Resûl-i Ekrem’in bir gece Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya yaptığı yolculuğa İsrâ, oradan göklere yükselmesine Mirac denilmiştir.
Hadis kaynakları ile siyer ve delâil kitaplarında isrâ ve miracla ilgili birçok rivayet mevcuttur. Buhârî ve Müslim’de yer alan rivayetlerin ortak noktalarına göre olay şu şekilde cereyan etmiştir:
Bir gece Resûlullah, Kâbe’de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrâil geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis’e götürdü. Resûl-i Ekrem Mescid-i Aksâ’da iki rekat namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrâil biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resûlullah süt dolu kabı seçince Cebrâil kendisine "fıtratı seçtin" dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti. Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülma‘mûr’un bulunduğu yedinci semada Hazreti İbrâhim’le buluştu. Sidretü’l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah’ın huzuruna çıktı. Burada Cenâb-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hazreti Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hazreti Peygamber’in huzûr-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti. Bir rivayete göre Resûl-i Ekrem’e Mirac'da Bakara sûresinin son âyetleri indirilmiş ve Allah’a ortak koşmayanların affedileceği müjdesi verilmiştir.
İslam alemi tarafından Salı'yı Çarşamba'ya bağlayacak gecede idrak edilecek Mirac Kandili hakkında İLKHA'ya konuşan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, bu gibi önemli gün ve gecelerin Müslümanlar tarafından iyi idrak edilmesi gerektiğini söyledi.
Mirac Kandilinin âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya ve oradan da semaya yaptırılan hikmet dolu bir yolculuğu ifade ettiğini belirten Çelik, Mirac Gecesi gibi önemli gün ve gecelerin Müslümanlar tarafından iyi idrak edilmesi gerektiğini söyledi.
Tarihte Müslümanlara yönelik yapılan saldırıların ve baskıların bugünde dünyanın dört bir tarafında yine aynı şekilde devam ettiğine işaret eden Çelik, bu gece işkence ve zulüm altındaki Müslümanlara da duamızı eksik etmememiz gerektiğini ifade etti.
"Mirac bir yolculuktur, bir çıkıştır ve bir yükseliştir"
"Mirac gecesi Hazreti Muhammed, Cenab-ı Hakk'ın daveti ile Mescid-i Haram'dan alınmış Mescid-i Aksa’ya ‘İsra yürüşü’yle göğe yükselmiş, cennette ve cehennemde birçok olaylara şahitlik etmiştir." diyen Çelik, "Mirac bir yolculuktur, bir çıkıştır ve bir yükseliştir. Mirac'tan bize kalan ve ulaşan mesaja yoğunlaşmak ve odaklanmamız gerekir. Mekke-i Mükerreme’de, o günkü Müslümanların içerisinde bulunduğu sıkıntıları şöyle bir gözden geçirmek lazım. Gerçekten de Mekke'de yaşamaya müsaade edilmiyor, en ufak insani hakları bile tanınmıyor, toplum içerisindeki sosyal kişilikleri, yine onurları tamamen görülmüyor ve rencide ediliyordu. Sadece manevi baskılar değil fiziki baskılar ve eziyetler de yapılıyor. Diğer bir ifadeyle o imanla, inançla, kimlikle yaşama hakkı vermiyorlar. Ellerindeki gücü en insafsız bir şekilde kullanıyorlar. Böyle bir durumda tabi bunların hepsi gelip sevgili Peygamberimize buluyor. Hatta sahabeler, Peygamber efendimizin yanına gelerek ‘Allah'ın yardımı ne zamandır?’ diye soracak derecede bir bunaltı içerisine giriyorlar. Peygamber efendimizin en büyük destekçisi olan eşi Hazreti Hatice ve amcası vefat etmiş. Peygamberimiz de böyle bir beşeri yönü olarak o da daralıyor. Cenab-ı Hak, bir ümit kapısı olarak, bir manevi destek olarak Mirac’ı veriyor. Böyle değişik olaylara ve hadiselere perde arkalarında hikmetlerle birlikte Peygamber efendimize gösteriyor. Nitekim Mirac'dan sonra çok büyük değişimler ve gelişimler oluyor. Mirac bir yol açımıdır, bir kapı açılmasıdır." şeklinde konuştu.
"Tarihte olduğu gibi yine Müslümanlara baskılar yapılıyor"
Tarihte Müslümanlara yönelik yapılan saldırıların ve baskıların bugün de dünyanın dört bir tarafında yine aynı şekilde devam ettiğine işaret eden Çelik, "Bugün de bizi bunaltan, daraltan ve bizi yer yerde ümitsizliğe düşüren yine fiziki darbelere maruz bırakılan hallerimiz var. Yıllardan beri israilin Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerindeki hesapları var. Sürekli şahit olduğumuz, bu hesaplarını gerçekleştirmek için darbeleri var. Bir de bunun dışında bunu destekleyen, daha dışarıdan ve daha çevresel darbelerde var. Yine geçtiğimiz haftalarda Yeni Zelanda'da tarihi kodlar da hatırlatılarak bir saldırı yapıldı. Bu saldırı basit bir saldırı değildi. Bir tarafta bir şekilde yine çevresel ve en uzaktan en yakına kadar Avrupa'da ümmet ve millet varlığımız olanların dini kimlikle bir araya geldiği camilerin saldırı altına alınması, değişik hakaretler ve buna benzer saldırılarla yine bugün Müslümanlar olarak bizi yer yer bunaltıyor, daraltıyor, şaşırtıyor. Zaman zaman ‘biz ne yapacağız, artık bir çıkış yolu bulamayız’ şeklinde ümitlerimize darbe yapıyorlar. İşte burada Mirac imdadımıza yetişiyor. Her sene yeni bir ruhla, yeni bir heyecanla ve yeni bir oluşla Mirac'ı karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Miracı yeni bir heyecanla karşılamamız lazım"
Mirac Kandilinin ibadetle, tövbe ve istiğfarla geçirilmesi gerektiğini belirten Çelik, "Miracı yeni bir heyecanla karşılamamız lazım. Özellikle bir bilinç durulması ve arınmasıyla öncelikle kendimizi bir muhasebeye tabi tutmalıyız. Özellikle oluşları dikkate alarak olacakları da hesaba katarak Mirac’ı yaşamamız gerekiyor. Mirac'ın en büyük ibadeti tefekkürdür, kendimizi muhasebeye çekmektir. Bu gecenin en büyük ibadeti; Müslümanlar olarak neredeyiz, İslam'ın ahlakıyla, idealiyle bütünleşmede dinamizmiyle bütünleşmede neredeyiz, hangi noktadayız. Allah'ın bize yaşamak için gönderdiği din olgusunu ve projesini bizler nerelere kadar gerçekleştirebiliyoruz. Yine kardeşliğiyle, dayanışmasıyla, hazırlanmasıyla, ribatıyla, uyanmasıyla, olayları yorumlamayla nereden gelip nereye gittiğini hesap etmesiyle, duruşumuzla, var olma azmimizle nerelerdeyiz ve hangi noktadayız. Yine bu konuda hangi çabaların içerisinde bulunuyoruz, hangilerini gerçekleştirdik ve hangilerini gerçekleştirmek için hem kişisel olarak hem de toplum olarak ümmet coğrafyası içerisinde neleri gerçekleştirebiliriz? Bunun bir muhasebesini yapmalıyız. Zenginliklerimiz, zaaflarımız ve güçlü yönlerimiz nedir? Elbette ki zafiyetin yanında güç de vardır. Bunların hesabını yapmalıyız. Bir toplumsal muhasebe yapmamız gerekir." diye konuştu.
"Mirac'ı yaşayacağımıza inanmamız gerekir"
Mirac'ın insanın erdem yolculuğu olduğunu ifade eden Çelik, "Mirac'ı yaşarken miracı yaşayacağımıza inanmamız gerekir. Ümmetin de miracı vardır. Bugün manevi olarak neredeyiz, maddi olarak hangi yükselişteyiz, manevi olarak hangi yükselişteyiz, Rabbimiz ile irtibatımız, barışıklığımız nedir? Hazreti Peygamberin hayatıyla barışıklığımız nedir? Zihniyet ve yaşantı olarak bir soyut iman olarak ve bir de somut olarak bu imanı gösteren davranışlarımız, hareketlerimiz duruşumuz nedir? Mirac'da en büyük yapacağımız işler bunlardır." dedi.
"Mirac kandillerinde camileri doldurup, dualarımızı buluşturmalıyız"
Bu gece ve buna benzer gecelerin Müslümanlar için bir fırsat olduğunu belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mirac kandillerinde camileri doldurup, yine dualarımızı buluşturmalıyız. Elimizi açıp halimizi Allah'a arz etmemiz lazım. Allah’a, istikametimizi, niyetimizi, kararlılığımızı, azmimizi ifade etmemiz lazım ki kararlılığımızı, bu azmimizi ve niyetimizi Cenab-ı Hak bize tecellilerde, yardımlarda bulunsun ve zayıf tarafımızı güçlendirsin, kapalı kapılarımızı açtırsın. Bugün açılması gereken kapalı kapılarımız var. İşte ümit bunlardan biridir. Ümitli olmalıyız ve ümitsizliğe kapılmamalıyız. Onun için Müslüman; içerisinde bulunduğu durumu iyi değerlendirmelidir. Ölüm gelinceye kadar iyilik yapmaya, duruşunu korumaya, kimliğini muhafaza etmeye, bir Müslüman olarak elinden geleni yapmaya gayret etmelidir. Mirac’da en çok bunları yapmalıyız." ifadelerini kullandı.
"Bizim şarj kaynağımız Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberin o örnek hayatıdır"
Bu gecenin en önemli hediyesinin ise namaz olduğunu söyleyen Çelik, "Camilerde bir araya gelmek ve birbirimize dua etmek, Kur’an-ı Kerim okumak, anlamak… Sonuç itibariyle bizim imanımızın, inancımızın düşüncemizin ve eylemlerimizin kaynağı Kur'an-ı Kerim’dir. Kur'an-ı Kerim ile barışık olmalı ve Kur’an-ı Kerim’i anlamak lazım. Kur’an ve namaz çok önemlidir. Müminin miracı namazdır. Bu Mirac Kandili münasebetiyle miracımızı yeniden ihya edip, ihya ederken bir namaz konusunda neredeyiz, namaza devamlılığımız, namazdaki şuurumuz, namazdaki bilincimiz, ciddiyetimiz ve huşumuz konusunu dile getireceğiz. Namaza daha bir dikkatli olarak önem vereceğiz. Kur'an-ı Kerim okuyacağız ve anlamaya çalışacağız. Bizim şarj kaynağımız Kur'an-ı Kerim’dir ve Hazreti Peygamberin (aleyhisselam) o örnek hayatıdır. Peygamberimizin hayatında namaza verdiği önemi göz önünde bulunduracağız ve Mirac Kandilini inşallah bu kazanımlarla idrak edip, karşılayacağız." şeklinde konuştu.
İLKHA