Bitlis Eğitim Kültür Sağlık yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BEST-DER)tarafından “Şehitleri anma ve Anlama Programı” düzenlendi. Bitlis Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen ve yüzlerce Bitlislinin katıldığı şahadet programı, İlahiyatçı Lokman Dalga’nın Kur’an- Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılış konuşmasını yapan BEST-DER Yönetim Kurulu Başkanı Eradal Tunçtan, derneğin faaliyetleri hakkında bilgi vererek, programa katılan herkese teşekkür etti. Sinevizyon gösterimiyle devam eden programda, Özlem Ajans sanatçılarından Hikmet Kıyançiçek’in Türkçe ve Kürtçe seslendirdiği ilah ve ezgilerle manevi coşku doruğa çıktı.
Programa konuşmacı olarak katılan HÜDA PAR Diş İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, şehit ve şahadetin önemine değindi.
Şahin, “Şehitler kervanı öyle bir kervandır ki Hz. Habil’den başlayıp Allah’a doğru giden yolla koyulan, içinde Peygamberlerin olduğu bir kervandır. Hz. Zekeriya vardır. Hz. Yahya vardır. Allah’ın kutlu nebileri vardır. Allah’ın dostları ve evliyaları vardır. Şehitler kervanına şahadet âşıkları katılmaya devam ediyorlar. Kıyamete kadarda bu kervana katılmaya devam edecekler.” dedi.
“Allah, Yasin Börü ve arkadaşları üzerinde bölgenin fotoğrafını çekti”
“Mümin ya şehit olmalı ya da şahit olmalı. Ya Allah için gerektiği zaman canını vermeli, kanını akıtmalı ya da hakkı söylemekten çekinmemeli ve hakkın şahidi olmalı. Bir yönüyle hakla batılı ayıran Furkan’dır onlar.” diyen Şahin, 6-8 Ekim olaylarında yaşanan vahşet bunun canlı örneği olduğu hatırlatmasında bulunarak şöyle konuştu:
“Birkaç tane genç, kendisini feda ederek şehit oldu. Allah, o birkaç gencin üzerinden hakkı ortaya çıkardı. Çünkü zihinler karışmıştı. Bakışlar ve görüşler karışmıştı. Çünkü kafalar karışmıştı. Hak ile batılı karıştırıyorlardı. Doğruyla yanlışı, gerçek zalimi ile gerçek mazlumu karıştırıyorlardı. Temiz ile pisi karıştırıyorlardı. Ama Şehit Yasin ve arkadaşları üzerinden Allah, hakkın fotoğrafını çekerek bütün Türkiye’nin gözüne soktu. İşte mazlum olanlar, doğru olanlar bunlardır.” ifadelerini kullandı.
İslam, âlimlerin mürekkebi ve şehitlerin kanıyla ayakta kalabildiğini dile getiren Şahin, İslam’ın gövdesini Peygamberler, dalları âlimler, meyvesi ise şehitlerin oluşturduğu kocaman bir ağaç olduğunu, O ağacı sulayan âlimlerin mürekkebi ve şehitlerin kanı olduğundan dolayı şehitler, Allah katında çok büyük makamlara sahip olduğunu ifade etti.
Şahin, Şehitliğin iki yönü olduğuna dikkat çekere, “Biri şehitliktir Allah’a bakan yönü, biri de emanettir bize bakan yönü. Şehit, canını vererek Allah yolunda şahadete ulaşıyor. Ama aynı zamanda canını verdiği davayı da bize emanet bırakıyor. Bunun hesabını Allah sorarken, onlarda soracaklar. Biz canımızı ve kanımızı vererek İslam davasını size emanet bıraktık. Siz İslam davası için ne yaptınız? diye soracaklar.” şeklinde konuştu.
“Rehberlerini ve önderlerini şehit vermiş bir camianın mazereti olamaz”
İslam davası için mücadele edenler için mazeret kabul edilmediğinin söyleyen Şahin, “En değerlilerini şehit vermiş, rehberlerini, önderlerini, gencecik kardeşlerini şehit vermiş bir davanın mensuplarına, bizlere mazeret yok. Yeryüzünde mazeret sahibi bir insan varsa o da Şeyh Ahmet Yasin’dir. Yıllarca tekerlekli sandalyede yaşadı. Sadece boynundan yukarısı sağlıklıydı. Boynundan aşağısı yıllarca felçliydi ve bu felçli adam, yıllarca İsrail’e kafa dikti. İslam için çalıştı mücadele etti. Hiçbirimize mazeret bırakmadı. Biz Allah huzurunda Ya Rabi! Şu mazeretimiz, bu mazeret dediğimizde, O felçli ihtiyar adamı Allah, bu adam felçli haliyle İslam için çalıştı der. Bu adam bu haliyle İsrail’e kafa dikti der.” diye konuştu.
“Bu coğrafyada İslam yaşanıyorsa, kanını akıtan şehitler sayesindedir”
Son olarak Şahin, bu coğrafyalarda İslam, şehitlerin kanlarının bereketiyle yaşandığına dikkatleri çekerek, “Biz bu coğrafyada İslam’ı konuşuyorsak, biz bu coğrafyada hala İslam’dan bahsediyorsak, İslam yaşanıyorsa, bu coğrafyada canını veren, İslam için kanını akıtan şehitler sayesindedir. Şahadet hepimizin arzusu olmalı. Ama önceliğimizde davettir. Hele gençlerin İslami temelden uzak, İslami öncelikten uzak, kirletilmiş bir şahadet kavramı ve cihat kavramı etrafında Müslümanların birbirini boğazladığı coğrafyada, şahadete koşarcasına yaşadıkları bu fitne zamanında, önceliğimiz bu toplumda özellikle davettir. Biz İslam’ı yaşayıp taşımakla görevliyiz. Bunu yaparken son derece sabırla, merhametle ve şefkatle hareket etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Program, PKK tarafından katledilen Yeni İhya Der Başkanı Aytaç Baran için hazırlana tiyatro gösteriminin ardında, İsmail Elban hocanın yaptığı duanın ardında sona erdi.
İLKHA