BİTLİS - Oxin Medresesinde düzenlenen icazet töreninde konuşan Arvas, icazet geleneğinin İslam tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi.
İlk müdderisin Hz. Cebrail olduğunu belirten Arvas, ilk muallim Hz. Peygamber, ilk medrese Hira daha sonra Mekke’de Darul Erkam, Medine’de de Mescidi Nebevi ve yanında yapılan yatılı talebelerin kaldığı Suffa Medresesi olduğunu söyledi.
“İslam dini akla dayalı nakil dinidir”
İslam’ın sadece akıl dini olduğunu iddia edenlere de cevap veren Arvas, şöyle konuştu: “İslam dini bazıları zaman zaman bilerek veya bilmeyerek ‘İslam dini akıl dinidir’ şeklinde ifadeler kullanıyor. Doğruluk payı vardır fakat İslam dini akla dayalı nakil dinidir. Hz. Cibril’den Peygamber Efendimize ve ondanda günümüze kadar icazet silsilesiyle geliyor.” dedi.
"Senedi, delili ve belgesi olmayanın dayanağı yoktur”
Toplumu da bilgi kirliliğini oluşturarak, toplumu farklı yönlendirmeye çalışanların olduğuna dikkat çeken Arvas, şu uyarılarda bulundu: “İcazet kitaplarımızda geçen şu ifade de senedi, delili ve belgesi olmayanın dayanağı yoktur.
Toplumumuz öyle bir hale gelmiş ki, efendi falanca şöyle dedi. Falan meslekte ki şahıs şunu söyledi. Falan televizyondaki adam böyle dedi. Bakıyorsunuz ki, söylediklerinin çoğu Kur’an’ın, sünnetin, icma’nın ve İslam’ın ruhuna aykırıdır.
“Hocası olmayan kimse alim olamaz”
Bakıyoruz ki, bu şekilde konuşan insanların bir hocası yoktur. Hocası olmayan kimse alim olamaz. Hocasız alim olmaz. Hz. Peygamberin talimi için Hz. Cibril görevlendirilmiştir. İslami ıstılahta medrese geleneğinde hocası olmayan alim olamaz. Çünkü belli bir sistem olmadan, belli bir metod olmadan, sağdan soldan toplayarak okumuş. Bizim memleketimizde kullanılan bir tabir vardır ‘Öksüz kuzu koç olmaz’ (Berxa méjo nabe beran). Öksüz kuzu, anası öldüğünde her gördüğü koyunun memesini emiyor. Oradan buradan besleniyor ve gelişmiyor da. Cılız kalıyor. İşte hocası olmayan ve alim olarak ortaya çıkan insanlar da öksüz kuzu gibidirler bunlardan koç olmaz.”
Kur’an'ı anlamayanlar, toplumu yanlış yönlendiriyor
Kur’an ilimlerini okumayanların Kur’an'ı yorumlamaya çalıştığı tehlikesine de dikkatleri çeken Arvas, sözlerine devamla, “Nice karşılaştığımız insanlar şu mesele Kur’an’da var mıdır? Diye soruyorlar. Peki, sen Kur’an'a baktın mı? Diye sorduğunda mealine baktım bulamadım diyorlar. Peki, sen Kur’an’da anlayacak kadar ilimi bir istihraca sahip misin? Kur’an’dan anlamak için sarf lazım. Nahiv lazım. Mantık lazım. Kur’an ilimleri okumak lazım. Birçok ilmi okumak lazım.
Peygamber Efendimiz Kur’an’dan anlamamış mı? Günde 5 vakit namaz kılıyordu.
Örneğin bir darçını veya başka bir bitkiyi doktora götürüp, bu ilaç mı? Diye sorduğunuzda doktor, belki faydası vardır fakat ilaç değildir. Niye çünkü bunun ilaç olması için, laboratuara girmesi lazım. Belli bir gramajı ayarlanması lazım. Neye iyi geldiğinin tespit edilmesi lazım. Bunun sonucunda kurul karar alır ve ilaç olarak eczanede satılır.
“Mürşit ve müderris geleneğini de medreselerimizde canlandırmamız lazım”
Dolayısıyla Kur’an ve İslam ilimlerinden, fıkıh ve hadisten anlamak için bunun yan ilimlerini bilmek gerekiyor. İşte bu ilimleri de veren medreselerimizdir. Bunun içindir ki, tarihimizde icazet çok önemlidir. Bizim medreselerimiz nizamiye medreselerinin devamı niteliğindedir. Bir sistemi vardır. Bir esası ve usulü vardır. Bizim şark medreselerimizde 30 yıl önceye kadar her müderris aynı zamanda bir mürşit idi.
Dolayısıyla bizlerin o mürşit ve müderris geleneğini de medreselerimizde canlandırmamız lazım.” şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş - İLKHA)