Fidye; Hanefi mezhebine göre fıtır sadakası, Şafiî mezhebine göre ise fıtır sadakasının dörtte biri (1/4) kadardır.
Iskat konusu olan bir diğer mesele ise kefâret ve adaklardır. Yemin, zıhar, öldürme, oruç, hac/umre kefaretleri ile adağını yerine getirmeden vefat eden kimsenin bıraktığı maldan onun adına bu borçlar ödenir.
Bazı Hanefî fakihler hariç çoğunluğa göre namazın ıskatı yoktur. Çünkü hac ve orucun ıskatına dair sahih hadisler bulunmaktadır. Fakat namazın ıskatıyla ilgili bizlere aktarılan herhangi bir nas yoktur (Serahsî, el-Mebsût III, 90)."